Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İki gün geçirdiğim Ankara’dan kısa kısa notlar aldım.

        Size aktarayım.

        HAVASI DA SİYASET GİBİ

        Onca yıl yaşadım Ankara’da, bu kadar tuhaf hava görmedim.

        Hava güneşli ve açık ama yağmur yağıyordu.

        Yağmur yağarken birden duruyor, bulutlar kayboluyor.

        Şehrin bir semtinde yağmur yağarken, öbür tarafında güneş parıldıyor.

        Bir mahalleyi sel götürüyor, diğer mahallede her şey normal.

        Yağmur bardaktan değil, kovadan boşalır gibi yağıyor.

        Bir rüzgar esiyor, bir güneş kavuruyor, bir yağmur yağıyor…

        Anlayacağınız havalar siyaset gibi karışık Ankara’da.

        YAĞMUR YAĞAR MEMUR BAKAR

        Havalimanının içinde sağanak yağmur yağarken bir yandan çimleri sulayan fıskiyeler çalışıyordu. Onlarca güvenlik görevlisi, memur, havalimanı çalışanı da bunu izliyordu.

        Kimsenin aklına, "Onlarca fıskiye boşuna çalışıyor, su israfı, şunu durduralım" demek gelmedi.

        Saçakların altında sigaralar içildi, çaylar eşliğinde sohbet edildi, yağmurun nasıl şiddetli yağdığı kritik edildi ve fıskiyeler öyle çalışmaya devam etti.

        Bürokrasiye benzettim.

        LÜKS SAAT SATICISINDAN NOKTA ATIŞ

        Bir alışveriş merkezinde randevu vaktini beklerken vitrinlere bakıyordum.

        Lüks saatler satan bir mağazanın sahibi beni tanıdı. Sohbete başladık

        - İşler nasıl?

        - Bizim işler çok iyi Kemal Bey.

        - Bu ekonomik krizde nasıl oluyor?

        - Ülkede zengin bir tabaka var, bu krizden etkilenmiyor. Bizim müşteri onlar.

        - Satışlar iyi yani sizde?

        - Evet çok şükür iyi. Sizinle bazen ekranda tartışan, ‘ülkede her şey çok iyi’ diyen bir iki yorumcunun kolunda bizim saatlerden var.

        - Mesela şu saat kaç para?

        - Bu kalite olarak ortalama bir saat. Fiyatı da 160 Bin.

        - Bana müsaade, hayırlı işler.

        ANKARA’DA PROGRAM YAPAMAMAK

        İstanbul’dayken Ankara’daki arkadaşlarla sürekli sözleşiyoruz, oraya geldiğimizde buluşacağız ya da ziyaretinize geleceğim diye.

        Sonra Ankara’ya geldiğimde birden gitmem gereken yerler, görüşmem gereken kişilerin isimleri aniden uçup gidiyor aklımdan.

        Öyle bir hal oluyor ki, bir an önce İstanbul’a dönmem gerekiyor diye düşünüyorum ve işlerim bitince hemen dönüyorum.

        Çok geldi başıma. Bunun sebebini düşündüm.

        İnsanın üstüne bir ağırlık, bir karamsarlık çöküyor Ankara’da. Sanırım bu da oradan kaçma hissi yaratıyor.

        Sebebi bu olsa gerek.

        AKŞENER’E ALKIŞ

        İYİ Parti milletvekilinin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasıyla ilgili söylediği sözler sonrası Meral Akşener’in yaptığı açıklama son derece takdire şayandı.

        Milletin karşısında, lafı hiç eğip bükmeden, doğrudan Kemal Kılıçdaroğlu ve Alevilerden özür diledi. Milletvekilini de disipline sevk etti.

        Siyasette çok az görülen bu şık davranışı bir AK Partili arkadaşla birlikte alkışladık.

        Diğer Yazılar