Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İNSANOĞLUNUN sanat ile ilişkisi ilginçtir.

        En umutsuz kaldığı günlerinde edebiyat ile umudu yeşertmek ister…

        Umudun geleceğini hissettiği dönemde de plastik sanata yönelerek unuttuğu güzellikleri anımsamak…

        Ankara’da ATO Congresium’da bugün de devam edecek Art Ankara Sanat Fuarı’na üç gündür gösterilen ilginin nedeni de ikincisinden olsa gerek…

        Toplamda 33 ülkeden 1100 sanatçının çok sayıda eseri ile katıldığı, farklı ülkelerden 122 sanatçının fiziki olarak bizzat bulunduğu Fuar’a sadece dün gelen kişi sayısı akşam saat 17.00 itibarıyla 10 bini aşmıştı.

        Üstelik ekonomik olumsuzlukların her geçen gün yükünü daha çok hissettirdiği, boy verdiği ortamda…

        Her gün 10 bini aşan kişinin gezdiği sanat fuarına bu denli ilgiyi ister koronavirüsün etkisindeki azalmanın getirdiği rahatlama diye okuyun, dilerseniz de çevresinde gördüğü tüm olumsuzluklar karşısında durumuna şükretme…

        Ya da geleceğe dönük umudun yükselişinin yansıması…

        OTOMOTİVE İKİNCİ DARBE

        Fuar alanının giriş kapısında bir süre durup çıkan insanların yüz ifadelerine baktım.

        Aldığı tabloların büyük torbalarıyla dışarı çıkan sayısı içerdeki kalabalığa göre azdı.

        Ancak hepsinin yüzü, iki gündür kar toplayan gökyüzü gibi parlak mutluluk saçıyordu.

        REKLAM

        Bazıları tanıyıp yanıma geldi, hemen hepsinin sohbete başlarken açtığı konu benzerdi…

        Rusya-Ukrayna savaşı ne kadar sürer, Türkiye’ye yükü ne olur?

        Antalya’da gerçekleşen Diplomasi Forumu’na katılanların beklentisine de yansıdığı gibi kısa vadede biteceğini sanan yanılır.

        Savaşın devamının her bir günü de Rusya kadar olmamakla birlikte, Türkiye’ye de yük getirir…

        Nitekim bunun ilk sinyalleri de gelmeye başlamış.

        Örneğin Fuarı dolaşırken otomotiv sanayinin önemli isimlerinden biri, çip sorunu nedeniyle yaşadıkları taşıt aracı üretimine ikinci bir sıkıntının bindiğini söyledi.

        Aktarıldığına göre arabalara döşenen kablolar Ukrayna’daki bir fabrikada üretiliyormuş; savaşla birlikte fabrika kapanınca kablo gelmez olmuş, eldeki stok da tükenmiş.

        Bir çıkış stratejisi geliştirmenin yolunu aradıklarını söyledi.

        İNŞAAT ŞİRKETLERİNİN ÇABASI

        Ukrayna’da iş yapan inşaat şirketinin patronu ise işçilerini bir an önce bulundukları yerden çıkarmaktı.

        Milyarlarca dolarlık iş makinalarını unutmuş, işçisinin can derdine düşmüştü.

        Bir başka Türk inşaat şirketi sahibi Ercan ve Ergün Bekar ise sohbetimizde Herson’daki çatışmada kalan Türkleri kiraladıkları otobüsler ile alıp, ne zorluklarla Türkiye’ye ulaşmasını sağladıklarını anlattı.

        Ukrayna’nın hakim olduğu bir kentten Türkleri alıp, Rusların hakimiyet alanındaki bölgeden geçip Türkiye’ye gitmelerini sağlamak hiç de kolay değil.

        Hem de kimin ne olduğunu bilmediğini, herkesin elinde silah kapıp sokağa döküldüğü bir süreçte…

        UZARSA ATEŞİ YAYILIR

        Görünen o ki ağırlığı gittikçe artacak…

        Batının Rusya’nın üzerine bu ağırlığın daha fazla binmesi için uzamasını istediği gerçeğini de dün Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, “Batı barış müzakeresine yeterince dahil olmadı” diye dile getirdi.

        REKLAM

        Uzayan her bir günün ağırlığı, iki tarafa da eşit duran Türkiye’yi de etkileyeceği kesin.

        İki ülkeye ticaretinin doğrudan olumsuz etkilenmesi bir yana, bir de dolaylı etkileri var.

        SURİYE’NİN YÜKÜ ARTAR

        Bunun en önemli noktalarından biri de Suriye sahası olacak.

        Rusya, bugüne kadar Suriye sahasına mühimmat dahil lojistik desteğini Karadeniz’deki çıkarma gemileri ile yapıyordu.

        Sadece kendisinin değil, sahadaki Şam güçlerinin ihtiyacı da bu yolla karşılanıyordu.

        Türkiye’nin Montrö’yü doğru zaman ve şekilde uygulaması sonucu Rusya gemilerini boğazdan geçiremez oldu.

        Suriye sahasında bir süre sonra ihtiyaçları artan Rusya güçleri ister istemez koruma durumunun ötesinde eskiden olduğu gibi aktif bir tutum sergileyemeyecek.

        Suriye sahasında karşı tarafın güçlenmesi sadece Şam ve Rusya’ya değil, Türkiye’ye de olumsuz etki yapar.

        O nedenle her bir uzayan gün sorunu ister istemez bölgenin de üzerine yıkar.

        Umarım Antalya’da Dışişleri bakanlarının attığı adımın devamı gelir ve barışa bir an önce ulaşılır.

        Ama ufukta umut görünmüyor…

        Diğer Yazılar