Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Devletlerin işleyiş biçimi, halkın sorunlar karşısında davranış şekliyle, vücudumuzun akut kanamalardaki tutumları arasında büyük bir benzerlik vardır.

        Bu, siyaset açısından çok hayati bir konudur.

        Şöyle açıklayayım:

        Vücudumuzun herhangi bir yerinde akut bir kanama varsa, yani kolumuz, bacağımız kesilmişse beyin ve tüm vücut, bu kanamayı durdurmak için hareke geçer. Bu esnada sırtımızdaki bir tutulma, başımızdaki bir ağrı, midemizdeki bir yanmayı göremez, onuna ilgilenmez.

        Akut kanama durana kadar vücuttaki diğer sorunlar dikkate alınmaz yani.

        Bir hekimin bu kanama karşısındaki tutumu da beynimiz gibidir: Önce akut kanamayı durdurmak için odaklanır.

        DEVLETİN AKUT SORUNLARINA BAKIŞI

        15 Temmuz darbe girişiminden sonra devlet akut bir kanamayla karşı karşıya kaldı. Bu hain darbe, devletin hayat damarlarını kesmeye kalktı ve ciddi bir akut kanamaya neden oldu.

        Bu nedenle devlet, hayati tehlikeyi atlatmak için bu kanamaya müdahale etti.

        Böyle bir ortamda, müdahale esnasında meydana gelebilecek arızi durumlara pek dikkat edilmez. Tıpkı kesilmiş damarı dikerken, dikişin estetik olup olmamasına bakılmadığı gibi.

        Devlet akut kanamayı durdurduktan sonra, müdahale esnasında meydana gelen birçok arızi durumu sonradan ele alıp, bu sefer rehabilitasyon dönemine geçmesi gerekir.

        Belki de 15 Temmuz darbesinden sonra devlet bunu yapmadı. Birçok mağdur oluştu ve bunların sorunları çözülemedi.

        HALK ÖNCE AKUT SORUNLARINA ODAKLANIR

        Devleteler gibi halklar da önce akut sorunlarına odaklanır. Örneğin bugün halkın en büyük akut sorunu ekonomi. Orada ciddi bir kanama var. Her geçen gün cebindeki paranın alım gücü düşüyor, hayat pahalılığı artıyor ve ciddi bir kriz içine giriyor.

        Şöyle düşünelim:

        Halk bu akut kanama sorununu çözmesi için bir doktor arıyor. Muhalefet ve iktidar da akut kanamayı durduracak ve yarayı iyileştirecek doktor adayı.

        Siyasetçi ve seçmen karşı karşıya geldiğinde beklenen davranış şekli, akut kanamaya müdahale edilmesidir değil mi?

        Yani ekonomik sorunlarını, mutfağındaki yangını, cüzdanındaki kanamayı durdurmasını ister.

        Peki bu doktor adayları yani siyasetçiler milletin akut sorunlarıyla ilgileniyorlar mı?

        MUHALEFET AKUT KANAMAYA MÜDAHELE EDİYOR MU?

        Bir doktor düşünelim, akut kanaması olan hastayı karşısına almış, buran kanıyor, şuran hasta, kanama durmazsa şöyle olur, ileride böyle olur diye sürekli sorunları sıralıyor.

        Ancak karşısına gelen hasta tedavi olmak istiyor, hastalığının ne olduğunu sürekli anlatılması ona bir fayda etmiyor.

        İşte muhalefet burada başarısız bir politik tutum sergiliyor.

        Milletin akut kanaması varken, yani ekonomisi perişanken, yan sorunlarla, sırttaki ağrıyla ilgilenmek gibi, İstanbul Sözleşmesiyle, başörtüsü sorunuyla, parlamenter sistem gibi konularla ilgilendiğinde muhalefet akut kanamayı durdurmayı unutuyor.

        Oysa millet acil olarak bu konuyu müdahale edilmesini, en azından bu konuyu konuşmak ister.

        Muhalefet elbette ekonomiyi düzeltemez. Lakin nasıl düzelteceğini, bu kanamayı nasıl durduracağını millete iyi anlatabilirdi. Ayrıca ellerindeki belediyelerle geçici de olsa milleti rahatlatacak bir şeyler yapabilirdi.

        Yapmadı.

        Millet sürekli sorunu anlatan ama tedavi için bir şey yapmayan bu doktorun tutumundan rahatsız oldu. Ve başka arayışa girdi.

        İKTİDAR AKUT SORUNA ODAKLANMAYA BAŞLADI

        AK Parti akut kanama varken yan sorunlarla uğraşarak aynı hatayı yaptı bir süre. Ne Yunanistan’la adacıklar sorunu, ne Ukrayna krizi, ne de millet bahçeleri halkın akut sorunlarına bir derman olabilir.

        Hamasetle, dini, milli duyguları kabartarak bu akut kanamanın durdurulamayacağını geç de olsa anladı.

        Son iki aydır doğrudan milletin kanama yaşadığı yere, yani ekonomiye müdahale etmeye başladı. Ucuz konut projeleri, maaşlara zam, EYT, icralık dosyaların silinmesi vs…

        Bunlar kanamayı tam durduramasa da bir baskı oluşturdu ve kan kaybını azalttı.

        İşte bu hamleden sonra millet sürekli sorunları anlatan doktordan ziyade, en azından kanamaya pres yapan, durdurmak için çaba harcayan doktora yöneldi.

        Bu doktordan şikayetçi olmasına rağmen onun kanamayı durduracağına inanmaya başladı.

        Bilmem anlatabildim mi?

        Siyasette akut sorunlara odaklanma konusu, vücuttaki kanamaya müdahale gibi hayati bir konudur.

        Diğer Yazılar