Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Suriye iç savaşı çıkalı 10 yıl oldu.

        Saddam Halepçe katliamını 33 yıl önce yaptı…

        Libya iç savaşı çıkalı 10 yıl oldu…

        Yemen iç savaşı 6 yıldır devam ediyor…

        Mısır’da Sisi’nin askeri darbe yapmasından bu yana 8 yıl geçti…

        IŞİD’in Suriye ve Irak’ta terör eylemlerine başlayalı 7 yıl oldu…

        FETÖ’nin hain darbe girişimi 5 yıl önce yapıldı…

        SON 100 YILIN EN BÜYÜK KAOSU

        Listeyi uzatabilirim…

        Hepsinde binlerce insan öldü, on binlerce insan yaralandı, milyonlarca insan etkilendi…

        Hepsinin etkisi hala devam ediyor. İç savaşlar bitmedi, darbeler insan kıyımına devam ediyor, terör örgütleri kan dökmeyi sürdürüyor…

        Son on yılda İslam dünyasında yaşanan savrulma ve parçalanma, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan son yüz yıldaki en büyük kaostur. Ve hala devam ediyor…

        Daha vahimi, İslam ülkelerinin yaşadığı savaş, iç savaş, terör, kaos ve parçalanmaların tamamı, Müslümanların birbiriyle çatışmasından dolayı ortaya çıkmıştır.

        İsrail-Filistin sorunu hariç, bölgesel krizlerin tümünde baş aktörler Müslüman ülkelerin kendileridir.

        Elbette yabancı devletlerin buna etkisi çoktur. Ancak bu krizi bitirmek isteseler, Müslüman devletlerin kendileri bitirebilirdi.

        REKLAM

        İSLAM ÜLKELERİ KAOSTAN NASIL ÇIKACAK?

        Bitirmiyorlar… Kaos devam ediyor… Kaosla beraber açlık, sefalet, sürgün, cehalet de beraberinde büyüyor.

        Ve gün geçtikçe başka devletlerin işin içine dolaylı girmesiyle daha çözümsüz hale geliyor…

        Bu kaostan nasıl çıkacak İslam dünyası?

        Siyasi, idari ve fiziksel olarak yaşanan gerilemeye paralel büyüyen ve benim daha tehlikeli gördüğüm şey, fikirsel gerilemedir.

        İslam dünyasında fikir üretilemiyor…

        Aydınlar, entelektüeller, akademisyenler, ilim adamları içine düştüğümüz bu kaostan çıkmak için bir söz söyleyemiyorlar. Öylece bekliyor herkes...

        Önceki yıllarda (80 ve 90’lı yıllar), Müslüman devletlerin idareleri benzer krizlerin içine girerdi, ancak altta toplum içinde canlı bir fikir dünyası vardı. Orada çıkış yolları, yeni açılımlar, yeni düşünceler tartışılırdı, eleştiriler yapılırdı. Şimdi bu da kayboldu…

        İslam dünyası yaşadığı jeopolitik kaosun yanında, şiddetli bir fikir daralmasına da girdi. Bu da sorunun uzun vadede devam edeceğini gösteriyor maalesef.

        PROTEST DÜŞÜNCE AKIMI DOĞMALI

        İktidarlardan bağımsız, onların girdaplarına girmemiş özgür fikirlerin yeşermesi için kuvvetli protest bir düşünce akımına ihtiyacı var Müslüman dünyasının.

        Hem Batı'nın yeni “postsömürge” sistemine, hem de onların güdümündeki Müslüman idarelere yönelik güçlü bir eleştirel bakış gerekiyor.

        Kategorik bir Batı karşıtlığı ya da yüzeysel bir sistem karşıtlığı değil; daha derin bir bakış açısı ve daha kapsayıcı yeni bir düşünce üretiminden bahsediyorum.

        REKLAM

        Aksi takdirde Batı'da yükselen popüler milliyetçiliğe reaksiyon olarak doğacak benzer bir akım, ülkelerin kendilerini toparlamasına yardımcı olmayacaktır. Bilakis ayrışma, kamplaşma, içe kapanma ve düşmanlaştırma eğilimleri bu sayede daha artacaktır.

        AB YENİDEN YAPILANMA BAŞLATTI BİZ DE OLUR MU?

        Avrupa Birliği pandemi sonrası güçlenmek ve eski günlerine dönmek için tarihinin en büyük yeniden yapılanma hareketini başlattı. 1.8 Trilyon Euro bütçesi olan bu projenin adı “Next Generation EU” (Gelecek Nesil Avrupa).

        Kültürel çalışmalar, ar-ge, mimari, iklim, dijital dönüşüm gibi birçok alanı kapsıyor. Dünya sahnesinde gücü azalan Avrupa toparlanmanın peşinde.

        İslam dünyası böyle bir çalışma yapabilir mi?

        İşin gerçeği şu ki, İslam ülkeleri tek başlarına bu kaostan çıkacak güce sahip değiller. Birbirlerinin yardımına ihtiyaçları var.

        Ve işin bir başka gerçeği de şudur ki, bu konuda önayak olabilecek en güçlü aday da Türkiye’dir.

        Ancak Türkiye’nin kendi içinde bile henüz tam bir vizyon ve gelecek hayali birliğine vardığı söylenemez.

        Diğer Yazılar