Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Rahmetli Turgut Özal Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde herkesi şaşırtan çıkışlar yapardı.

        Sanırım en çok şaşırtan çıkışlarından biri, “‘Devlet baba’ demek doğru değil. Devlet vatandaşına hizmet eder, baba olmaz” demesi olmuştur.

        Çoğu kişiye “devlet baba” kavramı öylesine doğal, normal ve sorunsuz geliyordu ki, Özal’ın bu çıkışına şaşırmışlardı.

        Aslında bugün bile Anadolu’ya gitseniz, insanların “devlet baba” tabirini kullandığını görürsünüz.

        Türk milleti devleti öyle görüyor.

        O nedenle saygı duyuyor, o nedenle onun her dediğini yapıyor, o nedenle ona toz kondurmuyor.

        DEVLET, MİLLETE HİZMET ETSİN DİYE İCAT EDİLDİ

        Sanırım birçok kişinin bilinç altında kuvvetlice kök salmış bu düşünce, devletin eleştirilmesine, hatalarının düzeltilmesine, kendine çeki düzen vermesine engel olan en önemli konulardan biri.

        Devleti vatandaşlarına hizmet etsin diye icat etmiş insanoğlu aslında.

        Gelin görün ki, vatandaşı devlete hizmet etmekle kalmıyor, bir de onu “baba” yerine koyuyor, kutsuyor ve varlığını onun varlığına feda ediyor.

        Belki bizde bu durum herkesten daha abartılı, daha karmaşık ve tuhaf.

        Hiçbir millet devletinin kötü olmasını istemez.

        Ancak gelişmiş ülkelerde devleti yücelten, baba gibi gören, kutsayan bir atıf neredeyse göremezsiniz.

        REKLAM

        Demokrasiyi, milleti, özgürlükleri, hukuku ve evrensel değerleri daha fazla yüceltir ve atıf yaparlar.

        Dikkat edin devlet hayatımızda çok önemli yer kaplıyor.

        Dolayısıyla ne yapılacaksa devletten bekliyoruz, onun el atmasını istiyoruz.

        Sivil toplum kuruluşları, vakıflar bile illa ki devletle bir şekilde bağ kurmak, ortak iş yapmak için çaba gösteriyor artık.

        Her şeyi babasıyla yapmak isteyen çocuklar gibi.

        Bu karmaşık ilişki biçiminin başka sorunları da var.

        Öylesine iç içe geçti ki her şey, artık bir memur, bir bürokrat, bir yönetici devletle özdeşleştiriliyor.

        Dolayısı ile onu eleştirmek, devlete laf etmekle bir tutuluyor garip şekilde.

        ÇOCUK BABASINI ELEŞTİREMEZ

        Neden Özal ‘devlet baba’ kavramına karşı çıktı, genç yaşımda tam anlamamıştım ama sonra devlette çalışınca daha iyi anladım.

        Devleti vatandaşına hizmet eden bir organizasyon olarak gördüğünüzde, onu eleştirmek, yanlışlarını söylemek, dolayısı ile düzeltmek daha kolay oluyor.

        Oysa Özal devletin aksayan mekanizmalarına dokunmaya kalktığında, ‘babasına el kaldıran bir evlat’ konumuna düşürülüyordu muhalefet tarafından.

        Ancak Özal devleti düzgün işletmek, vatandaşına daha iyi hizmet ettirmek istiyordu.

        Devlet algımız, bakış açımız, ilişki biçimimiz her ne kadar onu daha güçlendirmek amacı taşıdığı düşünülse de, aslında onu hizmet eden değil, hizmet edilen konumuna getirdiğimiz için vatandaşın özgürlük, refah ve hak alanlarını daraltıyoruz farkında olmadan.

        Oysa atalarımız, “insanı yaşat ki, devleti yaşasın” diye boşuna dememiş.

        DEVLETİN BEKASI, BİREYİN BEKASINI GÖLGELER Mİ?

        Bugün ‘devlet baba’ algısının daha güçlenmiş, daha fazla yerleşmiş, daha baskın hale gelmiş olması şaşırtıyor beni.

        REKLAM

        Bireyin özgürlük alanı, hakları, refahı daha az konuşuluyor, güçlenmesine daha az dikkat ediliyor.

        Sürekli olarak “devletin bekası” vurgusu, bireyin, vatandaşın bekasını gölgede bırakıyor. Evde babanın olduğu bir ortamda çocukların hak ve hürriyetlerine çok dikkat edilmemesi gibi.

        İşin ilginci şudur ki, "AK Parti ilk yıllarında millete hizmet eden devlet" vurgusunu her fırsatta yaparken, bugün bunu daha az yapar oldu.

        Devleti sahiplenmekle, ‘devletçi’ olmak çok farklı şeyler.

        Devleti güçlendirmekle birey haklarını, özgürlük alanını ve refahını güçlendirmiyorsanız, ortada yanlış giden bir şey var demektir.

        Diğer Yazılar