Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Romanya Ukrayna sınırında Sağlık Bakanlığı'na bağlı Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) bir sahra hastanesi kurmuştu.

        Ben de sınırdaki haber çalışmalarını yaparken onların çadırında kaldım.

        Genç doktorlar ve sağlık çalışanları burada Ukrayna’dan gelen Türk ve yabancı göçmenlere sağlık desteği veriyorlardı.

        Sabah çadırda, daha önce hazırladığım doktorların ve sağlık çalışanlarının sorunlarıyla ilgili yazı dizisinden bahsederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok tartışılan konuşması düştü haber sitelerine:

        “…Özel sektör çok veriyormuş, oraya gidiyorlar. Açık konuşuyorum, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Biz asistan doktorlarımız ile buralarda devam ederiz…”

        Doğrusu çadır zaten soğuktu, iyice soğuk oldu bu konuşmayla. Kimse bir şey demedi.

        Ama ben ne demek istediklerini anladım.

        ERDOĞAN’IN KALBİNİ KIRDIĞI DOKTORLAR

        Erdoğan’ın doktorlara bu kadar sert çıkmasını gerektirecek önemli sıcak bir gelişme olmamıştı aslında. Okuduğu yazılı metinde de yoktu, irticalen söyledi bu cümleleri.

        Pandemide en ön safta mücadele etmiş doktor ve sağlık çalışanlarını yere göğe sığdıramazken, dünyaya örnek gösterirken, şimdi bu denli sert üslupla kalplerini kırmanın nedenini kimse anlayamadı.

        Kaldı ki doktorların tek sorunu maaşları değildi. Bütün sağlık sisteminde ciddi revizyona ihtiyaç duyulacak kadar farklı konularda sorunlar var.

        Habertürk’te 26 Ocak 2022’de yayınladığımız yazı dizisinde onlarca doktor ve uzmanla konuşmuş ve sağlık sistemindeki sorunları 20 maddede sıralamıştık.

        Maaş konusu bunlardan biriydi sadece.

        Aslında tüm bu sorunların ele alınması, bütüncül bir sistem revizyonu yapılması beklenirken, Cumhurbaşkanı’ndan bir de böyle tepki gelmesi doktorları iyice umutsuzluğa itti.

        Tepki olarak, bazı sendikalarla bazı doktorlar kısmi greve gittiler.

        GÖNÜL ALMA MÜJDELERİ

        Aslında uzun süredir turuncu alarm veren sağlık sisteminde en azından bazı konularda düzenlemeler yapılması için üç bakanlık arasında bir çalışma devam ediyordu.

        14 Mart Tıp Bayramı’nda da bunlar müjde olarak duyurulacaktı.

        O üzücü açıklama, yapılan çalışmayı ve verilecek müjdeyi de gölgeledi bir anlamda.

        Dün Erdoğan tıp bayramı nedeniyle yaptığı konuşmada, 5 alanda müjdeler verdi yine de.

        Bunlar doktorların, sağlık çalışanlarının en çok şikayet ettikleri konulardı.

        Özetle müjdeler şunlar:

        1. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara verilecek cezalar arttırıldı.

        2. Doktorları çok zora sokan, hatalı tedaviye tazminat ödeme konusu, kurulacak mesleki sorumluluk kurulu aracılığı ile çözülecek ve doktorlar mağdur olmayacak.

        3. Çok karmaşık maaş ödeme sitemi kaldırılıp, tek bordro ile maaşlar ödenecek.

        4. Emekli sağlık çalışanlarının durumu iyileştirilecek.

        5. Aile hekimlerinin temel ücretlerinde artış yapılacak.

        Erdoğan konuşmasında müjdenin haricinde hekimlere oldukça güzel sözler söyleyerek bir anlamda gönüllerini de almaya çalıştı. Salondaki çok sayıdaki hekim de buna alkışlarıyla karşılık verdi.

        DOKTORLAR İHTİYATLI VE BURUK KARŞILADI

        Müjdeli açıklamadan sonra birçok doktoru aradım. Ne düşündüklerini merak ediyordum. Verilen sözler güzel ama gerçekleşmesi konusunda biraz tereddütlü ve ihtiyatlı davrandıklarını gördüm.

        Sebebi de daha önce yine söz verilen zamların son dakikada iptal edilmesi.

        Buruk olmalarının sebebi de halen o sözlerin etkisini üzerlerinden atamamış olmaları.

        Doktor camiasının en önemli haber platformlarından biri olan medimagazin sitesi, yapılan açıklamaları yorumsuz bir şekilde haberleştirdi ama haberin altına yazılan yorumlar, pek iç açıcı değil. Çoğu hekim, sağlık çalışanı sözlerin tutulmayacağını, müjdelerin sorunları çözemeye yeterli olmayacağı kanaatinde.

        SAĞLIK BAKANLIĞI ARTIK SORUMLULUK ALMALI

        Yapılacak düzenlemeler elbette önemli düzenlemeler. Bazı sorunları çözmeye aday.

        Ancak tıp fakültelerindeki eğitimden sevk zincirine, doktorların yoğun mesai sorunundan özel sektör kamu hastanesi dengesine kadar, birçok alanda sistem hala turuncu alarm vermeye devam ediyor.

        Bu arada doktorların maaşlarına zam yapılıp yapılmayacağı tam anlaşılmış değil.

        Bunların önemli bir kısmı kanuni düzenleme gerektirmeyen, Sağlık Bakanlığı’nın inisiyatifi ile çözülebilecek konular.

        Örneğin acilde bir doktorun günde 200 hasta bakması gibi insani olmayan mesai ve hizmet durumu, şirazesinden çıkan performans ölçüm sistemi gibi konular bakanlığın düzenlemesiyle çözülebilecek bir sorunlar.

        Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın iyi niyetinden kimse şüphe etmiyor. Ancak yapısal sorunlara çözüm getireceğine, sistemi güçlü şekilde revize edeceğine ve hekimlerin haklarını koruyacağına dair ümitler çok zayıf.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamalarını takip edecek, gerekli kanuni düzenlemeleri yapacak, hızla hayata geçirecek olan sorumlu yer de Sağlık Bakanlığı.

        Ayrıca hekimlerle siyaset arasındaki gerilimi ve güvensizliği ortadan kaldırma görevi de yine Bakan Bey'e düşüyor.

        SİSTEM KIRMIZI ALARM VERMEDEN REVİZE EDİLMELİ

        Türk Tabipleri Birliği gibi politize olmuş meslek kuruluşlarının haricinde sendikalar, meslek dernekleri ve bağımsız organizasyonlar hekimlerin sorunlarını dillendirmeye çalışıyor.

        Bunlarla birlikte hareket etmek, en azından bir araya gelmek ve morali bozuk sağlık çalışanlarına umut vermek de Sağlık Bakanı’nın görevi.

        Gerçekten dünyada adından söz ettiren, gurur duyacağımız bir sağlık altyapımız ve yetişmiş insan kadromuz var.

        Sistem kırmızı alarm vermeden aksaklıkları düzeltirsek, hem çalışan hem de hasta memnuniyeti birlikte düzeltilebilir.

        Maalesef şu anda ne hasta ne de sağlık çalışanı memnun bu sistemden.

        Diğer Yazılar