Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Samsun’da daha önce kendisinden duymadığımız bir çıkış yaptı.

        "2023'te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye Yüzyılı'nın inşasına başlayıp, bu kutlu bayrağı gençlerimize teslim edeceğiz" dedi.

        Yani seçmenine “Bana son bir şans daha verin, zaten bir daha aday olmayacağım” demiş oldu.

        Mevcut Anayasa’ya göre Erdoğan’ın bu seçimde yeniden aday olup olamayacağı ile ilgili hukukçular arasında süregiden bir tartışma var.

        Muhalefet liderleri engel çıkarmayacaklarını beyan etmişlerdi.

        Meclis erken seçim kararı alarak bu tartışmaya son verebilir. Nasıl olacağını zaman gösterecek.

        Fakat öyle ya da böyle bu seçim Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için son yarışı olacak.

        Bu gerçeği şimdi kendisinin dillendirmesi, seçmeni nezdinde bir duygusallığa neden olabilir.

        Kızanlar veya kararsızlık yaşayanlar bile son bir vefa göstererek Erdoğan’a oy verebilir.

        Ekonomi, dış politika, Suriyeliler, terörle mücadele, parlamenter sisteme dönüş, özgürlükler ve demokrasi…

        2023 seçimlerinin kaderini belirleyecek bu parametrelere artık bir de “Erdoğan’ın son seçimi olması” başlığını eklemek gerekiyor bence.

        Peki Erdoğan sonrasında siyasetten çekilir mi?

        Bunu şimdiden kestirmek çok zor.

        Muhalefet parlamenter sisteme dönmeyi başarırsa Erdoğan’ın sonraki seçimde Başbakanlık için yeniden yarışmasının önünü açmış olur.

        Merkel'in o itirafı Rusya'yı ayağa kaldırdı

        Merkel'in o itirafı Rusya'yı ayağa kaldırdı
        0:00 / 0:00

        Almanya'nın eski şansölyesi Angela Merkel başbakanlığı bıraktı ama yaptığı açıklamalarla gündem olmaya devam ediyor.

        Geçen ay Der Spiegel dergisine verdiği röportajda “Putin’i Ukrayna konusunda durdurmaya gücüm yetmedi çünkü son görüşmemizde sonbaharda görevden ayrılacağımı biliyordu. Putin için önemli olan tek şey güçtür” demişti.

        Birkaç gün önce de Die Zeit’a bir röportaj verdi. 2014’teki Minsk protokolünün aslında Ukrayna’ya zaman kazandırmak amacıyla hazırlanmış bir girişim olduğunu söyledi. “O sırada Ukrayna yeterince güçlü değildi. Putin o sırada onları kolayca yenebilirdi. Aradan geçen sürede güçlenmesi için değerli bir zaman kazandırdık” itirafında bulundu.

        “NATO ülkelerinin Ukrayna'ya yardım etmek için şimdi yaptıkları kadar çok şey yapabileceklerinden şüpheliydim” diye de ekledi.

        Merkel’in bu son sözleri Rusya’yı ayağa kaldırdı.

        Hatırlarsanız Rusya Devlet Başkanı Putin, Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırı başlatırken gerekçe olarak Minsk Protokolü’nün Ukrayna tarafından uygulanmamasını gerekçe göstermişti.

        İşte Merkel’in bu son sözleri, Kremlin’de Batı’nın en başından beri barış istemediğinin ve Ukrayna’yı silahlandırdığının ilanı gibi yorumlandı.

        Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova bir açıklama yaparak Merkel’in sözlerini “Dehşet verici” olarak yorumladı. “Saatlerce süren müzakereler yapmalarına rağmen daha o tarihte bile bu anlaşmayı uygulamayacaklarını ve Ukrayna’yı silahlandıracaklarını biliyorlarmış. Savaşta ölen çocuklar ve kadınlar umurlarında değil. Bir çatışmaya ihtiyaç duymuş ve buna zemin hazırlamışlar” dedi.

        Merkel’in röportajını gören Putin yakın çevresine “Ukrayna savaşını çok daha erken başlatmalıydık” diyormuş.

        Merkel aslında tecrübeli bir siyasetçi. Fakat bu son açıklaması ile Putin’e aradığı bahaneyi vermiş oldu.

        İşin tuhaf tarafı “Ukrayna’ya zaman kazandırdık” deseler de ne Avrupa ne de ABD Ukrayna’yı aslında tam olarak güçlendirmedi. Sözler verdiler fakat Rusya bir hamle yapınca geri adım attılar.

        Madem daha 2014’te Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesine karşı çıkıyorlardı neden en başından beri daha etkili ve açık bir politika izlemediler?

        Bu ikircikli tavır nedeniyle binlerce masum sivil canından oldu.

        Rusya ile Batı arasındaki derin güven krizi Merkel’in bu açıklamalarıyla daha da netleşti. Savaşın bundan sonraki seyri de aynı güvensizlik, şüphe ve kararsız tutumlar yüzünden yıkıcı ve belirsiz olmaya devam edecek.

        Bu atışmayı sevdim

        Bu atışmayı sevdim
        0:00 / 0:00

        Muhalefet milletvekilleri Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a laf atıp, Meclis’e neden TOGG ile gelmediğini sormuşlar.

        Bunun üzerine Bakan Varank “Muhalefetin tavsiyesini dinledim” diyerek Meclis’teki bütçe görüşmelerine TOGG’la gelmiş.

        CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel el yükselten bir espri yaparak “Gelen hediye geri alınmaz. Meclis’e bir elektrikli araç geliyorsa doğrudur, geri giderse ayıptır" diyerek aracın kalmasını istemiş.

        “Genel Sekreter şarja taksın milletin vekilleri, bir düzen bulunur test eder katkımız olur” demiş.

        Vallahi ben bu öneriyi çok sevdim.

        Düşünün Meclis bahçesinde bir TOGG… 600 milletvekilinden her gün birkaçı Meclis bahçesinde tur atıyor. Sosyal medya hesabından paylaşıyor. Bundan güzel tanıtım mı olur?

        Hatta benim Sayın Varank’a bir önerim var. Meclis’te muhalefet liderlerini veya grup başkan vekillerini yanına alıp TOGG’la gezdirsin.

        Geçen hafta bir AK Parti milletvekilinin İYİ Parti milletvekiline yumruk atıp hastanelik etmesine çok üzülmüştük.

        Şimdi böylesine bir dostluk fotoğrafı siyasi havayı da yumuşatır.

        Diğer Yazılar