Siyasi ahlak derdimiz var mı?
Tartışma yeni değil. Lütfü Türkkan krizi yeni aklımıza getirdi sanki. Oysa son yılların en ciddi sorunu, siyasilerin söylem ve üslubundaki ahlak sınırlarını zorlayan ifadelerdir.
Bu sorun aşağı doğru tüm teşkilata, medyadaki sözcülere ve halka da yansıyor.
Şimdi partiler, “Sen de bunu demiştin” diye son derece kötü ve çirkin bir kavgaya girdiler.
Sosyal medyada her partiden liderin, yöneticinin daha önce sarf ettiği kötü sözler dolaştırılıyor.
Ne oluyor bunu yapınca?
Hangi küfür, hakaret daha kötü yarışına mı girilecek?
Çok berbat bir sarmaldır bu. Giren de bir daha kurtulamıyor.
SİYASİ AHLAKI KORUMA MEKANİZMASI
Gerçekten siyasi ahlak derdiniz var mı?
‘Evet’ diyorsanız yapılacak şey, küfür yarıştırmak değil, siyasi ahlakı korumak için hemen bir mekanizma kurmaktır.
Bu mekanizmanın nasıl kurulacağına, kimlerden oluşacağına bir şekilde karar verilir. Yeter ki buna niyet edilsin.
Ancak dürüst olalım, her siyasi parti böyle bir mekanizmayı kurmaktan çekinir. Zira ortalama ahlaki normları baz alan bir mekanizma bile adil karar verdiğinde, sonuçlarına katlanamayacağını bilirler.
Şimdi ahlak ve edep abidesi kesilmek moda. Peki bunun gereğini yapmak çok mu zor? Hayır değil.
Politize olmayacak, siyasilerin etkisinde kalmayacak, topluma örnek olmuş insanların yönettiği bir mekanizma, bütün tartışmaları bitirecek kararlar verebilir.
Yeter ki bu karara uyacağını en başta taahhüt etsin siyasi partiler.
Ancak bu çok zor.
DERDİ OLAN ÇÖZÜM ÖNERİR
Lütfü Türkkan krizi bize bir şey öğretmeli. Bu vakalar ilk değil, son da olmayacak.
Peki bunun tekrarlanmasının önüne nasıl geçeceğiz?
Derdi olan bu soruyu sorar, sonra da çözüm bulmaya çalışır.
Parti teşkilatlarının ilk baktığı yer liderler, parti büyükleri, yöneticilerdir.
Onlara göre hiza alırlar, onlara benzemeye çalışırlar.
Bu yüzden her siyasinin ağzından çıkan lafa dikkat etmesi gerekir.
Parti liderleri siyasi ahlakı koruyacak, yüceltecek bir mekanizmaya ön ayak olsun, bakın bakalım medyada, teşkilatlarda herkes nasıl hizaya giriyor ve kendine çeki düzen veriyor.
Gerçekten siyasi ahlak derdimiz varsa yapılacak şey budur.
Yoksa olacakları söyleyeyim size:
Herkes birbirini suçlayacak, kavga, gürültü olacak, sonra gündem değişecek, unutulacak ve bir gün bu ahlaksız küfürler yeniden edilecek. Sonra herkes birbirini suçlayacak, kavga gürültü olacak....
