Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Haklı eleştirileri vardı. Büyük ideallerin ve hayallerin peşinden koşarken, tüm bunlardan vazgeçilmesine, yozlaşmaya, çürümeye itiraz ettiler.

        Ve yollarını ayırmaya karar verdiler. İddia sahibi, donanımlı insanlardı.

        Yeni bir yola çıktılar ama sanırım en başında düğmeyi yanlış iliklediler.

        Her iki partinin kurucularına ayrı ayrı parti kurmamaları defalarca söylenmesine rağmen dinlemediler.

        Sorsanız arada çok fark var diyeceklerdir ama gerçekte parti programları neredeyse aynı. Kadroları eski arkadaşları, tabanları aynı mahalle.

        Ancak liderler öyle istedi diye iki farklı parti kuruldu.

        O günden sonra düğmeler aşağı doğru yanlış iliklenerek devam etti.

        PARTİLER NEDEN KURULUR?

        Siyasette parti kurmak iddia sahibi olmak demektir.

        İddia ise büyüktür: “Ben şu anda devletin iyi yönetildiğini, millete de iyi hizmet edildiğini düşünmüyorum. Bu yüzden de yeni bir siyasi parti kuruyorum.”

        Bu iddiayı gerçekleştirmek için teşkilat kurarsınız, 81 ilde örgütlenirsiniz, tüzükler, programlar hazırlarsınız, iyi bir kadro oluşturursunuz ve milletin karşısına çıkarsınız.

        REKLAM

        Gelecek ve DEVA Partileri bu süreçleri geçtiler.

        Ancak sonrasında ikinci düğmeyi de hatalı iliklediler.

        Millet İttifakı’na çok erken angaje oldular.

        Sorsanız, o ittifakın üyesi olmadıklarını söylerler ama fiilen öyle oldular. İttifaktaki partilerin siyasetinden etkilendiler ve o iklimde kendi özgün büyümelerini gerçekleştiremediler.

        Oysa bir parti kurmuşsanız, ülkeyi yönetmeye adaysanız, bu iddianızı sonuna kadar sürdürürsünüz.

        İTTİFAK YAPISI BÜYÜMEYİ ENGELLEDİ

        Her iki partinin büyümeleri durdu, gördükleri ilgi azaldı. Zira yıllarca eleştirdikleri CHP ile aniden yakınlaşma, büyümek için kök saldıkları mahallede garip karşılandı.

        Evet kutuplaşmayı önlemek için 6 farklı siyasi partinin bir masada olması anlamlıdır. Ancak bu sizin bazı iddialarınızdan da vazgeçebileceğiniz anlamına gelebilir. Hatta bazı ideallerinizden de.

        Her iki parti ülke yönetmiş kadrolara, nitelikli insan kaynaklarına, birikime ve ideallere sahipken diğer partilerden ayrışıp kendilerini tam anlatamadılar.

        Zira “6’lı Masa” ortak bir marka şeklinde algılanıyordu.

        Seçmenlerine, mahallelerine ne CHP ne HDP konusundaki kaygıları giderecek açıklamaları doğru şekilde yapamadılar. Muhafazakar sağ seçmenin özellikle HDP tepkisi ve CHP kaygısı ne yapılırsa yapılsın geçmedi.

        Oylarının % 2’den yukarı çıkmamasının belki de en önemli nedenlerinden biri bu meseledir.

        ÜÇÜNCÜ YANLIŞ İLİKLENEN DÜĞME

        REKLAM

        Her iki parti yöneticilerine de sıkça sormuştum, kuruluş aşamasında bu kadar ilgi görürken neden şimdi o ilgi yok, neden bir türlü büyüme olmuyor diye.

        Bence her iki parti bunun yeterince araştırmasını yapmadı, gelen seçmen tepkilerini, fikir beyan edenleri dikkate almadı.

        Yanlış düğümlenen ilk iki düğme bunun sebepleri arasındaydı ancak kabullenmediler.

        İttifak içinde her geçen gün çok oy alan partilerin baskınlığı arttı ve “küçük partiler” olarak ayrı bir etiket ile anılmaya başlandılar.

        Bir fikir çıktı ortaya. Üçüncü bir ittifak ile bu durumdan kurutulabilirlerdi. İttifak içinde ittifak yapısı yani.

        Ancak üçüncü kez düğmeyi yanlış iliklediler.

        Milletvekilliği seçiminde ittifak kurulamadı, özellikle DEVA Partisi'nin itirazı nedeniyle.

        Israrla muhafazakar camiadan kaçar gibi, yan yana gözükmek istemediği eleştirileriyle karşılaştı.

        Milli Görüş hareketinin dört muhalefet partisi, Saadet, Y. Refah, Gelecek, DEVA orak bir Cumhurbaşkanı adayı çıkaramadıkları gibi, milletvekilliğinde de ortak bir ittifak da kuramadılar.

        Üçüncü kez düğme yanlış ilikledi, üçüncü İttifak fikrini kapattılar.

        ORTAK ADAY YANLIŞ SEÇİLDİ

        6’lı Masa'daki partilerin ortak aday belirleme süreci başından beri sorunluydu. Israrla son anlara kadar bıraktılar. Sağlıklı şekilde tartışmadılar.

        Buna rağmen İyi Parti, DEVA ve Gelecek Partisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını onaylamıyordu. Bunu görüştüğüm parti yöneticilerinden dinliyordum ama kamuoyu önünde dillendirmiyorlardı.

        REKLAM

        Kılıçdaroğlu’nu Saadet ve Demokrat Parti destekliyordu sadece.

        Ancak süreç yanlış yönetilip son anlara sıkıştırılınca, ortak adaylık meselesi baskı altında konuşulmaya başlandı. Bu gerilimde Meral Akşener masadan kalktı ve büyük kriz oldu.

        Oysa Gelecek ve DEVA masada Kılıçdaroğlu’na karşı çıksaydı, bu süreç böyle olmayacaktı.

        Başka aday bulunmasını sağlayamadılar ve Kılıçdaroğlu’nu ortak aday göstererek düğmeyi dördüncü kez yanlış iliklediler.

        İDDİADAN VAZGEÇİREN SON KARAR

        Ali Babacan, “6’lı Masa ortak aday çıkarmazsa DEVA Partisi’nin adayı Ali Babacan’dır” dediğinde doğru bir karar vermişti. Ancak masa dağıldığında o kısa sürede bu kararı uygulamadı.

        Masa toplandığında bu kez, “Kendi logomuz ve kendi listemizle seçimlere gireceğiz” dedi. Bunun iddia sahibi bir parti için doğru bir karar olduğunu söyledim. Kendi cumhurbaşkanı olarak çıkmasa da, kendi vekil adaylarıyla çıkması da iyi bir iddiadır.

        Seçim günü yaklaştıkça kararlar değişti.

        Milletvekili listelerinin tek olması yönünde görüşler çoğaldı. Yine aynı tartışmaya girdiler: Saadet Partisi’nde olsun tek liste dendi, hayır DEVA Partisi’nde ya da Gelecek Partisi’nde.

        Üç muhafazakar parti, birbirinin partisini beğenmedi ama sonunda hepsi gidip CHP listesinden aday oldular.

        İşte bu son iliklenen yanlış düğmeydi ve bana göre bir iddiadan vazgeçmek anlamına gelirdi.

        Siz bu partileri neden kurdunuz? İddianız neydi?

        REKLAM

        Şimdi ne Cumhurbaşkanlığına adaysınız, ne kendi logonuzla seçime girdiniz, ne tüm illerde kendi vekil listenizi çıkardınız.

        Neden?

        Bir cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve 15-20 vekil için mi? Türkiye’nin geleceğini hedefleyen bir vizyon bu olmasa gerek.

        81 ilde kurduğunuz teşkilatlar kendi insanlarını vekil çıkartmak istiyorken, şimdi 15-20 kişi için başka bir partiye çalışacaklar mı?

        Daha da ötesi, şimdi oy vermeye gidecek seçmenler pusulada logonuzu adınızı göremeyecek ve sizin için CHP’ye oy verecekler öyle mi? Hiç sanmıyorum.

        "Sadece Erdoğan iktidardan gitsin" de ne olursa olsun diyen sakil ve vizyonsuz siyasetin başarılı olması, seçimi kazansa da ülkeyi yönetmesi mümkün değil.

        O nedenle yeni bir siyaset tarzına ihtiyaç var.

        Gelecek ve DEVA bu iddiayı gerçekleştirecek fırsatı yakalamıştı ama kullandılar mı çok tartışılır.

        Diğer Yazılar