Anayasa ittifakı...
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın yeni Anayasa çağrısına dün ittifak ortağı MHP’den olumlu yanıt gelirken, muhalefet aynı cevvaliyeti sergilemedi.
Oysa hedefleri birbirine zıt olsa da sonuçta parlamenter sisteme dönmesini sağlamak için muhalefetin de gündeminde yeni bir Anayasa var…
Nitekim hazırlıklarını bir süredir devam ettirdikleri yeni Anayasa konusunda Gelecek Partisi hazırlığını tamamladı, İYİ Parti milletvekilleri ile metin üzerinden tartıştı, CHP ise büyük olasılık bu ay içinde yapacağı Parti Meclisi’ne taslak Anayasa metnini sunacak.
Dolayısıyla bütün partilerin gündeminde bir Anayasa hazırlığı söz konusu…
Muhalefetin önde gelen isimleri ile dün sohbet ederken bu durumu anımsattım.
BU DÖNEM OLANAKSIZ
Şunu baştan belirteyim ki muhalefetin ağırlıklı bölümü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin yeni bir Anayasa’nın bu dönem TBMM’ye gelmesi bir yana, detaylı bir metninin çıkabileceği kanaatini taşımıyor.
Yapılanları gündem değiştirmek veya meşgul etme girişimi olarak görüyor.
Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Millet İttifakı’nı bozma girişimi diye bakıyor.
Nitekim CHP’nin etkin milletvekillerinden Erdoğan Toprak dünkü sohbetimizde yeni Anayasa adımını ittifak bileşenlerine yönelik bir hamle olarak değerlendirdi.
“Bu tartışmaya girmeyi dahi ben doğru bulmam. Çünkü yaptığı 3 Anayasa değişikliği, 3 büyük çöküntüye yol açtı, yenisine kimse izin vermez” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise rasyonelleştirilmiş parlamenter sisteme geçmek isteyen çok sayıda parti varken, “başkanlık sisteminin güçlendirilmesinin tartışmasını şu aşamada gereksiz bulduklarını” vurguladı.
“Hak ve özgürlük arıyorsa, bunu savunuyorsa önce AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulasın” dedi.
ASLA VE KATA…
Bununla birlikte muhalefetteki ağırlıklı bakış, yeni Anayasa adımının İYİ Parti’ye yönelik bir atak olduğu yönünde.
İYİ Parti lideri Akşener, “Cambaza bak girişimi” Başkanlık Divanı da yayınladığı bildiri ile yeni Anayasa çağrısı ile neyin hedeflendiğinin ortaya konulması gerektiğine vurgu yapılırken, TRT ve RTÜK yasalarında bir sorun olmamakla birlikte her iki kurumu yönetenlerin keyfi uygulamalara imza attıkları anımsatıldı.
“Çünkü, mevcut sisteme keyfiyet, yasa tanımazlık ve tek adamlık hakim...” denildi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan da “Hedefleri en çok oy alanın birinci turda seçilmesini sağlayacak bir düzenleme getirmek” iddiasında bulunup ekledi:
“Asla ve kata CHP’yi dışlayan bir adım peşinde olmadık, olmayacağız. Hedefimiz belli, güçlendirilmiş parlamenter sistem. Çok partinin bu zeminde buluşması orada endişe yarattı, onun için böyle bir atak yapıyor…”
BİZİM HEYBEMİZDEKİ BELLİ
HDP’nin konuya bakışı da farklı değil…
Eş Genel Başkan Mithat Sancar, Anayasa değişikliğini savunduklarını belirterek, parlamenter sistemi savunduklarını belirtti, “Restorasyon değil, geleceğe dönük yeniden kuruluş talebimiz parlamenter sistemi içeriyor” dedi.
Gelecek Partisi Genel Sekreteri C. Kani Torun da “Biz heybemizdeki Anayasa değişiklik paketini ortaya koyduk, heybesinde ne var onu söylesin” tepkisini verdi.
Parlamenter sisteme yönelik çabalarının süreceğini belirtip devam etti:
“Eğer bir özgürlük arayışı ise Anayasa değişikliğinden önce, mahkeme kararlarını uygulamakla işe başlasınlar…”
DEVA Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da ekonomi ve yargı reformundan söz edilirken, Anayasa tartışmasının gündeme gelmesinin dikkat çekici olduğunu belirtti.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili çoğunluğun talebine karşı atılmış bir ön kesme hareketi olarak yorumladı.
İTTİFAK İNANCINI TAZELER
Muhalefetin bu bakışı da gösteriyor ki AK Parti referandum için ihtiyacı olan 360 çoğunluğuna TBMM’de ulaşma olanağı yok.
Benzer durum güçlendirilmiş parlamenter sistem öneren muhalefet için de geçerli.
Dolayısıyla AK Parti Bülent Turan’ın dün belirttiği gibi yeni bir metin getirip TBMM’ye sunulsa dahi referandumlu sonuç almak için gereken 360’ı bulmak olanaksız.
Dolayısıyla yeni Anayasa tartışması veya arayışları daha çok süre tartışılır…
Seçim de bu zemin üzerinde hareket eder…
İttifakın bir tarafı başkanlık, diğeri parlamenter sistemden vazgeçmediği sürece de ittifakları değiştiren fonksiyon da üretmez…
Sadece mevcut ittifakları yeni Anayasa metninde bir daha buluşturur, ittifak inancını tazeler…
