Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MHP Lideri Devlet Bahçeli, 2002 yılında Kocayayla’daki erken seçim çıkışından bu yana siyasetin yönünü belirleyen oldu.

        Bu, 2002’de olduğu gibi, bazen MHP’ye ağır fatura çıkardı...

        Kimi zaman kadrolarının kamu görevinde önemli makamlara yükselmesinde ön açıcı faktöre dönüştü.

        Bazen de hükümet politikalarının yön belirleyicisi haline getirdi.

        2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, TBMM Başkanı’nın belirlenmesi sürecinde, son olarak da Anayasa referandumunda tanıklık ettik.

        MHP Lideri Devlet Bahçeli bunun yeni aşamasını dün hayata geçirdi.

        Kendi söylemiyle, “Cumhuriyet tarihinin üçüncü evresinin” kapısını açtı.

        Yeni dönemin siyaset anlayışının, yeni alanının, yeni aritmetiğinin ilk uygulayıcısı oldu.

        Normal zamanında yapılması halinde 22 ay öncesinden yapılacak seçim için hem de herhangi bir karşılık beklemeden bir başka partinin genel başkanına desteğini açıktan verdi.

        Bu kapsamda şu soru gelebilir:

        “Eğer siyasi partiler, ‘benzer siyasi görüşleri paylaşan kişilerin bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak üzere kurdukları örgütlerse’ bunu elde etmek için uğraşmamak niye?”

        TABANI İKNA SÜRECİ

        Buna yanıt arayanlara MHP’den şu soru yöneltiliyor:

        “Açıklamasaydık ne olacaktı?”

        Yani MHP kendi başına aday çıkarsaydı, % 50 artı bir oy alma şansı yoktu.

        CHP, SP veya İYİ Parti’yle de yeni bir ittifakın zeminini yakalaması olanaksızdı.

        Son tahlilde yeni sistemin getirdiği sonuca ulaşacak ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı destekleyecekti.

        Bahçeli yeni aritmetiğin ileride dayatacağı zorunluluğu beklemeden bugünden ön aldı; kendi rızasıyla duruşunu ortaya koydu.

        Erdoğan’a da “Erken seçime gitmeni gerektirecek bir durum yok, ben yanında olacağımı bugünden açıklıyorum” mesajını yolladı.

        Ancak MHP Lideri’nin ön alarak dile getirdiği yeni politikasının seçmeninde de yer bulması gerekiyor.

        Çünkü Anayasa referandumu döneminde tutum belirleme süreci kısa kaldığı için MHP tabanını ikna süreci yeterince çalıştırılamamıştı.

        Öyle gözüküyor ki 18 Mart’ta yapılacak MHP’nin olağan kurultayında da siyasetin yeni aritmetiği toplumsal tabana anlatılacak.

        SEÇİM İKLİMİ CEMRESİ

        MHP Lideri dünkü çıkışıyla bir başka şeye daha imza attı; Türkiye’nin seçim ikliminin ilk cemresini düşürdü.

        Yılbaşı tatilinin ardından ilk toplantısını yapacak TBMM açısından da zaten bugünden başlamış olacaktı.

        Politikanın bundan sonra hem Meclis’te hem de alanlarda kat edeceği yol haritası da belli...

        AK Parti yöneticileriyle dünkü sohbetimize de yansıdığı gibi bu ayın sonuna kadar Anayasa değişikliği gereği yerel seçime dönük uyum yasalarında düzenlemeler yapılacak.

        Çünkü bunların mart ayına kadar bitirilmesi gerekiyor; yoksa bu yerel seçimde uygulanma şansı yok.

        Ardından da genel seçime ilişkin uyum yasaları ve Meclis yeni içtüzüğü gelecek.

        Baraj ve ittifaklara ilişkin düzenlemeler ise uyum yasaları dışında siyasi partiler ve seçim yasalarını ilgilendiren düzenlemeler.

        AK Parti’nin bu yılki çalışma takviminde yer almıyor; parti yönetimi bu düzenlemeler için 2019’u işaret ediyor...

        İki parti arasındaki ilişkiye “limon sıkma” ihtimali belirirse Erdoğan ile Bahçeli görüşmesiyle bir günde çözülebileceğinin de altını çiziyor.

        Seçim ikliminin ilk cemresi dün itibarıyla düşmüş bulunuyor.

        Diğer Yazılar