Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KARADENİZ’de doğalgaz rezervine ulaşma konusunda çok şey söylendi.

        Merak etmeyin daha da söylenecektir.

        Dikkatimi çeken iktidarı ve muhalefeti ile doğalgaz bulunmasından çok daha fazla “sevinip sevinmeme” üzerine odaklı hale çevrilmesi.

        Böyle olunca gazın bulunmasının ne anlama geldiğini konuşmak yerine, iletişim sosyolojisini yerle yeksan edip, yine “var mısın, yok musun?” oyununa çevirdik.

        Oysa gelinen nokta, 50 yıllık yolculuğun çok önemli bir seviyesi…

        Anlatmak için dün Paris’teki Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği’nde (OME) Direktör olarak görev alan Sohbet Karbuz ile sohbetimizde dile getirdiği şu veriyi paylaşmam yeterli:

        “İsrail 1948’den 2009’a kadar gaza ulaşmak için tam 350 kuyu açtı, bunun 330’u boş çıktı. Biz 9 denemede gaza ulaşmışız bu çok büyük bir şans...”

        Bunu söylerken bir başka önemli veriyi de aktardı:

        “İsrail’in en verimli gazı olan Tamar’da bulduğu 340 milyar metreküp, 320 milyar metreküplük Tuna-1 ile neredeyse aynı boyutta. 2030’a kadar yıllık 10 milyar metreküp çıkaracağını, bu tarihten sonra azaltacağını söylüyor. Tamar üretim modeli alınırsa Türkiye’nin tükettiği gaz miktarının önemli bir kısmını karşılayacak kadar bir gazın çıkacağı anlamına gelir.”

        REKLAM

        Bir diğer örneği daha önemli, çünkü Türkiye’nin de hak ilan ettiği Kıbrıs çevresindeki 3 numaralı sahayı da kapsıyor:

        “Güney Kıbrıs 3 saha keşfetti, buralarda ExxonMobil, Eni ile çalışıyor Sakarya sahasında bulunan gaz, Kıbrıs çevresindeki bu üç sahanın toplamına eşdeğer…”

        VARSAYIN Kİ DAHA AZI BULUNDU

        Dolayısıyla bulunan miktarın küçümsenmesini anlamak mümkün değil.

        Tamam, baştan beklenti yükseltildi, yanlış strateji ile buraya gelindi.

        Varsayalım ki 320 değil de bir milyar metreküp bulunsaydı!..

        Bu bile Türkiye ve çevresinde hidrokarbon yataklarının bulunmadığına ilişkin tezin yıkılması, psikolojik bariyerin kırılması anlamına gelir.

        Kıyıköy başta olmak üzere Karadeniz’de başka alanlarda, örneğin Hopa ve Limanköy’de de yeniden aramalara yönelmeyi cesaretlendirir.

        Sadece bizi değil, başkaları için de aynı etkiyi yapacağı açık…

        Örnek mi, Tuna-1 kuyusunun 62 kilometre kuzeyinde Romanya ile birlikte gaz arayan ExxonMobil, rezerve rastlamadığı gerekçesiyle hisselerini devredip gidecekti.

        Bu gelişmeden sonra Türkiye ile aynı havzada ortak arama çağrısı yapabilir.

        Çünkü çıkan gazın kalitesinin yüksek olduğu Enerji Bakanı ve TP tarafından resmen açıklandı.

        ÖZAL’IN ÖNGÖRÜSÜ

        Gelelim bu keşfin sağlayacağı başka getirilere…

        Çarşamba akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan müjde açıklayacağını söyleyince, iki saat sonrasında Tuna-1 ve Kıyıköy’de doğalgaz bulunduğunu bu sütundan ilk duyurandım.

        TP’nin deniz ve karadaki gaz ve petrol aramalarına baktım, tam 50 yıl olmuş denizde ilk gaz rezervi bulalı.

        Sonrasında da çıkarılmış, hatta bazılarının ömrü tamamlanmış.

        Neredeyse her yıl bir gaz rezervine rastlandığı haberleri ile geçti yıllarımız.

        REKLAM

        Bir gün bulunacak umuduyla büyüdük; Karadeniz’de gaz olduğu hafızalarımıza kazındı.

        Bundan dolayıydı kendisini eleştirenlere “Alışırsınız” yanıtını veren merhum Özal Hakka yürüdüğünde, “Meğer ne çok alışmışız…” manşetini atmamızın nedeni.

        Çünkü ileri görüşlüydü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) teşkilatını Sovyet dağılmadan kurulmasını, münhasır ekonomik bölge sınırlarının 1986’da çizilmesini sağladı.

        Bugün Karadeniz’de bir sorun yoksa Özal’ın bundaki katkısı bugün çok daha net görülüyor.

        DENEYİM KAZANDIRDI

        Ama geleceği öngörürken, “Allah’ın bize en büyük lütfu petrol vermemesidir. Çünkü verseydi biz de Araplar gibi petrolün üzerine yatar sanayimizi geliştiremezdik…” sözünün de sahibidir…

        Bu sayede Türkiye bugün kendi egemenlik sahasında doğalgaz sismik çalışmasını ve sondajını kendi gemileriyle herhangi bir tartışmaya dahi mahal vermeden yapabiliyor ve çıkarabiliyor.

        Çok zor iş olan ve deneyim gerektiren, derin denizden hidrokarbon çıkarma becerisine erişen kadrolar, kendilerinden sonrasına aktararak insan kaynakları için önemli bir staj yeri sunuyor.

        Yetişen kadrolar da bugün sadece Japonya, Kanada, ABD ve Rusya’da var olan hidrat-gaz çıkarma teknolojisine sahip olacaktır.

        ANLAŞIYIŞI DEĞİŞTİRDİ

        Belirlenen tahmini rezerv; yukarı da aşağı da gidebilir.

        Ama getirdiği cesaret diğer sahaların da yeniden kendi gemileriyle denenmesini, büyük olasılıkla da bulunmasını sağlayacaktır.

        Hepimizin yıllarca cebimizden alıp götürdüğü doğalgaza mahkum kalmanın getirdiği döviz harcamasından kurtaracak.

        REKLAM

        Ayrıca bugün tespit edilen de az rakam değil, bugün 150 milyar metreküp ile bazı ülkeler doğalgaz piyasasında rakam belirlediği unutulmamalı.

        Bir paradigma değişimi yaptı, anlayışı değiştirdi, yeni bir kapıyı araladı…

        Dilerim bundan sonrası gelir, daha fazlası bulunur…

        Unutulmasın ki bu ülkenin zenginleşmesinden hepimiz pay alacağız…

        Çaban hareketi partileşiyor

        MEVCUT partilerden ayrılanların yeni partilerini kurup, hareketlerini başlattığı dönemde, geçmişte hareket olarak yola çıkan bir siyasal birlik de partileşme kararı aldı.

        Eski DYP milletvekili olan bakanlık görevinde de bulunan Rıfat Serdaroğlu ve arkadaşları uzun süredir sivil toplum olarak devam ettirdikleri, "Çoban Hareketi" örgütlenmesini, partiye dönüştürüyor.

        Çoban Hareketi'nde görev alanların aktardığına göre, Serdaroğlu ve arkadaşları salı günü Anıtkabri ziyaret ettikten sonra partinin başvurusunu yapacak ve adını da o gün açıklayacak.

        İktidar ve muhalefet liderlerinden bir erken genel seçimin olma ihtimalini görmediklerine yönelik açıklamaların geldiği süreçte, görünen o ki kanuni örgütlenmelerini tamamlayabilmek için yeni parti kurma çalışmaları bu dönemde hız kazanacak.

        Çünkü seçime girebilmesi için bir partinin 41 ilde ve bu illerin üçte bir ilçesinde seçimden 6 ay önce örgütlenme zorunluluğu bulunuyor.

        Başkanlık sisteminde yüzde yarım oyun bir şey ifade etmesi, ittifaklarda yer alabilmesi dolayısıyla, parti kurma çok daha cazip hale geliyor.

        Diğer Yazılar