Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkçe kökenli bir ismi olan Dinyeper Nehri, sanki Ukrayna’yı kuzey güney istikametinde ikiye ayırıyor.

        Sanırım savaşın sonunda bu nehrin ismini daha çok duyacağız.

        Ülkeyi ikiye bölmek isteyen Rusya için ideal bir sınır gibi geliyor bana. Ukrayna edebiyatının önemli simgesi olan nehir, bundan sonra Almanya’yı ikiye ayıran duvar gibi anılacak korkarım.

        “Doğu Ukrayna”, “Batı Ukrayna”…

        Tıpkı Doğu Almanya ve Batı Almanya gibi bölünmüş yeni bir ülke haline gelebilir ülke.

        Batıda Karadeniz’le bağlantısı kesilmiş, kara devletine dönüştürülmüş bir alanı, Rusya karşıtlarının yeni ikamet alanı haline getirebilir Putin.

        Muhtemelen Batı Ukrayna’nın bundan sonra başkenti de tarihi şehirleri Lviv olur.

        Nehrin doğusu ise Rusya kontrolünde bir devlete dönüşür. Donbas bölgesindeki ayrılıkçılar yeni başkenti neresi yaparlar bilmiyorum. Belki Harkov.

        Ancak Başkent Kiev, tıpkı Berlin gibi ortasından ikiye bölünüp, Dinyeper nehri Berlin Duvarı’na benzer doğal bir sınıra dönüşür muhtemelen.

        Bu biraz da Rusya’nın savaştan ne kadar başarıyla çıkacağına bağlı.

        Ancak şurası açık ki, Rusya tüm Batılı devletler tarafından bu denli izolasyona, yaptırımlara ve yalnızlaştırmaya uğradıktan sonra, Ukrayna’yı böyle bırakıp çekilmez.

        Bu, Putin rejiminin sonu olur.

        REKLAM

        “KUZEY RUSYA”

        Ukrayna, doğu ve batı diye ikiye bölünür ama Rusya da eski Rusya olmaz artık.

        Tarihte görülmemiş bir ittifakla, Batılı ülkeler hamburgerden kot pantolona, enerjiden hava sahasına kadar, akılalmaz bir yaptırım uyguladı Rusya’ya.

        Böylece dünyadan dışlanmış, ötekileştirilmiş, ekonomisi çöksün diye üzerine abanılmış, biraz da aşağılanmış bir devlete dönüştü anlı şanlı Rusya Federasyonu.

        Rusya dirençli bir devlet. Ayakta kalacak ama belki de “Kuzey Rusya” diye anılacak artık. Tıpkı yıkılmayan, ayakta kalan ama dünyadan yalıtılmış Kuzey Kore gibi.

        Putin bu durumu görmüş olsa gerek. Yoksa, “SSCB döneminde de yaptırımlar altında yaşadık ama çok güzel şeyler yaptık” demezdi.

        Rusya’nın Batı ile entegrasyon ve işbirliği aslında Putin döneminde zirve yaptı. Öylesine gelişmişti ki bu ilişki, Rusya 600 milyar dolarlık döviz rezervinin yarısını Batılı ülkelerin bankasına yatırmıştı. Hepsine el koydular.

        Yabancı yatırımların 500 milyar doları geçtiği, tüm dünya ülkelerinin bir şekilde Rusya’da iş yaptığı bir durumu neden sona erdirdi Putin? En azından döviz rezervlerini neden kaptırdı?

        Herkesin aklındaki soru bu sanırım.

        Ben basit cevaptan yanayım: Putin Ukrayna krizinin sonuçlarını yanlış tahmin etti ve durumu okuyamadı.

        Bundaki en büyük neden, şimdiye kadar her şeyi doğru yaptığına inanan egosu.

        Bu kez çok kötü yanıldı.

        Tarihe "Güçlü Rusya’yı yeniden dirilten lider" olarak geçecekken, şimdi, "Rusya’yı yeniden küçülten adam" olarak kaydedilecek muhtemelen.

        İstihbarat raporlarının onu yanılttığı tezleri belki bu gerekçeden sonra gelebilir.

        REKLAM

        KAYBEDİLMİŞ “ZAFER”

        Putin hıncını Ukrayna’dan çıkartacak, bu kesin.

        Ülkeyi ikiye bölüp haritada değişiklik yapacak ve bir “zafer” kazandığını söyleyecek iç kamuoyuna.

        Ancak bu zafer, henüz yüzeye vurmamış bir ekonomik deprem, henüz hissedilmemiş bir izolasyon ve vatandaşına henüz yansımamış yokluk dönemlerine neden olacak.

        Bununla kim övünecek hep birlikte göreceğiz.

        Diğer Yazılar