Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki yazılarımda da söz ettiğim gibi, bir süredir Anadolu’yu dolaşıp, seçmen nabzı tutup, siyasi partilerin propaganda davranışlarını izliyorum.

        Şunu belirteyim ki seçmen talebi ve tercihinin bu denli hızda değişebileceğini hiç tahmin etmezdim.

        Siyaset de doğası gereği buna uygun politika üretmeye başlamış.

        Hemen belirteyim, seçmen klasik belediyecilik vaatlerindenbıkmış; zaten ihtiyacı da kalmamış.

        Çünkü belediyelerin, yol, su getirmek, kanalizasyon, park, kültür merkezi yapmak gibi asli olan görevlerini zaten yapmaları gerektiğine inanıyor.

        Belediye başkanına oy verme kriterleri arasında kim bunları daha iyi yapar kıstası yer almıyor.

        ASLİ GÖREVİ

        Tam tersine yaşamını ilgilendiren, hayatın her alanından kendisine aktarma yapacak projeler arıyor.

        İnşaattan bıkmış olmanın tepkisini de doğrudan gösteriyor.

        Mahallesinin cadde ve sokaklarının su, elektrik, kanalizasyon işlemleri dolayısıyla kazılı kalıp, çamur içinde dolaşmaktan nefret ediyor.

        Daha ilerisi bu gibi durumlarla karşılaştığında da belediyeyi bırakın oy vermeyi mahalle olarak mahkemeye gidip dava ediyor.

        OY İÇİN DAĞITILAN

        Ancak bunların ötesinde bir durum var ki onu da burada adını vermeyeceğim bir büyükşehirdeki il başkanının odasında fark ettim.

        Sohbetimiz sırasında cep telefonuna gelen bir mesajı okumaya başladı.

        O gün bir belediye başkan adayının, o partinin elinde bulunan ilçe belediyesi aracılığıyla dağıtacaklarının listesi aynen şöyleydi:

        “Hayvan yemi (evcil olanlar için mama da dahil) … ton, meyve- sebze fidanı … bin adet...”

        Rakamlar da öyle küçümsenecek miktarda da değildi.

        Büyükşehirlerin yoksul kesimlerinde, odun, kömür, gıda paketi dağıtımına alışmıştık…

        Hatta su şebekesi olmayan köye seçim yardımı olarak çamaşırve bulaşık makinesi götürülmesine de tanıklık etmiştik.

        Ancak böyle bir listeyle hiç karşılaştığım olmamıştı.

        ORTA ÜST SINIFIN KEŞFİ

        Hem de bir büyükşehrin geliri yüksek olan orta sınıf üstü kesiminin oturduğu bir ilçede…

        Bir ara içimden “Bu kadar abartma da olmaz…” diye geçirmedim değil…

        Haydi evcil hayvanlar için inanılmaz fiyatlara çıkan mama fiyatlarını göz önünde tutulmuş olabilir.

        Ya meyve sebze fidanı ile tohumun ve hayvan yeminin ne alakası olabilir?

        Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisini” siyasetin bugüne kadar eksiksiz takip ettiği göz önünde alındığında, aslında seçim yatırımı olarak dağıttıkları hiç de yabana atılacak şeyler değil.

        Çünkü orta ve üst gelir grubu toprağı yeniden keşfetti…

        Hobi bahçesi, müstakil evinin bir kenarı ya da yaşadığı şehre yakın bir arazide toprakla uğraşmak istiyor, birkaç küçük baş hayvan veya tavuk besliyor; kent stresini bu yolla atıyor…

        Küçük bir gecekondu kadar büyüklükte de olsa bahçesinin içine kondurduğu evinde hafta sonunu geçiriyor.

        Meyve- sebze tohumu, meyve fidesi, hayvan yemi de onun için büyük bir kazanç haline dönüşüyor.

        Toplum ihtiyacının en iyi takipçisi siyaset de bunun gereğini kliantalizmin dibine vurarakyerine getiriyor.

        Özetle her şey siyasetine uygun yürüyor…

        Diğer Yazılar