Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Asgari ücret açıklandığında Ankara’daydım.

        4.250 TL iyi bir artış. İşçilerimiz adına çok mutluyum.

        Bunun, bakan Vedat Bilgin’in dediği gibi bir bayram havası yaratması bekleniyordu.

        Öyle oldu mu?

        “ZAM İYİ DE SONRA NE OLACAK?”

        Ankara’da asgari ücretle çalıştığını düşündüğüm birçok kişiye sormak istedim. Otelde, restoranda, alışveriş merkezinde…

        Konuştuğum insanlar bayram havasında değildi nedense.

        Ancak yapılan zammı da küçümsemiyorlardı.

        Lakin neden mutlu değiller, neden gözleri ışıldamıyor?

        Hepsinin ortak cümlesi şuydu:

        “Tamam da sonra ne olacak? Dolara, zamlara baksana?”

        Aslında insanlar önlerini göremedikleri, ileride ne olacağını bilemedikleri için bu yapılan zamma sevinemiyor.

        Talihsizlik! Asgari ücretin açıkladığı gün doların “tarihi rekorlar” kırdığı gündü. Merkez Bankası’nın faizi düşüreceğini dünden itibaren anlayan piyasa, çoktan ona tepki verip doları 1 TL yükseltmişti bile. 1 dolar 15.50 oldu.

        İNSANLARIN GELECEK KAYGISI OLUŞTU

        Şimdi son iki üç aydır ‘Doların artışı-zam yağmuru paritesinde' yaşayan insanlar, doğal olarak tedirgin oluyor, kaygılanıyor, gelecekten endişe ediyor.

        Ne zaman dolar artsa bunun kendisine zam olarak geri döndüğünü gören bir insana, “Dolarla mı maaş alıyorsunuz, neden ona bakıyorsunuz” diyemezsiniz. Dememelisiniz.

        İnsanların gelecek kaygısı oluştu.

        Hiçbir siyasi açıklama, hiçbir duygusal savunma, milli manevi değerlerle yapılmış izahatlar onları tatmin etmedi.

        Etmez de.

        TATMİN EDİCİ AÇIKLAMA BEKLİYOR İNSANLAR

        “Ne olacak böyle?” sorusuna karşın, iktisadın temel ilkeleri, ekonominin reel parametreleriyle açıklama yapmadığınız sürece, piyasaları ikna edemezsiniz.

        İkna olmamış piyasa, vatandaşın da kaygılanmasına, korkmasına neden oluyor.

        Böyle olunca, bir piyasa dövize sarılır, bir vatandaş.

        Sonra "Piyasadaki dolarizasyon neden yüzde 63 oldu?" diye sormayın. Hele hele parasını dolara yatıranı hainlikle suçlamayın.

        İnsanlar bir ışık arıyor. Gelecekleri için karanlık bir tünele girdiğini ve ışığı göremedikleri hissindeler.

        Onlara tatmin edici bir yol haritası gösterilmeden, asgari ücrete yapılan yüzde 50 zamma bayram havasında sevinmesini de beklemeyin.

        Asgari ücret açıklamasından birkaç saat sonra, benzine 56 kuruş zam yaptınız bile. Bunun yarattığı çelişkiyi görün.

        TÜM KÖTÜLÜKLERİN ANASI DOLARIN ARTIŞI

        İşte o benzin zammının doların yükselmesinden kaynaklandığını, her artan doların da maaşını eriteceğini düşünüyor.

        Yani dolar artışını tüm kötülüklerin anası olarak görüyor vatandaş.

        “Hayır yanlış, bizim milli paramız Türk Lirası, öyle düşünmek hata” diyemezsiniz.

        Çünkü asgari ücreti arttırırken benzini de arttırırsanız, vatandaş maaşının bir süre sonra pula döneceğini düşünür haklı olarak.

        Karamsar bir tablo çizmek istemiyorum.

        Hükümet son dönemlerin en iyi zammını yaptı. Vergi muafiyetleriyle hem işveren, hem işçi kesimi rahatladı.

        Ancak ortada bayram havası olduğunu göremedim.

        Bunu sadece ben değil, işçi kesimini temsil edenler de göremediklerini söylüyor.

        Yanılmayı çok isterim.

        Diğer Yazılar