Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SÖZÜN aslı mahkemeler içindir…

        Kadın erkek eşitliği savunucusu Amerikalı yüksek yargıç Ruth Bader Ginsburg’a atfedilir.

        Bugünkü siyasete de uyarlanabilir:

        “Günlük hava koşullarından etkilenmemelidir ama dönemin ikliminden etkilenecektir…”

        Millet İttifakı’nın iki başat partisi CHP ve İYİ Parti liderlerinin dünkü konuşmalarını dinleyince aklıma Ginsburg’un bu sözü geldi…

        YOZGAT SÖYLEMİ

        Özellikle de CHP lideri Kılıçdaroğlunun dünkü Yozgat konuşmasını dinlediğimde bunu gördüm…

        Ve şu soru aklıma geldi…

        Milliyetçi bir iklime mi girdik?

        Yoksa küresel iklim krizi siyaseti de kapsamına mı aldı?

        Çünkü daha yakın geçmişe kadar CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunun ağzından bu denli sert ifadeler duymamız olası değildi.

        REKLAM

        Terörle mücadele konusundaki kararlılığını dile getirmekle birlikte, “O Kandil denilen yapıyı yerle yeksan etmezsem bana Kılıçdaroğlu demesinler” cümlesini duymamız olası değildi.

        Benzer durum İYİ Parti lideri Meral Akşener’in dünkü TBMM Grup konuşmasına da yansıdı.

        İYİ PARTİ’NİN TEMKİNLİ TUTUMU BİTTİ

        Bugüne kadar HDP ile ilgili sözlerinde daha temkinli bir tutum takınan İYİ Parti lideri Akşener, Siirt’te bir yurttaşın “Burası Kürdistan” sözüne yeterince tepki göstermediği eleştirilerine dün Grup konuşmasında yanıt verdi.

        HDP’yi doğrudan hedef alıp, “Neye şaşırıyorsunuz bu adam HDP’li. Biz HDP’yi terör örgütü PKK’nın yanında konumlandırıyoruz…” dedi.

        Tabii HDP’nin yanıtı gecikmedi.

        HDP EŞ Genel Başkanı Mithat Sancar da hemen yandaki TBMM Grup toplantısından üç adım ötedeki İYİ Parti Grubundaki konuşmaya atıf yapıp, şu yanıtı verdi:

        “HDP şuradadır, buraya konumlanmıştır demek, üretecek söz bulamamak, kendisine söylenen itirazları, eleştirileri hazmedememiş demektir…”

        BİR HAFTA SONRA

        Oysa daha geçen hafta başında Tezkere görüşmelerinde CHP ile HDP rest oyu kullanmış, ana muhalefet partisinin bu tutumu HDP’nin elini ciddi oranda rahatlatmıştı.

        Ayrıca HDP’de de İYİ Parti’ye yönelik sert söz söylemden kaçınılıyordu.

        REKLAM

        Millet İttifakı açısından dünkü duruma bakıldığında HDP ile araya tam bir mesafe konulmaya karar verildi denilebilir mi?

        Veya CHP ile İYİ Parti’nin bu noktaya gelmesine tabanındaki milliyetçi duruş ve terörle mücadele konusundaki yaklaşım mı yol açtı?

        TUTUM DEĞİŞİKLİĞİ Mİ?

        CHP ve İYİ Parti sosyolojik tabanlarındaki değişimi gözlemleyip tutum değerlendirmesine gitme gereği mi duydu?

        Bundan dolayı HDP ile arayı açmayı göze almaya mı karar verdi?

        Bu soruların yanıtlarını alabilmek için siyasetin tutumunu bir süre daha görmek gerekir.

        Ancak şurası net ki, günlük hava koşullarının ötesinde milliyetçi bir iklimin siyaseti etkisi altına aldığı bir gerçek.

        Belli ki Millet İttifakı açısından bu kabul edilir bir gerçekliğe dönüşmüş ki aynı gün yeni bir söyleme geçti…

        İttifakla görünmez işbirliği yerine HDP ile araya mesafe koyan bir tutum geliştirdi.

        Bu önümüzdeki dönemde geçmişte olduğu gibi meşru zeminlerde görüşmeme noktasına gelir mi bilinmez…

        Ancak şurası bir gerçek ki, bir daha çözüm süreci gibi bir iklim gelmeyecek

        Buna neden olan da siyasetin yeni iklimi…

        Çünkü milliyetçi bir dalga yükseliyor, kendine daha fazla taraftar buluyor.

        ANA GÖVDE MİLLİYETÇİ

        Partilere bakıldığında dahi bunu görmek olası.

        REKLAM

        MHP ve BBP zaten milliyetçilik üzerine yapılarını inşa etti…

        Buna yine milliyetçi damarın çok daha kalın olduğu İYİ Parti ile AK Parti içindeki milliyetçi kesimi koyun…

        Üzerine Ümit Özdağın Zafer Partisi ile ulusalcı yapısı ile Muharrem İncenin Memleket ve Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’ni ekleyin…

        Siyasetin yükselen ana gövdesinin aslında milliyetçilik üzerine geliştiğini görmemek olası değil…

        Batıda dağılan, yerini daha ılımlı bir sosyal demokrat yapıya bırakan bu iklim, Türkiye’yi ne kadar etkisinde tutar onu kestirmek olası değil.

        Hele ki göç konusunun bu denli sorun olmayı devam ettirdiği bir iklimde…

        Çünkü göç bu çağın en devrimci hareketi…

        Sadece kendi vatanını değil, gittiği toprağı da etkiliyor, karşı devrimi yaratıyor.

        Bu da çoğunlukla milliyetçilik şeklinde gelişiyor…

        Diğer Yazılar