Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçmişte ‘Geziciler ve biz’ ayrışması sayesinde seçim kazandığını...

        Karşıtlıklar üzerinden kendi tabanını yine konsolide edebileceğini...

        Gezi’ye katılanların kendisinin iktidardan gitmesini isteyen kesimlerden oluştuğunu, dolayısıyla onlara en ağır ifadelerle yüklenmesinin siyasi bir maliyeti olmayacağını...

        Ekonomideki durum her geçen gün kötüleşirken, seçimi ancak kimlik ve aidiyet ayrışması üzerinden kazanabileceğini...

        Yeniden Gezi benzeri sokak protestoları çıkarsa bunun iktidar için büyük bir avantaj yaratacağını...

        Gezi paketinin içine aynı anda 'Türkiye’nin ekonomik ilerlemesine karşı dış güçlerin tezgâhladığı bir operasyon' tezini, Soros’u, “Camide içki içildi” iddiasını, başörtülü bacıya saldırıyı sığdırabileceğini, yani bir taşla birden çok kuş vurabileceğini düşünüyor.

        Bütün bu nedenlerle en iyi bildiği stratejiyi izleyerek artık Gezi’ye katılanların bile unuttuğu tartışmaları yeniden ısıtıyor Cumhurbaşkanı.

        Seçim güvenliğinden endişe eden vatandaşa kızamazsınız çünkü...

        Seçim güvenliğinden endişe eden vatandaşa kızamazsınız çünkü...
        0:00 / 0:00

        AK Parti'nin YSK temsilcisi Recep Özel, seçim güvenliği tartışmalarına ilişkin olarak “İddia ediyorum; dünyadaki en güvenli seçimler Türkiye’de yapılıyor” demiş.

        “Muhalefet partilerinin seçim güvenliği ile ilgili tartışmaları yapmasının tek sebebi var. Şimdiden 2023’te kaybedecekleri seçimin kılıfını hazırlıyorlar” diye de eklemiş.

        Açıkçası ben “Seçimde kesin hile yapacaklar” veya “Paramiliter grupları sahaya sürecekler; kanlı olaylar olacak” türü iddiaların Türkiye’nin demokratik birikimine haksızlık olduğunu düşünüyorum.

        Öte yandan 2023 seçimlerinde parmak boyası kullanılmasını isteyen veya sonuçların kabul edilmemesinden kaygı duyan vatandaşlarımızın endişesini de anlıyorum.

        Eğer ki önceki seçimlerde mühürsüz oy pusulalarının seçim günü geçerli sayılması gibi şüphe yaratan uygulamalara başvurulmamış olsaydı...

        Anadolu Ajansı iktidarın avantajlı olduğu sandıkları öne çekerek “Muhalefet kaybediyor” algısını perçinlemiş olmasaydı...

        Daha kesin sonuçlar açıklanmadan AK Parti’nin adayı basın toplantısı düzenleyip “Biz kazandık” diye bir oldubitti çabasına girmemiş olsaydı...

        Az farkla kaybedince sudan bahanelerle İstanbul’da seçim iptal edilmemiş olsaydı...

        “Trafoya kedi kaçtı” benzeri deyimler siyasi literatürümüze girmemiş olsaydı...

        Şimdi muhalefete gönül veren vatandaşlarımız da “Acaba hile yapılır mı?” diye endişe etmezdi.

        Dolayısıyla AK Partili yöneticiler bu türden kaygıları küçümsemek yerine empati kurmayı denerlerse demokrasi adına daha yararlı olur.

        Ömer Çelik son noktayı koydu

        Ömer Çelik son noktayı koydu
        0:00 / 0:00

        Ne zaman "Muhalefetin adayı kim olacak?” sorusundan kaçmak isteseler “Daha Cumhur İttifakı’nın da adayı açıklanmadı. Bakalım Erdoğan aday olacak mı?” diye karşı pas atıyordu kimi siyasetçiler.

        “Erdoğan kaybedeceğini anladı, yerine Hulusi Akar’ı aday gösterecek” gibi uydurma kulisler yayanlar vardı.

        MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Adayımız Erdoğan’dır” açıklamaları görmezden geliniyordu.

        Nihayet AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik çıkıp resmen “Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu konu kesin bir konudur” dedi.

        Böylece bu gereksiz tartışma noktalanmış oldu.

        Bundan böyle adayları kesinleşinceye kadar muhalefetin daha yaratıcı ve inandırıcı sebepler üretmesi gerekecek.

        Özer Sencar da olmasa...

        Özer Sencar da olmasa...
        0:00 / 0:00

        Ekmeğini 6’lı masadan kazanan muhalefete yakın kimi anketçiler veriyor coşkuyu...

        “AK Parti oyları eridi tükendi. Erdoğan kesin kaybediyor” diyorlar...

        “Ekonomi o kadar kötü ki Kılıçdaroğlu gözü kapalı kazanır” ifadesini kullanıyorlar.

        “CHP’nin radikal çıkışları, kararsızları AK Parti’ye döndürebilir” diyenlere ateş püskürüyorlar.

        Sonra Metropol Araştırma’nın sahibi Özer Sencar çıkıyor ve “Erdoğan’ın güven onayında artış var” diyor...

        “Erdoğan yeniden kazanır diyenlerin oranı yüzde 46” diyor...

        “Seçim çantada keklik değil, adaya bağlı” diyor...

        Siyaseten muhalif çizgide olduğu şüphe götürmeyen Sencar’ın açıkladığı bu sonuçlar, diğer muhalif anketçilerin yaratmaya çalıştığı pembe tabloyu bir anda dağıtıyor.

        Sencar’ın bu son derece yerinde uyarıları olmasa ne güzel yürütecekler gemilerini.

        Diğer Yazılar