Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yeni yasa değerlendirmelerinde az oy alan partileri tanımlarken, “küçük” denmesine kızıyorlar. O nedenle tırnak içinde yazıyorum.

        Fakat küçüklük, partinin hükmü şahsiyetini değil, aldığı oyları tarif ettiği için buna alınmamaları gerekir.

        Yine de onların hassasiyetine saygı gösterip “az oy alan partiler” diyelim.

        Yeni yasanın en çok bu partileri etkileyeceği söylendiği için biraz da bunun üzerinde duruyorum.

        Yeni sistemin az oy alan partiler aleyhine olduğu ve demokratik olmadığı kanaati yaygın ama gerçekten öyle mi?

        Pek o kanaatte değilim.

        ESKİ İTTİFAK YAPISI ASLINDA DEMOKRATİK DEĞİLDİ

        İttifak sistemi ülkede yeni olduğu için deneme, yanılma yoluyla en iyi işleyen sistemi bulmaya çalışıyoruz aslında. Cumhurbaşkanlığı sistemi, bir sürü aksaklığının yanında ittifak yapısıyla da sorunlar içeriyordu.

        Daha çok değişiklikler yapılacaktır zamanla.

        2018 sisteminde aldığı oy oranına göre milletvekili çıkaramayan AK Parti bundan en çok mustarip olan partiydi.

        Sayılar muhtelif ama en az on milletvekili bu ittifak yapısı yüzünden başka partilere gitti deniyor.

        MHP de bundan şikayetçi.

        Şimdi oyları ittifaka yazıp, sonra buna göre milletvekili çıkarma sistemi yerine, her parti ne oy aldıysa ona göre milletvekili dağılımı yapılacak.

        Bu açıdan bakıldığında parlamenter sistemde olduğu gibi, herkes hak ettiğini alacak diyebiliriz.

        Dolayısı ile yeni yasa daha demokratik bir paylaşım getiriyor kanaatimce.

        İTTİFAKLARIN İNSİCAMINI VE DENGESİNİ BOZDU

        Şurası da bir gerçek ki, yeni yasa ittifak yapısı içindeki az oy alan partileri huzursuz etti. Aldıkları oylar kendi hanelerinde kalacak ve yeterli sayıya ulaşamamışsa milletvekili çıkaramayacak.

        Bu, ittifak içindeki büyük partileri şöyle düşünmeye itecek: "Neden az oy partilere ihtiyaç duyayım?"

        Böylece bu düşünce özellikle Millet İttifakı içinde bir süredir devam eden birleşme, birlikte hareket etme ve ittifakı genişletme çalışmalarına darbe vurabilir.

        Az oy alan partilerin pazarlık kozları ellerinden gitmiş oldu. Bu tabii sadece milletvekili seçimleri için yapılan ittifakta geçerli.

        Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en küçük oyun bile hala kıymeti var.

        Bu durumda ikili bir pazarlık baş başa yürüyebilir.

        “Senin Cumhurbaşkanı adayını destekleyeyim, Parlamento seçiminde de sen bana şu jesti yap” denebilir.

        DİĞER PARTİLERİN LİSTESİNDEN ADAY OLMAK İSTEMEZ KİMSE

        Az oy alan bir parti ittifak içinde yer alarak ülke barajını aşsa da, her şehrin kendi doğal barajını aşmaları çok zor.

        Yani bir şehirde milletvekili çıkaracak oy miktarı, aynı zamanda o şehir için doğal baraj oluyor.

        Bunu aşamıyorsa yapılabilecek tek şey, ittifakın diğer büyük ortağının listesinden aday olmak.

        Bunun siyasi sonuçları kötü olur. Düşünsenize bir siyasi parti lideri başka bir siyasi parti listesinden aday oluyor. Bu çok da kolay açıklanabilir bir şey değil. Rakipleri siyaseten perişan eder o lideri.

        Belki başka isimleri aday gösterebilirler, bu biraz daha az riskli.

        İL TEŞKİLATLARI VE ADAYLAR ÖNEMLİ HALE GELDİ

        Yeni sistem her partinin hak ettiği vekili çıkarmasına etki edecek demiştim ya, bu durumda iller, adaylar ve şehirlerdeki çalışmalar önemli hale geliyor.

        Yani ittifak içinde küçük ya da büyük fark etmez, o şehirde iyi aday gösteren, çok çalışan, örgütleri tam saha pres yapan partilerin milletvekili çıkarma şansı daha fazla olacak.

        Şimdi küçük partilerin güçlü oldukları illeri tespit edip, o şehirde odaklanması gerek.

        O şehirde milletvekili çıkarmak için gerekli olan oy sayısını kendine hedef olarak koyar ve çok çalışırsa vekil çıkarması için bir engel kalmıyor.

        AZ OY ALAN PARTİLER İÇİN ÇOK ÇALIŞMA VAKTİ

        Şehirlere odaklanıp, iyi adaylarla orada lokal kampanyalar yapan, seçmeni etkileyen ittifak üyesi her parti, milletvekili çıkarabiliyorsa, o zaman çok çalışma vakti gelmiş demektir.

        Eskiden olsa ittifakın güçlü ortağına sırtını dayayarak biraz rehavete kapılanlar oluyordu. Şimdi çalışmayan kaybeder. Çalışan ise milletvekilliğini alır.

        Bu, parlamentoya vekil sokmanın haricinde aynı zamanda toplam oylarının artmasına da etki edecek. Böylece hazine yardımı almak için gerekli olan % 3 oy barajını da geçmesi anlamına gelir. Bir taşla iki kuş yani.

        Daha iddialı olan “küçük” parti varsa, barajın % 7’ye düşmesini fırsat bilip, hiçbir ittifakın üyesi olmadan, tek başına seçime asılmayı deneyebilir.

        İttifakın getireceği yükleri üzerinden atarak, kendi siyaseti ve kendi kadrolarıyla iddia ortaya koyabilir tabii. Bu da ayrı bir heyecan yaratır.

        Her halükarda az oy alan partiler için çok çalışma vakti gelmiştir.

        Diğer Yazılar