Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, devlet bankalarının esnafa verdiği ucuz kredileri dövize çevirenleri eleştirerek “Devletin kendisine vermiş olduğu Türk Lirası'nı gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır” demiş.

        Şu an kenarda çil çil dolarları olmayan herkes gidişattan büyük bir tedirginlik duyuyor.

        Fiyatlar öyle bir yükseliyor ki bugün 3 kuruşa aldığınız şey bir sonraki hafta 6 kuruşa çıkıyor.

        Vatandaş da kendini korumak için elinde avucunda ne varsa dolara yatırıyor ki en azından fazla zarar etmesin...

        Kredi çeken esnafın bu parayla dolar almasını eleştiriyorsunuz ama o esnaf parasını Türk Lirası'nda tutsa ay sonunda alım gücünün ne kadar azalacağını, borçlarının ne kadar artacağını öngöremiyor.

        Bırakın kredi çekenleri, artık işçi ve memur bile ay sonunu çıkarabilmek için maaşını aldığı gün dolara çeviriyor.

        “Yok artık” demeyin, geçen gün ortalama memur maaşı kadar kazanan bir arkadaşım anlattı. Maaşını aldığı gün kendisine çok cüzi miktarda bir nakit ayırıp geri kalanın hepsini çekerek dolar alıyormuş. Ay boyunca harcamalarını kredi kartıyla yapıp ay sonunda kart borcunu ödemek için elindeki dolarları bozduruyormuş.

        “3-5 kuruş kaldığı oluyor. Kalmasa bile en azından zarar etmiyorum” diyor.

        Şimdi bunu yapan arkadaşıma "Ahlaksız" diyebilir misiniz Numan Bey?

        Fiyat artışlarının önünü alamayanlara, hatta doların yükselişini yeni modelin bir parçası olarak görüp normalleştirenlere mi kızmalıyız, yoksa bu gidişatta kendisini korumaya çalışan vatandaşlarımıza mı?

        İmamoğlu iletişim stratejisini değiştiriyor mu?

        İmamoğlu iletişim stratejisini değiştiriyor mu?
        0:00 / 0:00

        Dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na karşı yaptığı konuşmayı dinlerken tek kelimeyle şaşırdım.

        Çünkü konuşmasında eskiye kıyasla ciddi bir ton farkı vardı.

        İtidalli cümleler kuran halinden eser yoktu.

        “Sen hayatında bir tane küvette gemi oynatmamış adamsın, büyük gemiyi kanaldan geçirecekmiş”, “Zaten bu millet İstanbul’dan kovdu sizi, kovdu” gibi cümlelerle siyasi polemik yaratıyordu.

        Böyle abartılı, öfke dolu bir üslup benimsediğini görünce İmamoğlu acaba iletişim stratejisini değiştiriyor mu diye düşünmeden edemedim.

        Tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemde yaptığı gibi o da iktidarı çok daha sert şekilde eleştiriyor. Sadece İstanbul’a dair değil, ekonomi başta olmak üzere diğer meselelere ilişkin de mesajlar veriyor.

        Akıl danıştığı birileri kendisine “Adaylık ihtimalin yüksek, sorarlarsa ‘Gündemimde yok’ diyerek geçiştir ama tribünleri coşturmayı da ihmal etme” mi dedi acaba?

        Diğer Yazılar