Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bundan bir ay kadar önce İYİ Parti Lideri Meral Akşener, “Adayı ne zaman açıklayacaksınız?” sorusuna yanıt vermiş, “2 Ekim'de bunu söyleyeceğim” demişti.

        2 Ekim’e günler kala dün Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın programına katıldı.

        Programın en önemli konusu haliyle CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimaliydi.

        Akşener bugüne kadar ima ettiği pek çok şeyi çok daha açık bir biçimde dile getirdi. İnce bir üslupla CHP ve bir grup kanaat önderi tarafından Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinmiş gibi bir hava estirilmesine tepki gösterdi.

        “Kemal Bey bizzat kendisi ‘Adayı 6’lı masa tespit edecek’ dedi. Noter olma pozisyonumuz yok. Notersek masanın manası olmaz. Dayatma olamaz” dedi.

        Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de "Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, artık karar verin" sözlerine ilişkin de ilginç bir vurgu yaptı:

        “Biz kendi partisine dönük bir mesaj olarak algılamayı tercih ettik. Bakın ‘tercih ettik’ diyorum, çünkü biz noter makamı değiliz. Masaya böyle bir mesaj vermek hiç doğru değil”.

        Bununla da yetinmedi.

        Kılıçdaroğlu’nun aday tarifine katıldıklarını ekledi ama kazanabilmesi şartını bir kez daha her şeyin önüne koydu.

        ‘Kazanacak aday’ vurgusunu Kılıçdaroğlu’nun ismi her geçtiğinde tekrarlaması boşuna değil. Kemal Bey’e yönelik şahsi bir önyargısı yok ama belli ki seçilememe ihtimaline dair kaygıları paylaşıyor.

        Akşener son iki yılda 81 ili gezmiş, ikinci turda 26 ili bir kez daha ziyaret etmiş. Yani sahadaki nabzı en yakından takip eden lider. Demek ki vatandaşta Kemal Bey’e dönük net bir teveccüh görmüyor.

        Dünkü yayında bunu da satır arasında vurguladı. Mansur Yavaş’ın aday olmasını talep eden vatandaşlarla diyaloğunu gösteren sosyal medya videolarına üstü örtülü atıf yaparak, “Jandarma komutanı gibiyim. Seçmen ‘Aman aman’ diyor. O görüntüleri biz çekmiyoruz, bizi takip eden basın mensupları çekiyor” dedi.

        Peki İYİ Parti’den gelen bu ‘Kılıçdaroğlu’nu zorla dayatmayın’ vurgusuna rağmen CHP kanadı neden Kılıçdaroğlu isminde ısrarcı?

        Sebebi basit, adaylığının ciddiyeti kesin olarak ortaya çıkar ve iki belediye başkanı elimine edilirse Kemal Bey’in anketlerde yükselişe geçeceğine inanıyor, o durumda masanın da onayını alabileceklerini umut ediyorlar. Buna itiraz eden kim varsa üzerinde mahalle baskısı uyguluyorlar. Kendilerine yakın anket şirketlerinin veya Kılıçdaroğlu'nun adaylığına mutlu olacak iktidara yakın anketçilerin bu işi kolaylaştıracağının farkındalar.

        Fakat ısrarda kantarın topuzunu kaçırdıkları için önce İYİ Partili kurmayların dün de Akşener’in tepkisiyle karşılaştılar.

        Peki ya Kılıçdaroğlu ortak aday olmakta diretirse Akşener 15 vekil transferinin yarattığı borçluluk hissiyle “Peki” der mi?

        Dünkü yayının bir başka kritik noktası da bu soruya gelen yanıttı.

        “15 vekili Kemal Bey önermedi ben gidip istedim. CHP’ye borcumuz yok. Borcumuz vardıysa 31 Mart’ta belediyelerde görev almayarak ödedik. Arkadaşlarım ‘Bu mesele artık Ömer Seyfettin’in diyetine döndü’ diyor…”

        Programın tamamını cümle cümle yazmaya gerek yok. İYİ Parti lideri Meral Akşener dünkü yayınla masaya yumruğunu vurdu. “CHP öyle istiyor diye Kemal Bey’e ‘Tamam’ demek zorunda değiliz” dedi.

        Kılıçdaroğlu masadan kalkmaz. Kendi ağırlığını da sorgulatmak istemez. Son anda sürpriz yaparak masaya farklı bir isim getirme ihtimalini artık ciddi ciddi düşünecektir zannediyorum.

        Diğer Yazılar