Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün yazdığım “Küskün AK Parti seçmeni geri mi dönüyor?” yazıma çok sayıda mesaj gönderdi okurlar.

        Muhalefeti destekleyenler, “yönlendirme çabası, niyetimi açığa vurma” gibi ithamlarla yazımdaki tespitimi reddettiler.

        Normal.

        Sosyal medyada keskin muhalif insanların çok aktif olduğu zamanlarda bu tür tepkiler oluyor.

        Genellikle kendi etrafında konuşulanların tüm Türkiye’de yaygın olduğunu, herkesin aynı şeyi düşündüğünü zannediyorlar.

        Buna genel seçmen psikolojisini ıskalamak denir.

        MATEMATİK DEĞİL SEÇMEN PSİKOLOJİSİ GEÇERLİDİR

        Alt alta toplanarak yapılan her oy hesabı siyasette başarısızlıkla sonuçlanır. Yani Cumhur İttifakı karşısındaki muhalefet partilerinin aldığı oyları matematiksel olarak toplamak doğru sonucu vermez.

        Seçmenin sandığa giderken göstereceği psikolojiyi kestirmek gerek.

        O zaman siyasette 2+2'nin 4 etmediğini anlayabilirsiniz.

        Seçmen içinde büyük bir kitle, “güven ve fayda” merkezli refleks gösterir.

        Ancak kesin inançlı partililer, kendi bakış açısının yaygın ve geçerli olduğunu zanneder.

        REKLAM

        AK PARTİ’NİN POTANSİYEL OY HAVZASI HAREKETLİ

        AK Parti 20 yıldır aldığı maksimum oylarla bir havza oluşturdu. Bu havza, Türkiye’de her iki seçmenden birinin oy verdiği pek görülmemiş genişlikte bir oy havzasıdır.

        İşte bu havzaya güveniyor AK Parti.

        CHP, HDP, İYİ Parti tabanında kemikleşmiş seçmenleri değil, bu havzayı kendisine hedef kitle olarak seçmiş, tüm enerjisini ve söylemini buraya harcıyor.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli muhalefetin düzeni bozacağını, kazanımların kaybedileceğini, devleti yönetemeyeceklerini vurgulamasının nedeni, kendi havzasını konsolide etmek.

        Çünkü bir zamanlar oylarını aldığı bu insanların yeniden oyunu almak en rasyonel siyasi hedef. Aynı zamanda en kolayı.

        Benim sahada gördüğüm AK Parti havzasının hareketli olduğu, Cumhurbaşkanı aday listesine bakarak bunlar içinde küskünlerin oy vereceği bir alternatifi görmedikleri yönünde.

        Bu hareketliliğe rağmen Erdoğan % 51’e ulaşmış durumda mı, hayır.

        KILIÇDAROĞLU DAR HAVZAYI GENİŞLETMEK ZORUNDA

        Buna mukabil CHP’nin Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını baz aldığımızda % 31’lik bir oy havzası var. Bu kadar genişleyebilmiş.

        Şimdi Kılıçdaroğlu bu alanı büyütmek zorunda.

        HDP oylarının varlığı yetmiyor, aynı zamanda sağ seçmenden de oy almak ve o yöne doğru havzasını genişletmek zorunda.

        Helalleşme hamlesinin amacı budur.

        Doğru bir hamle ama başarılı oldu mu?

        REKLAM

        Kişisel olarak Kılıçdaroğlu’nun demokrat ve kucaklayıcı yönü takdir alsa da, beraberinde taşıdığı CHP, Kemalist, laik, dolaylı olarak HDP bagajının ağırlığı, Kılıçdaroğlu’nun havzasını genişletmesine engel oluyor.

        Teknik olarak Erdoğan’a oy veren % 52 seçmenin bir kısmı Kılıçdaroğlu’na kayması gerekir ki, seçimi kazansın.

        İşte bu oluyor mu?

        Bence henüz olmuyor.

        Öte yandan İYİ Parti, Gelecek, Saadet, Deva ve hatta bir kısım CHP tabanında bu havzanın genişlemesine tam katkı sağlandığını söylemek zor. Zaten Meral Akşener’in başından beri itirazı da buna değil miydi?

        Bunun birtakım psikolojik sebepleri olsa da, asıl “güven ve fayda” kavramları etrafında duygudaşlığın henüz tam oluşmadığını söylemek mümkün.

        Bugün itibarıyla bunun oluşmadığını görebilirsiniz.

        Tüm anketlerde Kılıçdaroğlu % 51’i geçmiş değil. Ancak son düzlükte bunu sağlayabilir mi? İhtimal tabii.

        SEÇMENİN YERİNE KENDİNİZİ KOYARAK DÜŞÜNÜN

        Seçmen kitlesinin büyük bir kısmı güven ve fayda merkezli düşündüğü için, onların yerine kendinizi koyarak empati yapabilirsiniz.

        Evet ekonomi ve depremin yarattığı bir enkaz var, evet devletin kurumlarında bir yozlaşma var, şikayet çok…

        Peki tüm bunları hangi lider temizler, seçmenin çıkarlarını maksimum düzeye çıkartır?

        AK Parti havzası alternatif göremediği için geri dönüş yapma eğiliminde ama şikâyet ettiği konular buna engel oluyor.

        Kılıçdaroğlu ve beraberindeki bagaja karşı kaygıları olanlar da mütereddit. Muharrem İnce’nin yükselişi de bu nedenle oluyor.

        Bu psikolojiyi çözerseniz gidişatı daha iyi okursunuz.

        Diğer Yazılar