Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sözün bittiği yere geldik. Sanırım uzun süre önce gelmiştik.

        Ne söylesek kâr etmiyor…

        Yaşadıklarımız dejavu gibi. Sürekli aynı şeyleri yaşıyoruz.

        İsrail iç siyasette tıkandığı anda Filistinlilerin evlerine çöküyor, Mescid-i Aksa’ya saldırıyor.

        Filistinliler kendilerini korumak için direniyor.

        İsrail şiddeti arttırıyor. Sokak ortasında Filistinlileri vuruyor, yaralıyor.

        Hamas, İzzettin Kassam örgütleri roketle karşılık veriyor.

        İsrail uçak, tank, top, füzeyle Gazze’ye saldırıyor, onlarca ölü, yüzlerce yaralı bırakıyor geride…

        Arap Birliği zar zor kınama bildirisi yayınlıyor.

        İslam İşbirliği Teşkilatı zorla toplanıp, “hafif renkli kınama" yayınlıyor.

        ABD ve İngiltere sayesinde BM Güvenlik Konseyi kararları veto ediliyor.

        Türkiye başta, birçok Müslüman ülkede protesto gösterileri yapılıyor…

        Avrupa sessiz…

        Rusya beklemede...

        Çin ilgisiz...

        Dünya kör, sağır…

        Değişen bir şey olmuyor yani…

        İsrail parça parça Filistin topraklarını yutuyor, tek tek Filistinlileri öldürmeye devam ediyor.

        Durum 50 yıldır böyle.

        Ben bile bunun 25 yılına şahit oldum…

        Bu yüzden söz söyleyecek halimiz kalmadı.

        Tüm sözleri, tüm kelimeleri tükettik…

        Başka bir şeye ihtiyacımız var… başka bir şey yapmak gerekiyor…

        REKLAM

        Ancak bunun ne olduğuna kafa yoran çok az…

        İslam ülkeleri iktidarları, Kudüs konusunu eskiden retorik olarak sadece dillendirir bir şey yapmazdı.

        Şimdi onu bile yapmıyorlar.

        İktidarlarına zarar gelir, ABD bir şey der diye iyice sefil bir suskunluğun içine gömüldüler.

        Türkiye’nin söylemleri ve diplomasi girişimleri hep sonuçsuz kalıyor…

        Daha fazlasına gücü yetmiyor…

        İslam ülkelerinin bir araya gelmesi, İsrail’e ortak tavır alması artık hayal oldu.

        Bunu İsrail de bildiği için bu kadar rahat zaten.

        Peki ne yapacağız?

        Çaresizce böyle izleyecek miyiz olan biteni?

        Bizim tüm bu sorunları, sıkıntıları, handikapları bilerek yeni bir fikir üretmemiz gerek.

        Mesela Müslümanların reel politik, uygulanabilir Kudüs ve Filistin projesi nedir?

        BM kararlarının haricinde ürettiğimiz bir büyük mastır planı yok Müslümanların.

        Akademilerde, düşünce kuruluşlarında, fikir kulüplerinde, vakıflarda tüm dünyada etki uyandırabilecek stratejiler, planlar, fikirler üretilmiyor.

        Arık devletlerden, iktidarlardan bir şey beklemeyeceğimize göre, sivillerin daha çok çalışması, öne çıkması gerekir…

        Daha önce üniversitelerin ‘Kudüs Çalışmaları Merkezi’ yok diye yazmıştım. Sonradan bir iki üniversite açtı.

        Düşünebiliyor musunuz, yüz senedir uğraştığımız Filistin davası için akademilerde merkezlerimiz yoktu daha birkaç sene öncesine kadar.

        Diyeceğim o ki, aydınlarımızın, entelektüellerimizin, akademisyenlerimizin, kafası çalışanlarımızın bize yol göstermesi gerek.

        Yeni fikirler, yeni ufuklar açması lazım.

        Slogan atarak, bağırarak, küfrederek, batının iki yüzlülüğünü, Müslüman ülkelerin sefil iktidarlarını eleştirerek artık bir yere varamıyoruz.

        Başka bir şeye ihtiyacımız var. Bunu bulmak zorundayız.

        Yoksa bu kısır döngü içinde ömrümüz tükenip gidecek.

        Diğer Yazılar