Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SON haftada Rus ordularının Ukrayna içindeki hareketlerini ağırlaştırıp, geri manevralarda bulunmaları farklı okumalara neden oldu.

        Bu okumalarda ağırlık Rusya Devlet Başkanı Putin’in, ordusunun Ukrayna güçleri karşısında kaybetme hissine kapıldığı ve daha fazla ilerleyemediği noktasında.

        Bu okumayı yapan yanılır…

        HEDEF KÜÇÜLTÜP DEVAM EDER

        Nitekim Rusya silahlı kuvvetleri üzerine akademik çalışmaları bulunan EDAM’dan Dr. Can Kasapoğlu da dünkü sohbetimizde bu noktaya dikkat çekti.

        “Harp tarihini bilen bugün nelerin olabileceğini de anlamlandırabilir” diyerek Sakarya Meydan Muhaberesi sırasında Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının saha okumasının farkına dikkat çekip bir anıyı paylaştı:

        “Yunan ordusu geri çekilirken, yeniden saldırı için takviye alacaklarına ilişkin beklenti yaratıyordu. Çevresindeki komutanlar bundan dolayı savaşı kaybettikleri düşüncesine kapılmışken, Atatürk, ‘zaferimiz hayırlı olsun’ diyordu…”

        Rusya’da sahaya bakıp Putin’in çekildiğini, savaşın artık bitmeye yakın olduğunu söylemenin doğru olmadığına katılıyorum.

        Kasapoğlu’nun da vurguladığı gibi, Rusların en önemli gücü 1. Tank Ordusu zayiatta sadece personel değil, %20 oranında da ekipman kaybına uğradığı kesin.

        Tarihin en kanlı savaşı Stalingrad’ı komuta eden Rus general ile aynı soyadı taşıyan Ukrayna saldırısını yönetenler arasında bulunan General Çuykov’un henüz sahadan çekilmediğini belirtti.

        Rusların geniş harekat yerine, hedef küçülten bir yöne gittiğini, birlikleri de buna göre yeniden düzenlediğinin altını çizdi.

        Çatışmaların da bugünden yarına sonlanmasının olası görülmediğini belirterek Moskova’nın hedefinin doğu, kuzey ve güneyden Ukrayna’yı ikiye bölen, devleti iki parçalı hale getiren bir sonuca ulaşmak olduğunun altını çizdi.

        Bunda ne denli başarılı olabilir?

        Özellikle güneyde Odesa’ya girmekte zorlanmış, Dinyaper nehrinin oluşturduğu en önemli körfeze bakan Herson, Mikoloyiv kentleri arasına sıkışıp kalmışken, nokta harekata gidebilir mi?

        Hele ki bir tümen asker ve Avrupa’da bulunan askeri ekipman kadar da kaybı söz konusuyken…

        Kasapoğlu, Rusya’nın yeni bir atağa geçeceğinden emin…

        Bunu söylerken de vehimlerden çok, akademik çalışmalarının konusu olan Rus ordusunun birliklerini harekat şeklini, nerelere hangi unsurlarını kaydırdığını görerek yapıyor.

        Birliklerin yapısını bildiği için de bu kaydırmanın ne anlama geleceğini iyi okuyor ve buna göre devam edeceğini söylüyor.

        Bugüne kadar teşhislerinde yanılmamış olmasının nedeni de buna dayanıyor.

        GÜNDE 25 UÇUŞ

        Peki, bu durum nasıl sonuç doğurur?

        Özellikle de gelecek aydan itibaren beklenen turist açısından…

        Bunu da bu alanı en iyi bilen TURSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’ya sordum.

        THY’nin Rusya sahasından turist getirmek amacıyla 5’i büyük gövdeli olmak üzere 25 uçak tahsis etmesinden hoşnut.

        Özel şirketler ise henüz Rusya sahasında uçabilmek için sigorta şirketlerinin getirdiği engelleri aşabilmiş değil.

        THY günde iki sefer yaparsa 50 uçuş; her uçuşta 200 kişi olsa, günde 10 bin turist gelecek demek.

        Bu bir sezon 180 gün üzerinden hesaplansa, artanıyla birlikte en fazla 2-2,5 milyon turist sayısına ulaşılır; bu yıl savaş olmasa Rus pazarından 8-9 milyon beklendiği durum karşısında dörtte biri demek.

        Geçen yılın da yarısı…

        Ukrayna’dan gelecek olanların ağırlıklı bölümü de zaten gelip ev aldı.

        Dolayısıyla Ukrayna’dan bu yıl fazla turist gelmesini beklemek gerçekçi olmaz.

        Bu da savaşın otellerde Ruslar ile Ukraynalılar arasındaki kavgaya dönmesinin de belirli oranda önüne geçer.

        TUR OPERATÖRLERİNİN BAŞARISI

        Geriye bir tek Avrupa pazarı kalıyor ki herkes o pazara yüklenmiş durumda.

        TURSAB Başkanı Bağlıkaya da Rus pazarında yıllardır çok iyi iş yapan tur operatörlerinin gelecek yıllarda da işlerini sürdürebilmeleri için desteklenmesi gerektiği görüşünde.

        Yakıt maliyetinin yükseldiği, savaş nedeniyle Rus pazarında mesafelerin arttığı, batının kendi turistini göndermeme resti ile şirketleri tehdit ettiği dönemde eğer 2-2,5 milyon turisti getirmeyi başarıyorlarsa bırakın desteği, madalya da vermek lazım…

        Sonuç olarak Putin kısa vadede durmaz ise Türkiye’de turizmi durdurur.

        Ayrıca beklenenlerin aksine duracak gibi de durmuyor…

        Ağıralioğlu ne yapar?  

        Ağıralioğlu ne yapar?  
        0:00 / 0:00

        BAŞKANLIK Divanı dışında kalan milletvekili Yavuz Ağıralioğlu İYİ Parti’den ayrılır mı?

        Bu soruyla dün siyasi kulislerde sıklıkla karşılaştım.

        Hemen belirteyim Ağıralioğlu ile ayrılması sonrası sohbet ettim, ancak kendisi tek kelime demeç vermedi…

        O nedenle doğrudan kendisine atıf yaparak bir şey yazarsam doğru olmaz.

        Bu yazacaklarım çok uzun yıllar kendisini tanıyan, siyasi tavırlarını yakından izleyen birinin çıkarımından başka bir durum değil.

        Öncelikle Ağıralioğlu siyasete bir partili olarak adım attığı MHP ve BBP’den bu yana bilinir ki duygusaldır.

        Bu da içinde bulunduğu durum karşısında üzgün olduğunu tahmin etmemiz için yeterli veri sunar.

        AYRILMAZ, TÜKETİR

        Ancak partiden ayrılmasını bekleyen de bir o denli yanılır.

        Çünkü ilk kongrede GİK listesinde yer almadı, uğraştı girmeyi başardı.

        Geçen kongrede üzerinin silinmesi için epey uğraş verildi, aldırmadı seçildi.

        Bundan dolayı kendisine teste tabi tutuluyor gibi davranılmasından da hoşnut değildir.

        Bütün süreçlerde şahsi ikbalin öznesi olmadığı için de küsmez, ama kırılır…

        Hele ki kendisi ile baştan konuşulup, gönlü alınarak bir çıkış sunulmadıysa…

        Bu da onu çok daha mücadeleci hale getirir…

        Susmakla konuşmak arasında kalmaktan rahatsız olur, kelimeleri makinalı tüfekten çıkan mermi gibi sıraladığı konuşmasıyla karşısına aldığını tüketir…

        Hem de o derece ki diline düşmeseydim dedirtir…

        Diğer Yazılar