Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        20 MAYIS FİLMLERİ

        70’lerde geçen iki kafadar komedisi, döneme uygun aksiyon sahneleri ve iğneleyici esprilerle ilerliyor. Shane Black’in zihninden çıkanlar ise Russell Crowe ile Ryan Gosling’in kimya sorunuyla boğuşuyor. Böylece “İyi Adamlar”, sinema yolculuğunda ‘devamı olmaz’ diyebileceğimiz bir yerde başlıyor.

        ‘Cehennem Silahı’ (‘Lethal Weapon’) serisinin yaratıcısı ve “Kiss Kiss Bang Bang”in (2005) yönetmeni-senaristi olarak bilinen Shane Black, kolay kolay projeye girmez. Ama burada dizi için tasarlanan senaryonun perde yolculuğunda karşımıza çıkıyor. “İyi Adamlar” (“The Nice Guys”, 2016), iki özel dedektifin şaşkınlıklarıyla, atışmalarıyla, aksiyonla ve cinayet araştırmasıyla doluyor.

        UYUMSUZ BİR MİZAH

        Aslında retro dokulu bir iki kafadar filmini, tarihsel olarak “48 Saat” (“48 Hrs.”, 1982), “Cehennem Silahı” (“Lethal Weapon”, 1987) gibileri çıkmadan önce önümüze sürüyor. Fikir güzel. Birbirine zıt iki karakterin buluşması, 70’leri de hareketlendiriyor. Aksiyon ve mizah geleneği o döneme çevriliyor. Nostaljik arabaların kullanımı derken fazlaca eskilere özlem canlanıyor. Ünlü Oscar’lı görüntü yönetmeni Philippe Rousselot’nun işini iyi yaptığı, ambalaj konusunda sıkıntı yaşamadığı muhakkak.

        “İyi Adamlar”da Shane Black; Crowe-Gosling ikilisinden Tucker-Chan misali bir çift yaratmak istemiş. Ama bu ikilinin, olmamış bütün iki kafadar denemeleri arasına gireceği muhakkak. Striptiz kulübü sahnesi gibi anlar dışında tam bir başıboşluk var. Ne mizah, ne fiziksel uyum, ne de başka bir şey tutmuş.

        AKSİYONUN SÖMÜRÜLMEDİĞİ BİR EVREN

        Shane Black, imalı duruşunu sergilemiyor burada. Önce TV dizisi için çalıştığı proje sanki küçük ekrandan uyarlanıp günümüze adapte olamamış gibi. Ama bunun sebebi, aksiyon, araç ve karakter kullanımının o zamanın boyutuna taşınması. Görsel efektlere boğulan tür ezberi ‘eski model’ öğelerle değiş tokuş ediliyor.

        Kim Basinger, Keith David gibileri idare ederken, aslında polisiye-aksiyon-komedi melezi yapı izlettiriyor. Ama elbette ‘Austin Powers’ın nostaljik ajan filmi parodisi evrenini mumla arıyoruz.

        SENARİST Mİ, YÖNETMEN Mİ?

        Şen şakrak tonuyla “İyi Adamlar”, aslında sanat yönetimi, kostüm ve aksesuarlarla kurulu dünyasıyla dikkat çekiyor. Oyuncular devreye girdiğinde antipatiklikler birbirini izliyor. “İyi Adamlar”, süresinin uzunluğu, renkleriyle birlikte hiç sinema heyecanı gibi durmuyor. Espriler de tutmayınca bütün tamamlanıyor.

        “Afili Aynasızlar”ın (“Starsky and Hutch”, 2004) 70’lerin dizi geleneğini günümüze taşırken sonuç alamamasının bir benzeri var burada. Black o kadar becerikli bir senarist olmasına karşın mizansenleri kurarken tökezliyor. Oyuncunun ve aksesuarların nereden gireceğini bilemiyor.

        FİLMİN NOTU: 4

        Künye:

        İyi Adamlar (The Nice Guys)

        Yönetmen: Shane Black

        Oyuncular: Russell Crowe, Ryan Gosling, Kim Basinger, Angourice Rice, Keith David

        Süre: 116 dk.

        Yapım yılı: 2016

        GÜNEY AMERİKA’DA SINIFSAL ÇEKİŞME

        Brezilya’da yaşayan bir gündelikçinin yaşadığı ikilem bize de tanıdık gelecektir. Anna Muylaert, “Annemle Geçen Yaz”da hem ev sahiplerine hem de kızına annelik yapmak zorunda kalan bir karakterin üzerine gidiyor. Ama filmi zamanla görüntü yönetmeni Barbara Alvarez ve oyuncu Regina Casé’ye emanet edip geri çekiliyor.

        Geçtiğimiz yıl Berlin Film Festivali’nden iki ödülle dönen “Annemle Geçen Yaz” (“Que Horas Ela Volta?”, 2015), Brezilya sinemasının banliyö evlerinden birini ziyaret etmemizi sağlıyor. Orada yaşayan bir ‘gündelikçi’nin yaşadığı ikilemin üzerine gidiyor. Aslında kızının eve gelmesiyle birlikte ortaya çıkan çatışmalar filmin ‘aile ilişkileri’ne de dem vuruyor.

        YÜK BARBARA ALVAREZ’İN OMUZLARINDA

        Anna Muylaert, daha önce önemli bir esere imza atmamış. Burada ise Sebastian Silva’nın “Hizmetçi”si (“La Nana”, 2009) kıvamında görsel ve dramatik açıdan tutarlı bir işe imza atamıyor. Aksine işi görüntü yönetmeni Barbara Alvarez’in omuzlarına bırakıyor. “Whisky” (2004), “Başsız Kadın” (“La Mujer Sin Cabeza”, 2008), “Balıkların Yaşamı” (“La Vida De Los Peces”, 2010) gibi filmlerde çalışan bu isim, filmi taşıyor.

        Kaydırılan kameranın yakaladığı boşluklar, doğala meyleden renk skalasının özeni derken bir detaycılık filme siniyor. Ama Muylaert’in her şeyi ona bıraktığı “Annemle Geçen Yaz”ın tonu ve hassasiyeti ile açığa çıkıyor. İşin doğrusu Regina Casé ve Alvarez bir süre sonra can simidine dönüşüyorlar.

        Muylaert, sınıfsal farklılıklarla ilgili çok belirgin ve katmanlı olamayan yorumlarını, pembe diziye yakın ve dokunaklı bir kadın dramıyla anlatıyor. Filmi feminist sinemaya emanet edip geri çekilmek istiyor. Bu hedef çok belirgin, ama zamanla zedeleniyor. Casé’nin ülkesinde bir TV sunucusu olmasıyla gelen dönüşüm ise bizi mest etmiyor. Lokal bir zevk olarak kalıyor.

        FİLMİN NOTU: 4.5

        Künye:

        Annemle Geçen Yaz (Que Horas Ela Volta?)

        Yönetmen: Anna Muylaert

        Oyuncular: Regina Casé, Helena Albergaria, Michel Joelsas, Camila Mardila

        Süre: 112 dk.

        Yapım yılı: 2015

        SİNEMAYA ‘MİSAFİR’

        Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz gibi yönetmenlerin izini süren Mehmet Eryılmaz’ın ikinci filmi… Günümüzün mekanikleşen hayatlarına karşı insan olmayı öneren sinemacı, burada bu durumu yatalak bir kadının çevresine yerleştiriyor. Ama “Misafir”, uzun süresiyle kurgu aşamasında kalmış izlenimi bırakırken, karakterleri ve kareleriyle de inandırıcı bir minimalist film olamıyor.

        ‘Ölüm döşeğindeki insanlar’la ilgili çokça film üretilmiştir. Özellikle de bu kavram usta yönetmenlerin elinde kalıcı sonuçlar vermiştir. İşin ucunu Bergman’ın başyapıtı “Yaban Çilekleri”ne (“Smultronstället”, 1957) kadar götürebiliriz. “Hazan Mevsimi: Bir Panayır Hikayesi” (2007) ile insani ve minimalist dramlara imza atacağını ispatlayan Mehmet Eryılmaz ikinci eserinde bu alana kayıyor. “Misafir” (2015), kırsalda yaşayan yatalak bir kadının ziyaret edilmesiyle ortaya çıkan hüzünlü olayları anlatıyor.

        TEMA BELİRGİN AMA ÇOK BAYAT

        Karoly Makk’ın “Love”ı (“Szerelem”, 1971), Pedro Almodovar’ın “Konuş Onunla”sı (“Hable Con Ella”, 2002), Denys Arcand’ın “Barbarların İstilası” (“Les Invasions Barbares”, 2003), Alejandro Amenabar’ın “İçimdeki Deniz”i (“Mar Adentro”, 2004) gibi ‘yattığı yerden dramatik akışı belirleyen karakter’ motifini kullanıyor. Etraftaki tiplemelerle de bir günümüz insanı mozaiği çıkarıyor. En azından bunu amaçlıyor.

        Filmin teması belirgin gibi: ‘Teknolojiyle haşır neşir insanoğlu sevgiyi ve ilişki kurmayı unutursa ölümle yüzleşince fena halde tökezler.’. Çok uğraşırsak “Misafir”den bir felsefi katman çıkarabiliriz. Modern Türk filmlerinde çokça gördüğümüz ‘kırsalda ailesini zorla ziyaret eden şehir insanı’ klişesi ise artık bayat geliyor.

        KURGU MASASINDA KALMIŞ

        İşin doğrusu esas amaç, bol bol çiçeklerin, böceklerin ve köpeklerin eksik kalmadığı doğa sevgisi pompalamak... Bu eylem sabit açılarla kolaycılığa kayıp, arada giren hikaye dışı seslerle samimiyetini kaybediyor. Eryılmaz, ilk filminde aman aman bir iş çıkarmasa da sahici olabilmiş, mesajını yansıtabilmişti. Eskiyen değerlerle ilgili bir şeyler söylemişti.

        Burada daha melankolik ve daha derme çatma bir yapı var. 127 dakikalık süre ise ‘kurgu masası’nda kalmış, bitmemiş bir film getiriyor. Epik bir film olsa anlarız, ama büyük kısmı tek evde geçen bir eser nasıl bu kadar uzun olabilir idrak etmek zor. “Misafir”, muhtemelen sinemaya misafir bir yönetmeni uğurlamamızı sağlayacaktır.

        FİLMİN NOTU: 3

        Künye:

        Misafir

        Yönetmen: Mehmet Eryılmaz

        Oyuncular: Zümrüt Erkin, Tamer Levent, Hale Akınlı, Ayten Uncuoğlu, Fatih Al

        Süre: 127 dk.

        Yapım yılı: 2015

        KEREM AKÇA’NIN VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU

        91.1: 2.8

        Ana Yurdu: 5.6

        Angry Birds Film (Angry Birds Movie): 5.5

        Ankara Yazı Veda Mektubu: 2.6

        Annemin Yarası: 2.9

        Ateş: 4.1

        Avcı: Kış Savaşı (The Hunstman: Winter’s War): 4.2

        Azazil 2: Büyü: 0.6

        Babaların Babası: 3.8

        Baskın Günü (Bastille Day): 3.3

        Batman v Superman: Adaletin Şafağı (Batman v Superman: Dawn of Justice): 4

        Bekar Yaşam Kılavuzu (How to Be Single): 5.9

        Cloverfield Yolu No: 10 (10 Cloverfield Lane): 3

        Çöl Kraliçesi (Queen of the Desert): 4.3

        Dehşet Treni (Howl): 2.6

        Deliormanlı: 4

        Emicem Hospital: 4.5

        Kaçma Birader: 5.4

        Kapının Diğer Tarafı (The Other Side of the Door): 1.2

        Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı (Captain America: Civil War): 5.7

        Kar Korsanları: 6

        Kolpaçino 3. Devre: 1.2

        Kor: 4.8

        Kral için Hologram (A Hologram for the King): 5.5

        Kung Fu Panda 3: 5.1

        Kurdun Uyanışı (Le Dernier Loup): 3.3

        Küçük Esnaf: 3.6

        Magi: 4.2

        Orman Çocuğu (The Jungle Book): 6.7

        Ölüm Emri (Eye in the Sky): 6

        Ölüm Treni (Backtrack): 4.4

        Ölümcül Oyun (Ich Seh, Ich Seh): 8.5

        Özel Bir Gün (Mother’s Day): 3

        Saklı: 5.6

        Saul’un Oğlu (Saul Fia): 6.7

        Somuncu Baba: Aşkın Sırrı: 1.9

        Sonsuzluk Teorisi (The Man Who Knew Infinity): 2.6

        Suçlu (Criminal): 3.8

        Suikastçı (Nie Yin Niang): 7.8

        Toz Bezi: 3.5

        Yarım: 3.8

        Yemekteydik ve Karar Verdim: 4.5

        Yeniden Başla (Demolition): 4.3

        Yeni Ahit (Le Tout Nouveau Testament): 6.9

        Yola Geldik: 1.2

        Yolculuk: 1.9

        Not: Yıldızlar, 10 üzerinden verilmektedir.

        Diğer Yazılar