Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bu hafta sonu '6’lı masanın' 6. toplantısı, Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılacak.

        Böylece tüm partiler bir defa da olsa liderleri ağırlamış olacaklar.

        Bu toplantıda, bundan sonra yapılacaklar konusuna da karar verilecek.

        Birkaç yazımda 6’lı masa toplantılarının istemedikleri halde, “aday” konusuna kilitlendiğini, isim açıklanmadığı için de her toplantı başarısızlıkla sonuçlanıyormuş gibi algılandığını yazdım, söyledim.

        Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da ortak aday belirlemeyen toplantının "başarısız" olduğuna sürekli vurgu yapıyor.

        Toplumda da benzer bir beklenti oluştu.

        İnsanlar yayınlanan deklarasyonları okumuyor, ortak açıklamalarda sadece aday konusuna odaklanıyor.

        Medya da keza bu durumda.

        Aday ismi konusundaki en küçük ima, söz, dedikodu hemen haber oluyor ve ekranlarda tartışılıyor.

        Oysa ki tüm muhalefet liderleri 6’lı masada hiçbir zaman aday isminin konuşulmadığını, gündeme gelmediğini, toplantı amacının da bu olmadığını söyledi sürekli.

        Fakat kamuoyunda oluşan imaj anlattıklarımdan farklı değil.

        TOPLANTILAR BİTECEK KOMİSYONLAR ÇALIŞACAK

        Bu algıdan dolayı muhalefet bu toplantıları sonlandırmalı diyordum.

        Muhalefetin ortak aday ismini yıl başından önce açıklamayacağı anlaşılıyor.

        Bu durumda yılbaşından önce son kez bir araya gelerek aday ismini müzakere etmeleri daha doğru olacaktır.

        Edindiğim bilgiler, toplantıların son bulması ancak komisyon çalışmalarının devam etme fikrinin daha ağırlık kazandığı yönünde.

        Bunun haricinde yapılacak her liderler toplantısı yine aday konusuna endekslenecek ve sonuç alınmazsa, “başarısızlık” olarak hanelerine yazılacaktır.

        Gerçek olmasa da algılanan budur.

        KILIÇDAROĞLU KESİN ADAY MI?

        6’lı masada aday ismi konuşulmuyor ama kamuoyunda konuşulan tüm adaylar CHP’li.

        "İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu isimlerinden hangisini seçecek 6’lı masa?" diye soruyor insanlar.

        Kılıçdaroğlu iki belediye başkanını sonunda geri çekmeyi başardı ve artık sadece kendi isminin tartışılmasının önünü açtı.

        Son anketlerde de diğer iki ismi yakalamış gözüküyor.

        Sanırım bundan da güç alarak artık aday olacağını iyice hissettiriyor Kılıçdaroğlu.

        Hatta Edirne Belediye Başkanı kendisini “Sayın Cumhurbaşkanım” diye kürsüye davet ediyor, genel başkan yardımcıları, “Kesin adayımız Kılıçdaroğlu” diyor ve bunlara itiraz etmiyor Kemal Bey.

        Peki ama 6’lı masa ortak adaya karar verecekse bu hitaplar, bu kesin konuşmalar doğru bir tutum mu?

        Kılıçdaroğlu partisi tarafından kesin aday gösterilecekse, bu toplantılara ne gerek var? 6’lı masa sadece Kılıçdaroğlu’nu onaylama masası olarak mı görev yapacak?

        Diğer partilerin bu durumdan rahatsız olduğunu biliyorum. Fakat açıktan itiraz da etmiyorlar.

        Bu durumu CHP’nin dikkate alması gerek.

        Diğer muhalefet partilerinin de en azından rahatsızlıklarını CHP kurmaylarına iletmesini lazım.

        Soçi toplantısının sonuçları

        Soçi toplantısının sonuçları
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in geçtiğimiz günlerde Soçi’de yaptığı toplantının detayları halen çok net bilinmiyor.

        Ancak, hem Putin hem de Erdoğan buradaki görüşmelerden çok memnun kaldıklarını, oldukça önemli kararlar alıklarını söylediler.

        Batı medyasının ve siyasilerinin de çok yakından takip ettiği toplantı sonrası çıkan yorumlarda, bu yakınlaşmanın artık alarm düzeyinde olduğu vurgulanıyor.

        Bu yakınlaşmalardan sonra ABD ve Avrupa, yaptırımları üçüncü ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletir mi? Bu risk artıyor.

        Bu toplantının bilinen kararlarından en önemlisi doğalgaz alışverişinin artık ruble ile yapılacak olması sanırım.

        Rusya yaptırımların yıkıcı etkisinden biraz daha uzaklaşacak böylece.

        Türkiye de enerji alışverişini dolarla değil, ruble ile yaparak, dövizin yükselmesini kısmen de olsa engellemiş olacak.

        Kazan kazan modeli işlemiş gözüküyor.

        Yine Putin, “en güvenilir hat Türk akımı” diyerek Avrupa’ya bizi işaret eden bir açıklama da yaptı.

        Böylece Rus gazının önce Türkiye’ye, sonra Avrupa’ya gitme imkanı doğmuş olabilir. Yaptırımları dolayı olarak delmenin bir başka yolu.

        SURİYE KONUSUNDA BİR GELİŞME OLMADI

        Ben biraz daha Suriye ve Akdeniz kısmını merak ediyordum.

        Acaba Soçi’de Suriye krizini çözecek bir gelişme olmuş mudur diye sordum soruşturdum.

        Ancak bu konuda bir gelişme olmadığını öğrendim.

        Türkiye başta mülteci ve terör sorununu çözmek için Suriye içinde siyasi ve idari bir düzenlemenin olmasını ısrarla istiyor.

        Sınır ötesi operasyon yapma gerekçeside bu.

        Fakat Rusya, İran, ABD, Irak buna karşı çıkıyor.

        Soçi’de en azından bunun önünü açacak bir mutabakat olabilir mi diye düşünmüştüm ama olmamış.

        Rusya Türkiye’nin bu talebine eskiden olduğu gibi, yine sıcak bakmıyor ve yardımcı olmuyor.

        Ancak Rusya’nın yaptırımlardan dolayı Türkiye’ye bağımlılığı her geçen gün artıyor.

        Avrupa’ya ya da diğer ülkelere gidiş için neredeyse tek çıkış kapısı Türkiye.

        Yine ihtiyaç duyduğu birçok ithal ürün de Türkiye üzerinden Rusya'ya “re-export” yöntemiyle akmaya başladı.

        Bu, ticari ilişkileri arttırdığı gibi, Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde elini de ayrıca güçlendiriyor.

        Bu sayede belki ileriki günlerde Suriye konusunda Türkiye’nin istediği noktaya gelir Rusya.

        Bakalım gerçekleşir mi, hep birlikte göreceğiz.

        Diğer Yazılar