Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurtuluş Savaşı döneminde 1921’de çıkarılan Tekalif-i Milliye Emirleri; yani Milli Yükümlülüklere ilişkin 10 emirden söz edince farklı yorumlayanlar oldu...

        Sanki 5 Ağustos 1921’de olduğu gibi vatandaştan ek vergi, gelir toplanacakmış, mallarının bir kısmına el konulacakmış gibi hava estirildi...

        Şunu baştan belirteyim ki böyle bir çalışma hükümette kesinlikle yok...

        Hatta düşüncesi dahi söz konusu değil.

        Bu iddiama dayanak da devletin en üst makamı, sözüne her daim güven duyduğum Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay...

        YENİ GELİR VEYA VERGİ YOK

        “Böyle bir vergi veya ek çalışmamız kesinlikle söz konusu değil” diye söze girdi.

        Koronavirüs salgınına karşı alınacak tedbirler kapsamında alınan kararların yasal şekle dönüştürülmesine yönelik bir çalışmaları olduğunu belirtti.

        Bu çalışmaların da bir haftadır devam ettiğini vurgulayan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

        “Yaptığımız çalışmanın yeni bir vergi sistemiyle ilgisi yok, böyle bir çalışmamız hiç olmadı. Bakanlar Kurulu’na sunulan çalışmamız ise bugüne kadar koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirlerde ortaya çıkan yasal boşlukların doldurulmasına yönelik. Örneğin, derneklerin genel kurulları iptal edilmiş, ileri tarihe ötelenmiş. Bunun bir yasal şarta bağlanması gerekiyor. Sözleşmeler konusu var, bazı işlemlerin uzaktan yapılabilmesine imkan tanıyan düzenlemeler var. Ödemelerin elektronik ortamda yapılması gibi, yine gecikme faizlerinin durumu var, beyanname verme gibi birçok konu var. Bunların hepsinin yasal boşluğu varsa onların doldurulması ve düzenlemesine ilişkin bir çalışma. Bunun ötesinde bir durum değil...”

        Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın da altını çizdiği gibi hükümette devletin ek gelir toplamasına yönelik bir çaba söz konusu değil.

        Kastedilen, nasıl ki 1. Dünya Savaşı dönemindeki Kurtuluş Savaşı’ndan millet olarak el ele verilip çıkıldıysa, burada da yine herkesin omuz omuza dayanışma ile çıkacağına bir vurgu...

        Bugün de dünyanın her yanını saran bir bela ile uğraşıldığı, o günlerde var olan milli birliğin bugün de sağlanmasına yönelik geçmişe yapılmış bir atıf.

        Bugün de benzer süreçten geçildiği, herkesin bu bilinçle hareket etmesi gerektiğine yapılan bir gönderme.

        HÜKÜMETTEKİ HAZIRLIK

        Oktay’ın da altını çizdiği gibi yapılan çalışma sadece koronavirüs salgınına karşı mücadelede alınan tedbirlerin daha kolay uygulanabilmesi ve mevzuattaki normal işleyişin, salgın döneminde de uyumlu bir şekilde devam edebilmesine yönelik.

        Zaten, kısa süre sonra TBMM’ye geldiğinde de görülecek.

        E-DEVLETİN ÖNEMİ

        Bu aşamada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay ile telefon konuşmamızdaAFAD ve e-devlet düşüncesinin ilk adımının atıldığı günlerdeki sohbetlerimizi anımsadık.

        Şunu açıktan söylemeliyim ki Türkiye bugün Fuat Oktay’ın hakkını teslim etmeli...

        Çünkü o dönemde olası afet hesaplamaları ve buna uygun projeler geliştirilerek, olması gereken yapıların kurulmuş olmasının kolaylığını yaşıyoruz.

        Bu denli büyük ve kapsamlı bir Afet Yardım sisteminin gerekli olup olmadığı tartışıldığında, Fuat Oktay, olması konusunda ısrar ediyordu; tarih 2004 idi...

        Tam 8 yıl sonra Suriye’den gelen göç bunun ne denli önem arz ettiği ortaya çıkardı...

        Ardından e-devlet uygulaması geldi...

        Bürokrasinin e-devlete ne denli direndiğine bazı örnekleriyle bizzat tanığım...

        Ama Fuat Oktay dönemin Başbakanlık Müsteşarı olarak bıkmadı, direndi ve e-devlet uygulamasını hayatımıza yerleştirdi.

        Eğer olmasaydı salgının bu denli arttığı bir süreçte devletin birçok mekanizmasını insanlar evlerinde oturdukları yerden işletemezdi.

        Yetmedi buna uygun alt yapı yatırımlarının hızla tamamlanmasını sağladı; kurumlar arasındaki bağlantıları kurdu...

        SESSİZ DEVRİM

        Sohbetimizde bunlardan söz ederken, içimden geçeni CumhurbaşkanıYardımcısı da söyledi:

        “Şu an farkında değiliz belki ama Sayın Cumhurbaşkanımızın hedeflediği şekilde Türkiye bürokratik işlemlerde, hatta tüm bürokratik yapılanmasında sessiz bir devrime imza attı. Çok uzun süre değil, belki bir, iki yıl içinde bürokratik tüm işlemlerde önemli bir yere gelinmiş olacak, bürokrasinin belinin tamamen kırıldığına tanıklık edilecek...”

        Başta da belirttiğim gibi, bunda Fuat Oktay’ın da büyük payı var.

        Çünkü Türkiye’nin bilinçlenme sürecine de önemli katkı verdi.

        Bir bürokratın, keyfi bürokratik işlemlerini ortadan kaldırdı, bireyi öne çıkardı.

        Daha önemlisi afet dönemlerinde Türkiye’nin elektronik beyninin çalışmasını gerçekleştirdi.

        Covid-19 gibi belalı bir süreçte bunun sağlamasını da yaptı, işlediğini de gösterdi...

        Sessiz devrimi, kişiliği gibi, hızlı sakin davranışıyla şovunu yapmadan gerçekleştirdi...

        Diğer Yazılar