Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trabzon'daki konuşması sırasında kürsüye gelen küçük bir çocuğun CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na 'hain' demesi tek kelimeyle tatsız bir olaydı.

        Ne Cumhurbaşkanı ne de yanındaki bakanların çocuğa bu yönde bir telkinde bulduğuna zerre ihtimal vermiyorum. Büyük ihtimalle fanatik Erdoğancı bir aile evde doldurup kürsüye çıkarmış.

        Sedef Kabaş’ın Cumhurbaşkanı’na yaptığı hakaret nasıl kabul edilemez bir davranışsa bu da öyle. Kabaş olayında olaya seyirci kalan CHP’liler gibi küçük çocuğun ani çıkışı karşısında AK Parti ekibi de sessiz kalmış.

        Kabul etmek gerekir ki bu yaşanan olay karşısında en olgun tepkiyi CHP Lideri Kılıçdaroğlu verdi. Kendi kitlesine seslenerek "Lütfen küçük çocuğumuzla ilgili haberi paylaşmayın, kötü söz söylemeyin. O daha çok küçük. Ayrıca tüm örgütlerimizden istirhamımdır, duygularımıza yenilmeden, çocuk pedagojisi ne diyorsa ona uyun" dedi.

        Cumhurbaşkanı ile açılışlara katılan küçük çocuklar son dönemde üst üste gündem olmaya başladı. Daha önce de kurdeleyi erken kesen bir miniğin başına gelenleri konuşmuştuk.

        Cumhurbaşkanlığı ekibi sıcak bir atmosfer yaratmak için çocukları etrafa alıyorlar ama sempatiden ziyade sorun yaratmaya başladı bu yöntem. En doğrusu çocukları siyasete hiç karıştırmamak...

        Seçmen muhalefete tam güvenmiyor çünkü…

        Seçmen muhalefete tam güvenmiyor çünkü…
        0:00 / 0:00

        Son dönemde siyasetteki gidişata dair en dikkat çeken kamuoyu araştırmalarını yayınlayan Metropoll, Ocak 2022 anketinde de çarpıcı bir veriyi açıkladı.

        Özer Sencar’ın paylaştığı tabloya göre “Millet İttifakı’nın ve muhalefet partilerinin Türkiye’yi yönetmeye hazırlıklı olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna yüzde 47. 1 oranında ‘Hayır’ yanıtı çıktı.

        Bu sonuç muhalefetin şimdiden ‘Kazandık’ havasına girmesinin ne kadar yanıltıcı olduğunu da ortaya çıkardı.

        Peki seçmen neden muhalefetin Türkiye’yi yönetmek için hazırlıklı olmadığını düşünüyor?

        6 parti ortak hareket eden muhalefetin çok parçalı ve dağınık bir yapısı var, bu durum güven değil belirsizlik duygusu yaratıyor.

        Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını açıklamıyor olmalarını ‘Henüz erken, şimdiden yıpranmasın’ diye izah etseler de asıl nedenin kafa karışıklığı ve anlaşmazlıklar olduğu apaçık görünüyor.

        Politik olarak ortak bir duruş ortaya koyamıyorlar. Biri çıkıp “Demokrasi’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyor, diğeri buna itiraz edip “Diyarbakır vurgusu, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dolayısıyla bana muhtaçsınız şımarıklığı olan HDP’ye kompliman gibi olur. Biz olmasak CHP Cumhur İttifakı’ndan oy alamaz” diyor.

        Üzerinde anlaşabildikleri temel nokta parlamenter sistem ama seçimde Meclis’te 360’ı alamazlarsa ne yapacaklar belli değil. Dahası sistem değişikliği vatandaşın gündeminde değil.

        Ekonomide iktidarı eleştiriyor ve fakat tek vücut olup alternatif bir çözüm planı ortaya koyamıyorlar. “Biz gelince güven oluşacak bu sayede ekonomi düzelecek” demenin ötesine geçemiyorlar.

        Demirel, Erbakan, Özal çizgisindeki sağ siyasetin hep mega projeler ve kalkınma hedefleri üzerinden yükseldiği gerçeğini ıskalıyorlar.

        Ülke seçmeninin ciddi bölümünü oluşturan milliyetçi-muhafazakar sağ kitlenin hem kazanımlarını kaybetme hem de milli beka konusundaki kaygılarını gideremiyorlar.

        Dış politikada yeni ve güçlü bir söylem oluşturamıyorlar.

        2022’de AK Parti’nin önündeki en büyük mesele ekonomiyi toparlamak olacak. Muhalefetin ki ise Türkiye’yi iyi yönetebileceklerine dair seçmenin güvenini kazanmak…

        Geçen hafta yaptığımız röportajda Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu bu tehlikeye dikkat çekerek “Seçimi kazansak bile muhalefet ülkeyi yönetemez; bir kaos, bir boşluk doğarsa, bu daha tehlikeli bir durum. O zaman Türkiye bir daha yeni bir ümit üretemez” demişti.

        Metropoll’ün son araştırmasına bu gözle bakmalarında yarar var...

        Ahımız mı tuttu?

        Ahımız mı tuttu?
        0:00 / 0:00

        ABD’nin yaptırımlar nedeniyle Türkiye’ye vermeyeceği F35 savaş uçaklarıyla ilgili enteresan gelişmeler yaşanıyor.

        100 milyon dolar değerinde ve en yeni ekipmanlarla donatılan F35’lerden biri geçen pazartesi Güney Çin Denizi’nde düşmüştü.

        ABD uçağın enkazına Çin’den önce ulaşıp çıkarmaya çalışıyormuş. Zira olay uluslararası sularda gerçekleştiği için diğer ülkelerin de çıkarma hakkı varmış ve eğer Çin önce çıkarırsa F35 teknolojisini çözebilirmiş. Film gibi hikaye…

        Daha trajikomiği ise ABD donanmasına ait üç F-35 uçağının paslandığının ortaya çıkması... Pentagon sözcüsü Joe Dellavedova sorunun üretim hatasından kaynaklandığını, tüm modelleri etkilediğini ve yeni F-35 serilerinde giderileceğini açıkladı.

        Öve öve bitirilemeyen F 35’lerin başına gelenleri duydukça “Demek ki Türkiye’nin ahı tuttu” diyesi geliyor insanın!

        Diğer Yazılar