Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İBB hakkında başlatılan teftiş konusunu araştırırken, her iki tarafla da görüşüyordum. Sorduğum sorulardan biri, Ekrem İmamoğlu’nun İçişleri Bakanı’na gönderdiği yazıya neden cevap verilmediği konusuydu.

        Sonra burada küçük çaplı bir krizin olduğu ortaya çıktı...

        İmamoğlu bu yazıda, "terörist" diye bahsedilen 577 kişinin kendisine bildirilmesini istiyor.

        Yazı 15 Aralık’ta yazılmış, ancak İmamoğlu 27 Aralık’ta yaptığı açıklamada halen cevap verilmediğini ifade etti.

        Dünkü görüşmelerimde bu yazıya neden cevap verilmediğini sorduğumda, İçişleri Bakanlığı yetkilileri cevabın 24 Aralık’ta yazıldığını ve Evrak Bilgi Yönetim Sitemi (EBYS) üzerinden gönderildiğini söylediler.

        Ancak İBB yetkilileri ısrarla bana cevabi yazının kendilerine gelmediğini söylediler.

        “EVRAK MODÜLÜ KAPALI”

        Daha fazla araştırma yapıldığında şu anlaşıldı:

        İçişleri Bakanlığı ile belediyeler arasında resmi yazışmaların yapıldığı E-Belediye, Evrak Bilgi Yönetim Sistemi (EBYS) var.

        İBB yetkilileri, Ekrem İmamoğlu yazısının bu elektronik sistem, mail, faks ve ıslak imzalı klasik postayla gönderdiğini ifade ediyor.

        Ancak İçişleri Bakanlığı yetkilileri sadece posta yoluyla, fiziki kağıt olarak ellerine ulaştığını söylüyor.

        İçişleri Bakanlığı 24 Aralık’ta cevabi yazısını elektronik ortamda göndermek istediklerini, ancak İBB’nin e-belediye sisteminde “evrak modülünün” kapalı olması nedeniyle, iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderildiğini söylüyor.

        REKLAM

        İBB yetkilileri ise EBYS sistemi ve elektronik ortamlarının çalıştığını söylediler. İçişleri Bakanlığı ile İBB arasında kamunun kendi arasında mail göndermek için kullandığı Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) üzerinden yaptıkları yazışmaların ekran imajını gönderdiler.

        Ne olduysa oldu, 24 Aralık’ta yazılan cevabi yazı halen İBB’nin eline ulaşmadı.

        Onlar da ilk defa bu haberle yazıyı okumuş olacak.

        YAZIDAKİ BİR BAŞKA KRİZ

        Hem İBB, hem de İçişleri Bakanlığı yazdıkları yazıları bana gönderdiler. İçişleri Bakanlığı’nın cevabi yazısından, resmi yazışma evrakında usul açsından bir sorun olduğunu görmüşler ki yazıya şöyle başlamışlar:

        “Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının olduğu gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğünün de tabi olduğu “Resmî Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine açıkça aykırı şekilde göndermiş olduğunuz ilgi yazınız incelenmiştir.”

        İçişleri Bakanlığı yetkililerine göre, Ekrem İmamoğlu’nun doğrudan İçişleri Bakanı’ndan 577 kişinin isimlerini istemesi yanlış. Zira bilgi kurumsal bir bilgi, belediyenin bu bilgiyi bakanlıktan kurumsal olarak istemesi gerekirdi.

        Özel kalem müdürlüğünden, özel kalem müdürlüğüne hitaben ve İstanbul Valiliği aracılığı ile yazılacak bir yazı ile istenmesi gerekirdi deniyor. Önce yazıyı usule uygun olmadığı için iade etmesi düşünülmüş, sonra vazgeçilmiş.

        Fakat yeniden yazılsa da adı geçen 577 kişinin bilgileri artık İBB’ye bildirilmeyecek. Başlayan teftişin sonucu beklenecek, tüm sonuçlar o zaman İBB’ye iletilecek.

        İBB GÜVENLİK SORUŞTURMASI İSTEYEBİLİR

        Bakanlık yazısının ikinci paragrafında ise aslında bundan sonrası için önemli bir konuya değiniliyor.

        İBB iştiraklerine ya da taşeron firmalara işçi alınırken güvenlik soruşturması istemesi halinde, İstanbul Valiliği’nden bunu talep edebilecek. Yazıda Valilik de kişisel verileri koruma kanununa aykırı olmayacak şekilde bu bilgileri verebilir deniyor.

        REKLAM

        Aslında bu tartışmaların ve iddiaların önüne geçebilecek bir yöntem olabilir belediye için.

        Ancak bunun da başka sorunlar başlatması mümkün. Zira istihbarat raporlarına göre "terör örgütleriyle iltisak ve irtibat" kavramı, hukuk dünyasının başını en çok ağrıtan sorunlardan biri.

        Yazışma krizi böyle.

        Ancak yazışmalardaki siyasi dil, kurumların birbirine laf sokması, imalar… bence devlet adabı açısından tartışılacak başka bir konu.

        Çok dikkatimi çektiği için bu yazışma konusunu önceden yazdım.

        Yaptığım araştırma ve görüşmelerin siyasi ve hukuki kısmını sonra yazacağım.

        Diğer Yazılar