Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP-İYİ Parti müzakeresi önceki gün tamamlanırken odak noktası daha çok kaç ilde ittifakın olacağıydı.

        Büyükşehir ve il odaklı meseleye yaklaşınca bazı noktalar öne çıkmadı.

        Ancak asıl önemli olan da o noktalardı…

        Yani işbirliği yapılırken, getirilen model ve dağılım bunu olanaklı kılıyor mu?

        Yoksa yapılan işbirliğini daha da bozucu bir modeli mi üretiyor…

        Kırmızının CHP’ye, mavinin İYİ Parti’ye, sarının da her iki partinin kendi adayıyla yarışa gireceğe yerlere verilen ittifak listelerine süratle bakarken dikkatimi çekti.

        İttifak denilmekle birlikte listelerin bütününe bakıldığında sarı renkle boyanmış yerlerin ağırlığının daha fazla olduğu görülüyor.

        KONYA MERKEZDE UZLAŞI YOK

        Bunun en iyi örneklerinden biri 31 ilçesi bulunan Konya…

        Büyükşehirde İYİ Parti adayının CHP tarafından desteklenmesi kararının alındığı Konya’da 5 ilçede CHP, 6 ilçede ise İYİ Parti aday çıkaracak, diğeri onu destekleyecek.

        Ancak, merkez ilçeler Karatay, Meram ve Selçuk’ta iki parti birbiriyle yarışacak.

        Sandık çekişmesinin sahada yarattığı etki ortadadır.

        İttifak içindeki adaylar birbirine bir söz söylemeyebilir ama adayların çevresindekiler hiçbir zaman rakip gördüğüyle bir başka alanda işbirliği yapıp yaptığına aldırmaz, bodoslama ağzına geleni sıralar.

        Sertleşme olmasa bile çekişmenin getirdiği bir karşıtlık kendiliğinden ortaya çıkar.

        Dolayısıyla rakip olarak gördüğü bir partinin adayına kim oy verir ya da rakibini desteklemek için çaba gösterir?

        Büyükşehir belediye başkan adayı açısından da durum oldukça paradoksal…

        Bir ilçeye gittiğinde kiminle birlikte olacak?

        Aday olduğu partinin ilçe belediye başkan adayıyla mı, yoksa işbirliği içinde bulunduğu partinin adayı ile mi görüntü verecek; ikisini bir araya nasıl getirecek?

        Belki Akşehir, Altınekin, Ereğli, Seydişehir gibi uzak ilçelerde bunun etkisi hissedilmez, ama seçmen yoğunluğunun en fazla olduğu merkezde yaşanacak çekişmenin büyükşehre katkı getirmesi de beklenmez.

        MUĞLA’NIN TÜMÜNDE RAKİP

        Benzer bir durum Muğla için de geçerli…

        Muğla’daki durum Konya’dan çok daha karmaşık...

        Çünkü CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Akşener’in buluşmasında baştan varılan uzlaşı geçerliydi.

        Hatta CHP’nin önerisi ile üretilen Bodrum modelinde İYİ Parti’nin adayı CHP’de kalacak ve seçim sonrası da partisine geri dönüşü olmayacaktı.

        Belediye Meclis üyeleriyle de bu durum garanti altına alınacaktı.

        Ancak son gün işler değişti, öğleden sonra CHP’nin vazgeçmesi sonucu anlaşma bozuldu.

        Muğla Büyükşehir’de CHP adayının İYİ Parti tarafından desteklenmesi mutabakatı korunurken, ilçelerin tamamında iki partinin kendi adayıyla yarışına karar verildi.

        Yani Muğla’da Büyükşehir dışında kalan 13 ilçenin tamamında iki parti de kendi adayını çıkaracak.

        Bu durumda Büyükşehir adayına kim oy verir; daha ilerisi ilçelerde birliktelik nasıl sağlanır?

        Soru bu şekliyle her iki lidere de iletilmiş, bunun sadece Büyükşehir’i değil, ilçeleri de sıkıntıya sokacağına dikkat çekilmiş.

        Böyle yapmak yerine ilde tamamen ittifakı bitirilmesinin daha faydalı olacağına da vurgu yapılmış.

        CHP’DEKİ MUĞLA ÖFKESİ

        İlk konulan modelin devamında fayda olduğu, CHP listesinden Bodrum adayı gösterilecek Mehmet Tosun’un, İYİ Parti’den Behçet Saatçi’yi de yanına alıp arasının iyi olmadığı CHP Büyükşehir adayı Osman Gürün’e ziyaret yapmaları da planlanmış.

        Bunun iki parti seçmenini birbirine yakınlaştıracağına da vurgu yapılmış…

        Peki, bu noktaya nasıl gelindi derseniz; CHP koridorlarında anlatıldığına göre Büyükşehir adayı Osman Gürün ve ilin milletvekilleri böyle olması için ısrar etmiş.

        Ancak Genel Merkez’deki kanaat bunun Muğla Büyükşehir ile birlikte bazı önemli ilçeleri de riske attığı yönünde; çünkü her iki partinin elindeki tüm kamuoyu araştırmaları bunu gösteriyor.

        Anlayacağınız öfke büyük…

        YAVAŞ’IN ETİMESGUT TALEBİ

        Aslında Ankara’da da durum farklı değil.

        Başkent’in 25 ilçesinin 4’ünde CHP, 4’ünde ise İYİ Parti aday çıkaracak diğeri onu destekleyecek.

        Ancak geri kalan 17 ilçede iki parti birbirine rakip olacak.

        Aktardıklarına göre bu noktaya gelmesinde CHP’den Büyükşehir adayı olan Mansur Yavaş’ın “MHP’nin olduğu yerlerde İYİ Parti’nin aday göstermesine ben sıcak bakmıyorum; bu MHP’den gelecek oyları keser” yaklaşımı neden olmuş.

        İYİ Parti, Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın MHP’nin de aday çıkaracağı Etimesgut ısrarından vazgeçmediğini, iknada zorluk çektiklerini belirtince, uzlaşı aranan ilçelerin hepsinde her iki partinin de aday çıkarması kararına varılmış.

        Şimdi her iki partide de yeniden durum değerlendirmesi gerektiğini dile getirenlerin sayısı artmış…

        Başa dönülür mü; sanırım her şey bugün CHP’nin Parti Meclisi toplantısı sonrasında ortaya çıkacak…

        REKLAM

        ***

        AYM’nin sessiz seçimi

        Anayasa Mahkemesi’nde hafta içinde ilginç bir seçim süreci yaşandı.

        Bu satırlardan ilk duyurduğumuz gibi AYM Başkanı Zühtü Arslan, perşembe günü seçime gidileceğini üyelere duyurdu.

        Bu karar birçok kesim tarafından sürprizdi...

        Nedeni de üyelerden yaş haddi nedeniyle ayrılan Osman Paksüt’ün yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan atama yapmadan beklemeden seçime gidilmesiydi.

        Aslında Arslan’ın neden bu yola gittiği de seçim sürecinde görüldü.

        Çünkü karşısındaki iki adaydan Rıdvan Güleç farklı kesimlerin de teveccühü ile ciddi destek de almaktaydı...

        İlk gün yapılan 30 oylamadan adaylar Zühtü Arslan, Rıdvan Güleç ve Kadir Özkaya gerekli oyu alamadı.

        Buna neden Paksüt’ün ayrılması sonrası yeni üye atanmadığı için oylamaya 15 üye katılmasıydı; seçimin kazanılması için ise üye tam sayısının bir fazlası olan 9 oya ihtiyaç vardı.

        VERİLEN ARADAN SONRA

        İkinci günkü oylamanın başlangıcında, turlar boyunca 2-3 oy alan Kadir Özkaya çekildiğini açıkladı.

        Ancak çekilme sonrası yapılan oylamalarda da Arslan ve Güleç gerekli olan 9 oya ulaşamadı.

        Her iki aday da 39 tur boyunca aynı sonucu aldı; Arslan’a 8, Güleç’e 7 oy çıktı.

        Arslan yeni bir tura geçmeden ara verdi ve üyelerden birini odasına davet etti ve bir süre görüştü; daha sonra salona da birlikte girdi.

        Bu görüşme sonrası yapılan ilk oylamada Zühtü Arslan gerekli olan 9 oya ulaştı ve Başkan seçildi…

        Anayasa Mahkemesi’nde dikkat çeken bir diğer nokta ise seçim sürecinde gündemini devam ettirmesi ve bölümlerinin toplantılarını sürdürmesiydi.

        Anayasa Mahkemesi’nde belki de tarihinde ilk kez, çekişmesinin kamuoyuna yansımadan sonuçlandığı seçime tanıklık edildi.

        Bütün yönleriyle ilginçti…

        Diğer Yazılar