Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Şunu baştan tespit edelim:

        6 farklı partinin bir araya gelip, ortak paydalarda buluşması ve uzlaşma metinleri yayınlaması takdire şayan bir girişimdir.

        Yayınlanan mutabakat metinleri, ilkeler ve ortak çalışma beyanları da yine siyasi açıdan oldukça önemlidir.

        Lakin bunlar şu andaki siyasi atmosferde karşılık buluyor mu? Hayır.

        İşte burada yeni bir açılıma ve değişime ihtiyaç var.

        HER ŞEY ADAYA KİLİTLENDİ

        Normal bir siyasi ortamda oldukça önemli bir açılım sayılabilecek altılı masa girişimi, bir türlü vatandaşta karşılığını bulamadı.

        Kimse yayınlanan metinler ve ilkeler açıklamasıyla da ilgilenmiyor.

        Çünkü herkes bu masadan çıkacak cumhurbaşkanı adayına kilitlenmiş.

        İktidar çevresi de neredeyse her gün, “Adayınız kim?” diye sorarak bu masayı baskı altına alıyor.

        Doğal olarak medya da, “Muhalefetin adayı kim?” sorusunun peşine düşmüş durumda.

        En küçük açıklamanın, imanın bile haber olmasının nedeni bu.

        Vatandaşın da muhalefeti “başarısız” bulmasının nedeni aynı aslında.

        Ekonomiden tarıma, eğitimden yargıya aslında ne yapacağını (zayıf da olsa) anlatmasına rağmen bunlar nedense akılda kalmıyor.

        Seçmen, sıkıntılarını çözecek isme odaklanmış, kilitlenmiş durumda. Geri kalanı dinlediği söylenemez.

        MASA ÇALIŞMALARINI TAMAMLAYIP DAĞILMALI

        Parlamenter sisteme geçiş, sandık güvenliği ve ortak ilkeler konusunda uzun süreden beri devam eden çalışmalar aslında yavaş ilerliyor.

        Muhalefetin bu kadar lüksü olduğunu düşünmüyorum. Seçime çok az kaldı.

        Buradan çıkacak ana kararı, yani muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayını bekliyor herkes.

        Aday açıklanmayınca bir anlamda muhalefet "başarısızmış" gibi algılanıyor seçmende.

        Bu nedenle altılı masanın ortak aday hariç, çalışmalarını bir an önce tamamlaması gerekir bana göre.

        Aday konusunda anlaşamadıkları belli zaten.

        O zaman çalışmaları bir an önce tamamlayıp, aday konusunu sonraya bırakmalı ve herkes kendi bağımsız siyasi çalışmalarına dönmeli.

        Eğer erken seçim kararı alınırsa, bu altı parti bir araya gelip aday konusunu yeniden tartışabilir.

        Seçim vaktinde olacaksa, yıl başında toplanıp ortak aday konusuna karar verebilir..

        MASA TOPLANDIKÇA BEKLENTİ ARTIYOR

        Masa her toplandığında insanların gözü buraya çevriliyor doğal olarak. Bekledikleri şey de ortak aday.

        O zaman çalışmaları tamamlayıp, toplanmamak bu beklentiyi düşürecektir.

        Belirlenen çalışmalar tamamlandığından kimse “başarısız” olduklarını da söyleyemez.

        Aksi takdirde uzun süredir toplanan ve her seferinde kimsenin dikkat etmediği metinler yayınlayan bu masandan “Bir şey çıkmayacak” algısı yayılıyor etrafa.

        Bu yüzden altılı masa işlerini bitirip artık toplanmamalı.

        Bunu şunun için söylüyorum: Her TV programında "Muhalefetin adayı kim?" sorusunu biz tartışmaktan, vatandaş da izlemekten usandı artık.

        TÜİK yöneticilerine hatırlatma

        TÜİK yöneticilerine hatırlatma
        0:00 / 0:00

        TÜİK’in enflasyon verilerini her açıklamasında kuruma olan güven tartışması yeniden alevleniyor.

        Son rakamlar beklentinin altında çıktı.

        Üstüne kurumun çok önemli iki ismi görevlerinden ayrıldı.

        TÜİK’te yıllardır enflasyonunu ölçen Daire Başkanı Cem Baş ve Grup Başkanı Mustafa Teke’nin ayrılmasıyla kuruma olan güvensizlik tartışması daha da alevlendi.

        Bu yetmezmiş gibi, TÜİK bir de her ay açıkladığı madde fiyatlarını açıklamayı durdurdu. Bu da enflasyon rakamına olan şüpheyi daha da arttırdı.

        Anlaşılan o ki, TÜİK yöneticileri kurumun kan kaybetmesi ve güven endeksinin daha da aşağı inmesi için elinden gelen her şey yapıyor!

        Devletin en stratejik kurumunun bu hale gelmesi, ülke için büyük kayıp.

        TÜİK YÖNETİCİLERİ BÜYÜK VEBAL ALTINDA

        Geçen yıl TÜİK’e gittiğimde üst düzey tüm yöneticilerin olduğu toplantıda şunu söylemiştim:

        “Yetimin, emeklinin, işçinin, memurun yani milyonlarca insanın alacağı maaş sizin açıkladığınız rakamlara göre belirleniyor. Düşük açıklarsanız bu insanlar daha az maaş alacak. Bu çok büyük bir vebal. Bunun farkında mısınız?”

        O zaman başkan başta olmak üzere, tüm yöneticiler ne kadar büyük bir vebali omuzlarında taşıdıklarını bildiklerini söylemişlerdi.

        Şimdi bunu tekrar hatırlatmak istiyorum yöneticilere:

        Milyonlarca dar gelirli insanın hayatlarını doğrudan etkiliyorsunuz. Bunlar arasında yetimler de var. Eğer rakamları değiştirirseniz bu vebalin altından kalkamazsınız.

        Bu insanların gelirleri sizin yüzünüzden düşerse, kul hakkına girmiş olursunuz.

        TÜİK ŞEFFAF HALE GELMELİ

        TÜİK güven tazelemeli. Bunun için de kurum şeffaflaşmalı. Konunun uzmanı ekonomistleri, akademisyenleri, muhalefetin temsilcilerini davet ederek dürüst çalıştıklarını göstermeli.

        Verilerinin ve çalışma metotlarının ne kadar şeffaf ve doğru olduğunu başka türlü insanları inandıramaz.

        Tüm devlet kurumlarının temel verileri alıp, her şeyi buna göre planlandığı bu stratejik kurumu başka türlü yeniden güvenilir hale getirmek mümkün değil.

        Diğer Yazılar