Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Operasyon: Argo”, “Köstebek” ve “Milyonluk Bebek” ile son 10 yıldan üç zafer çıkaran Warner Bros., 22 Şubat’ta sonuçlanacak 87. Oscar yarışında temsilcisiz kalma riskiyle karşı karşıya. Paul Thomas Anderson’ın çok güvenilen “Inherent Vice”ının Akademi’ye uygun gibi gözükmemesi, okları Aralık’ta vizyona girecek Eastwood filmi “American Sniper”a çeviriyor. Peki ama bunlardan biri içeri girebilecek mi? Warner, esasen Paramount ile ortak proje “Yıldızlararası” için alan açma peşinde gibi.

        Oscar yarışında törenin tarihi Şubat sonuna çekildiğinden bu yana, aşağı yukarı 10 senedir bağımsız şirketlerin hakimiyetinde bir kapışma izliyoruz. The Weinstein Company, Fox Searchlight, Paramount Vantage gibilerinin katkılarıyla bir stüdyo filminin zaferle ayrılması engelleniyor. Ama bu konuda bağımsızlara direnen yegane şirket Warner Bros…. 2005’te “Milyonluk Bebek” (“Million Dollar Baby”, 2004), 2007’de “Köstebek” (“The Departed”, 2006) ve 2013’te “Operasyon: Argo” (“Argo”, 2012) zaferleri şirketin tarihindeki en verimli Oscar dönemine dikkat çekti.

        WARNER ORTAK YAPIM ‘YILDIZLARARASI’YLA MI SINIRLI KALACAK?

        Geçen yıl aday olan “Aşk” (“Her”, 2013) ve “Yerçekimi”nin (“Gravity”, 2013) de gecenin galiplerine dönüşmesi şaşırtmadı. Öyle ki Cuarón’un eserinin “Kabare – Elveda Berlin”den (“Cabaret”, 1972) bu yana ‘En İyi Film’ ödülüne ulaşmadan en çok heykelcik kazanan filme (yedi tane) dönüşmesi gözlerden kaçmadı.

        Bu sene ise Warner cepte Nolan’ın 165 milyon dolarlık ortak yapımı “Yıldızlararası”nı (“International”, 2014) tutuyor. 86. Oscar’larda ilk kez bir bilimkurgu filmi yönetmenine ‘En İyi Yönetmen’ ödülü çıkması, bu konudaki ümitleri arttırıyor. Ama yapılan anlaşmaya göre o filmin dağıtımını ülkesinde Paramount üstleniyor. Warner ise dünya çapındaki dağıtımı elinde tutuyor. Bu sebeple ABD’deki hakimiyetin Paramount’ın elinde olduğunu söylemek mümkün. Warner, daha ziyade ekstra destek gerekirse bu konuda adımlar atabilir. 2008-2009 sezonunda “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi” (“The Curious Case of Benjamin Button”, 2008) benzer bir konumdaydı ve şirket ‘En İyi Film’de başka adaylık elde etmemişti.

        Esas prodüksiyonlara bakınca ise şöyle bir tablo ortaya çıkıyor (En İyi Animasyon’da iddialı “Lego Filmi”ni saymazsak): Toronto Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapan “Yargıç” (“The Judge”, 2014) ve “The Good Lie” (2014), New York Film Festivali’ni tercih eden “Inherent Vice” (2014) ile Clint Eastwood imzalı bir yaz (“Jersey Boys”), bir Aralık (“American Sniper”) vizyonu filmi.

        Açıkçası bunlardan ilk ikisinden kimsenin umudu yoktu. “Yargıç”ın Oscar projesi olması için zoraki bir çaba sarf edildiği ve 150 dakikaya göstermelik bir ‘dramatik’ tonla çekiştirildiği çok açıktı. Dokunaklı sahneler, çiğ temalar ve kaliteli oyuncular da fayda etmedi. Sadece Robert Duvall ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’da adaylık için iddialı bir konuma yerleşti. İkincisinde ise Sudanlı göçmenleri kurtaran Amerikalı devlet memuru bir ‘kucaklanma’ya yol açmadı. Reese Witherspoon, beklendiği gibi burada değil, “Yaban”da (“Wild”, 2014) önemsendi. Yönetmen Falardeau, ilk İngilizce filminde yeni bir Vallée etkisi yaratamadı.

        ‘INHERENT VICE’, YÖNETMENİNE SAYGIYLA İÇERİ GİREBİLİR

        Her şey “The Master” (2012) ile Weinstein fazla destek vermediği için dışarıda kaldığı düşünülen Paul Thomas Anderson’ın filmine bağlıydı. Ama kendisi bir filmiyle ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Yönetmen’ dallarına aday olmasına karşın, genelde bu iki majör kategoride ciddiye alınan bir isim değildi. Buna karşın Warner, filmi eleştirmen beğenisiyle sarıp sarmalayarak bir noktaya getirebilecek tecrübedeydi.

        Joaquin Phoenix gibi Akademi’nin pek sevmediği bir oyuncunun başrolünde oynadığı “Inherent Vice”ın New York galası sonrası ise hiçbir şey beklendiği gibi gitmedi. 70’lerde uyuşturucu bağımlısı bir dedektifin saykoledik dünyasını bir stoner dramaya (keş draması) malzeme ettiği söylenen eser, 150 dakikayı bulan süresine karşın Akademi’nin kalemi değil gibiydi. Mizahi öğeler taşımasıyla da itici durabilecek, “Ateşli Geceler”in (“Boogie Nights”, 1997) retro dünyasını akla getiren bir yapıttı. Böylece sadece ‘yönetmenine saygı’ ile içeri ‘göstermelik’ girebilecek bir Oscar rekabetçisine dönüştü.

        Bana kalırsa da Phoenix zaten başta da dışında kaldığı yarışın tamamen dışına itildi. “Inherent Vice”, “Kan Dökülecek” (“There Will Be Blood”, 2007) ile heykelciğe uzanan görüntü yönetmeni Robert Elswit’e bile adaylık getirmeyecek gibi gözüküyor. Tek adaylık şansı En İyi Uyarlama Senaryo’da görülüyor. Anderson’ın ‘En İyi Yönetmen’ kategorisinde ilk beşe girmesi hayal gibi… Film, En İyi Film’de eğer fazla aday çıkarsa, 9.-10. sıradan başını içeriye sokabilir.

        ‘AMERICAN SNIPER’ SADECE COOPER’A MI ADAYLIK GETİRECEK?

        Açıkçası Clint Eastwood da Akademi’nin sürekli en üst kategoride yarıştırdığı, bağrına bastığı bir yönetmen değil. Ama en klasik damardan girince “Affedilmeyen” (“Unforgiven”, 1992) ve “Milyonluk Bebek” ile zafere ulaşabiliyor. “American Sniper” böyle bir etki yaratabilir mi? Açıkçası asker hikayelerine eğer Ortadoğu ile ilişkiliyse mesafeli yaklaşılıyor. Ama filmin ilk fragmanında 150 kişinin canına kıyan duygusal bir keskin nişancının üzerine gidildiği anlaşılıyor. Chris Kyle’ın 2012’de çıkan ve büyük bölümü Irak Savaşı’nı kapsayan anılarından oluşan aynı adlı otobiyografik kitabı, ABD’de haftalarca çok satanlar listesinde yer almıştı.

        Sevilen Bradley Cooper’ın yine makyajla dönüşüm geçirmesi, yakışıklı görünümünün dışına çıkması ve pis sakalıyla dikkat çekmesi birçok kişiyi etkisi altına alacak. Şimdilik net bir şey söylemek zor bu film için. Ama Akademi’nin biyografik film aşkı ve milliyetçi/liberal damarı elbette bir kuşku uyandırıyor. “American Sniper”, Aralık vizyonunda çok can yakabilir. Beğenilmeyen müzikal “Jersey Boys” ise baştan devre dışı kaldı. Hiçbir kategoride adı geçmiyor. Eastwood, dört filmiyle aday olup ikisinde en büyük ödüle ulaştı. Bu istatistik bu seneye nasıl yansır, bilinmez.

        ‘THE IMITATION GAME Mİ, BIRDMAN Mİ?’ SORUSUNA DOĞRU

        “Inherent Vice” ile “American Sniper”ın başını içeri sokması, Aralık’ta etkisini hissettirmesi beklenen “Selma” ile “Unbroken”ın konumuna da bağlı.

        Yarışta ‘The Imitation Game mi, Birdman mi?’ ya da alıştığımız ‘Weinstein mi, Fox Searchlight mı?’ sorusuna doğru ilerlerken “Boyhood”, “Yıldızlararası”, “Kayıp Kız” (“Gone Girl”, 2014), “Foxcatcher”, “Selma” ve “Unbroken” bir şekilde aday olur gibi gözüküyor. Bunlara “Her Şeyin Teorisi”ni (“The Theory of Everything”, 2014) de ekleyebiliriz. ‘En İyi Film’ dalına son sıralardan giriş yapmak için “American Sniper” ile “Inherent Vice”ın çekişeceği filmler arasında “Büyük Budapeşte Oteli” (“The Grand Budapest Hotel”), “Yaban” (“Wild”) ve “Whiplash” de var.

        “Yıldızlararası”, yurtdışındaki ilk gösterimleri sonrası beklenen tepkiyi almadı ve üst sıralardaki ‘ödül ivmesi’ için iddialı bulunmadı. Ben bu hafta filmi gördükten sonra daha net yorumlar yapabileceğim.

        Kerem Akça’nın 87. Oscar Ödülleri için erken aday tahminleri:

        En İyi Film:

        1-The Imitation Game

        2-Birdman

        3-Yıldızlararası (Interstellar)

        4-Foxcatcher

        5-Boyhood

        6-Selma

        7-Kayıp Kız (Gone Girl)

        8-Unbroken

        9-Her Şeyin Teorisi (The Theory of Everything)

        10-American Sniper

        En İyi Yönetmen:

        1-Alejandro Gonzalez Iñárritu (Birdman)

        2-Christopher Nolan (Yıldızlararası)

        3-Morten Tyldum (The Imitation Game)

        4-Richard Linklater (Boyhood)

        5-Ava Du Vernay (Selma)

        6-Bennett Miller (“Foxcatcher”)

        En İyi Erkek Oyuncu:

        1-Michael Keaton (“Birdman”)

        2-Eddie Redmayne (“Her Şeyin Teorisi”)

        3-Steve Carell (“Foxcatcher”)

        4-Bradley Cooper (“American Sniper”)

        5-Jack O’Connell (“Unbroken”)

        6-Benedict Cumberbatch (“The Imitation Game”)

        En İyi Kadın Oyuncu:

        1-Amy Adams (“Big Eyes”)

        2-Julianne Moore (“Still Alice”)

        3-Rosamund Pike (“Kayıp Kız”)

        4-Reese Witherspoon (“Yaban”)

        5-Jessica Chastain (“Aşkın Halleri” / “A Most Violent Year”)

        6-Shailene Woodley (“Aynı Yıldızın Altında”)

        En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:

        1-J.K. Simmons (“Whiplash”)

        2-Edward Norton (“Birdman”)

        3-Mark Ruffalo (“Foxcatcher”)

        4-Robert Duvall (“Yargıç”)

        5-Logan Lerman (“Fury”)

        6-Ethan Hawke (“Boyhood”)

        En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:

        1-Patricia Arquette (“Boyhood”)

        2-Emma Stone (“Birdman”)

        3-Meryl Streep (“Into The Woods”)

        4-Laura Dern (“Yaban”)

        5-Keira Knightley (“The Imitation Game”)

        6-Jessica Chastain (“Yıldızlararası”)

        Not: Tahminler 87. Oscar adaylarının açıklanacağı 15 Ocak’a kadar yazılarımla birlikte güncellenecektir.

        Kerem Akça’nın 87. Oscar Ödülleri sürecinde yazdığı yazılar için tıklayın:

        10 Eylül - Oscar bahisleri Toronto’da açıldı

        Oscar bahisleri Toronto’da açıldı

        15 Eylül – The Imitation Game Bir Adım Önde

        The Imitation Game Bir Adım Önde

        21 Eylül – Toronto’dan Oscar yarışında 15 film

        2 Ekim – ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalına bakış

        Amy Adams mı, Rosamund Pike mı?

        23 Ekim – ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dalına bakış

        Diğer Yazılar