Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇOCUKLARA karşı cinsel taciz ve tecavüz suçuna verilen cezaların yeniden düzenlenmesi için 10 gün süre verilmişti.

        Suçun yaygınlığı ve cezaların hangi oranda caydırıcı etki yaptığına ilişkin elde veri olmayınca ceza düzenlemesi de zaman aldı.

        Oluşturulan komisyonun başkanlığını yapan Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, sohbetimizde nisanın ilk haftası içinde çalışmayı tamamlayacağını bildirdi.

        Çalışma, Türk Ceza Kanunu’nun 102, 103, 104’üncü maddelerindeki 15 yaş üstündekilere cinsel istismara getirilen cezaları 2-4 yıl artırıyor.

        Ağırlıklı olarak da 12 yaş altındakilere cinsel istismarı düzenleyen TCK 103’te düzenleme yapıyor.

        Maddenin 2. bendi, “Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleşmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza 18 yıldan az olamaz” hükmünü taşıyor.

        Devamındaki 2 bent de “suçun birden fazla kişi, kan bağı bulunanlar, üvey anne-baba, öğretici, eğitici” tarafından işlenmesi ile “cebir, şiddet ve silah kullanarak” gerçekleştirilmesi halinde cezanın yarı oranında artırılmasına hükmediyor.

        Hükümet 3 bentteki suçların tamamı için “müebbet hapis” öngörüyor.

        Yasa üzerinde çalışan hukukçular ise müebbet cezasına karşı çıkıyor...

        İtirazları, sonuncusu 2016’da olmak üzere, defalarca ceza artırılmasına karşın sorunun devam etmesi ve “çözümün TCK’da aranıyor” olmasına.

        Hükümet ise kamuoyuna verdiği söz doğrultusunda ısrarlı...

        ‘BERAATİ ARTIRIR’

        Hatta bir adım daha atıp çocuğa cinsel istismar suçunda “hâkimin takdir yetkisini” kaldırmak da istiyor.

        Ancak hâkimin takdir yetkisinin kaldırılmasına akademisyen ceza hukukçuları ile birlikte Yargıtay da sıcak bakmıyor.

        Çünkü çocuğa tecavüz suçlarında, “mahkemede kırmızı kravat indirimi” diye tanımlanan takdir hakkını hâkimler hiç kullanmamış.

        Taciz şikâyetlerinde ise emin olmadığı vakalarda takdir kullanmış; sayısı da oldukça düşük kalmış.

        Hukukçuların itirazı, “Hâkimin takdir hakkı kalkarsa davalarda beraat artar” endişesine dayanıyor.

        Haksız değiller; çünkü bu konuda veri, istatistik yok; bir-iki kötü vaka örnek alınarak toptancı yaklaşım var.

        Ayrıca hâkimin takdir yetkisinin kalkması beraat oranını artırmakla kalmaz, cezaya etkisini düşürür, yeni bir rezerv oluşturur; yakın gelecekte yeni bir düzenlemenin yolunu açar.

        HADIMA KANSER FRENİ

        Düzenlemede kastrasyon (hadım) yok; bunun yerine erkeklik cinsel güdüsünü geçici bastıracak ilaç uygulaması var.

        Ancak bu tıbbi hadım da denilen uygulama, ancak suçlunun infaz kurumlarında geçirdiği süreye rağmen eylemin tekrarı ve tehlike arz edecek olmasına göre uygulanacak.

        Bu da yetmeyecek, ilaçla hadım için bünyesinde ruh sağlığı, üroloji, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları hekimleri bulunan tam teşekküllü hastane raporu da aranacak.

        Buna gerek duyulmasının nedeni, geçici hadım için kullanılan ilaçların kişide ağır şeker hastalığı ve kansere neden olma ihtimali.

        Bazı ülkeler bu sorunlar nedeniyle vazgeçmiş veya hekimler uygulamaktan kaçınmış.

        Tutuklu ve hükümlüsüyle 17 bin kişiye ulaşan vakalar da gösteriyor ki çocuğa karşı cinsel suçu tek başına ceza artırımı önlemiyor.

        Diğer Yazılar