Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uzunca bir süredir dindar kesimin CHP’ye dönük mesafesini kırmaya, geçmişte partisinin yaptığı hataları telafi etmeye çalışıyor.

        Bu çabası siyasette sağ partilerle ittifak kurabilmesini sağlasa da sandıkta karşılık bulmuyor.

        Bu durumun kendisi de farkında ki Kasım 2021’de bir helalleşme süreci başlattı. Hedef kitlesinde sadece dindarlar değil, Kürtler, Balyoz-Ergenekon mağdurları gibi geçmişte haksızlığa uğramış farklı toplum kesimleri vardı. Fakat daha ziyade muhafazakârlarla ilgili kısmı dikkat çekti.

        Tabanı ve partisi içinden sekter bir kesim bu çaba karşısında surat ekşitti. “Biz ne hata yaptık ki şimdi özür dileyelim?” diye çıkıştılar.

        Bu tepkiler karşısında Kemal Bey süreci biraz yavaşlatsa da ısrarını sürdürdü.

        Geçen hafta, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden Çetin Topçuoğlu’nun ailesini ziyaret etti.

        Ben o ziyaretin muhafazakârlar üzerinde derin bir etki yaratmayacağını savundum. Mavi Marmara meselesi etkisini yitireli yıllar oldu. Kaldı ki Filistin meselesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi tabanını ikna etmekte güçlük çektiği bir tablo söz konusu değil.

        Fakat Kılıçdaroğlu bu sefer 28 Şubat mağduru başörtülü bir eski öğretmeni ziyaret etti ve daha farklı bir hava yarattı.

        Dün Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği Sultan Kara ile detaylı bir röportaj yapmıştı.

        Sultan Hanım ziyaretten son derece memnun kalmış. Kılıçdaroğlu’nu samimi bulduğunu söyleyerek ekliyor: “Bu süreçte yaşatılanların hata olduğunu kabul etmeleri, bunun telafisi için evimizde bizi ziyaret etmeleri anlamlıydı. (…) Kendilerini kahvaltıda ağırladık. Takip ettiğim kadarı ile kendileri mütevazı bir hayat sürüyor, o yüzden ‘Hay Allah kahvaltı olur mu şimdi?' gibi bir endişeye kapılmamak da iyi geldi.”

        Malum yapılan kamuoyu araştırmaları olası bir iktidar değişiminde, dindar seçmenin AK Parti dönemindeki kazanımlarını kaybetmekten endişe ettiğini gösteriyor.

        Bu endişelerin bugünden yarına ortadan kalkması kolay değil ama imkânsız da değil.

        Yeter ki Kılıçdaroğlu ve bir bütün olarak CHP kadroları bu çabayı sürdürmeye, bu tarz ziyaretleri sık sık yapmaya devam etsin.

        Sadece bu da yeterli değil. Kılıçdaroğlu AK Parti’ye karşı rövanşist bir dil kullanmayı da bırakmalı.

        Tehdit dili kararsızlar üzerinde son derece negatif bir etki yaratıyor. Yıllardır oy verdikleri parti düşmanlaştırıldığında, kendilerini ötekileştirilmiş hissediyorlar.

        Muhalefet gelecekte nelerin hesabının sorulacağını anlattığı kadar nelerin inşa edileceğini anlatmış olsaydı bugün ortada bu kadar fazla kararsız seçmen olmayacaktı.

        Bu son söylediğimin müzmin muhalifleri çileden çıkardığını biliyorum. Oysa bu ülkenin daha fazla kavgaya ve sertliğe değil huzura ve kardeşliğe ihtiyacı var.

        Özetle, kimileri küçümsese de Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çabası çok kıymetli. Bu son ziyaretinin ekonomik sorunlar nedeniyle iyice sıkışmış muhafazakârlar nezdinde olumlu bir etki yaratacağını düşünüyorum.

        Daha önce söylemiştim, tekrar edeyim; keşke AK Parti de 20 yıldır mağdur ettiği, özgürlüğünü kısıtladığı kesimlerle bir helalleşme yolculuğuna çıksa.

        Diğer Yazılar