Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in Habertürk’te önceki akşamki sözleri, ittifak ortağı CHP’de yayın biter bitmez ciddi bir trafiğe yol açmış.

        Hatta trafiğe işbirliği içindeki 6’lı masa bileşenlerinden de katılanlar olmuş.

        Trafik dün sabah da devam ediyordu.

        Akşener’in sözleriyle ilgili üzerinde durulan 3 soru vardı.

        1- Masaya geri dönüp, aday belirleme sürecinde olmanın dışında bir başka arayışı var mı? Biz masayı ne NOTER olarak gördük ne de diyet istedik. Bunları neden söyledi?

        2- Kılıçdaroğlu olmamalı mesajını verirken, olmasını istediği kim? Sözleri ile olmasını istediğinin de önünü tıkamadı mı?

        3- Altılı masada kuralların yeniden belirlenmesini isterken, diğerleri buna razı olmazsa bir sonraki adımı ne?

        GENEL MERKEZ UYARISI

        Tam bu tartışmalar devam ederken, CHP Genel Merkezi’nden milletvekili ve parti yöneticilerine beklenen uyarı geldi:

        “Akşener’in sözleri üzerine kimse konuşmasın… Bu konuda sadece Grup Başkanvekili Özgür Özel konuşacak.”

        Nitekim Özel de düzenlediği basın toplantısında oldukça sakin yaklaştı, hatta Kılıçdaroğlu’nun da benzer bakışa sahip olduğunu vurgulayarak suhuletle meseleyi geçiştirdi.

        Şunu belirteyim CHP’nin bu konuda dışına kalın zırh geçirmiş olması, içinde de meseleyi sakin tutuyor anlamına gelmiyor.

        Parti yönetiminin önde gelen birden çok ismiyle yaptığım sohbette gördük ki Akşener’in sözlerinden çıkardıkları anlam ortak:

        “Akşener, ‘Ben Başbakanlığa talibim' diyerek İYİ Parti’yi Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinin dışına atmıştı. Şimdi karar vericiliğe dönüşünü ilan ediyor...”

        Sadece adaylık konusunda değil, 6’lı masadaki diğer partilerin eşit söz hakkı konusunda da bir süredir yakınmalar geldiğini anımsattı...

        LİDERLER ADAY OLMASIN

        Haksız da değil…

        Bu görüşü dün sohbet ettiğim İYİ Parti yöneticilerinde duydum.

        Hatta “Eğer Meral Hanım aday değilse, diğer liderlerin de aday olmaması uygun olandır” cümlesini işittim.

        Benzer yaklaşımı yayın sırasında Akşener de gösterdi, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayının nasıl olması gerektiğine yönelik 2020’deki sözlerine atıf yapıp aynı noktada olduğunu söylemesi de bunu gösteriyor.

        Kılıçdaroğlu o konuşmasında parti liderlerinin aday olmasına çok sıcak bakmadığını ifade etmişti.

        Şurası açık ki aday olan liderin partisi milletvekili seçiminde de etkili bir yere sahip olur; CHP’nin bu ayrıcalığa kavuşmasını istemiyor.

        Seçmenin ne düşündüğü değil, ne düşünmesi gerektiği önemli olduğu için, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığı mesajını bugünden yüklüyor.

        Özetle, Akşener Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını söylemekle beraber, adayın kim olacağına karar verme iradesini de elinde tutmak istiyor.

        Niyetini de “Noter değiliz…” ve “Masaya biz de aday getirebiliriz; aday CHP’li de olabilir. Kazanmak önemli” diyerek ortaya koymuş bulunuyor.

        Ayrıca kontrollü kriz ile masanın kurallarının ve yöntemlerinin yeniden belirlenmesi gerektiğini de ifade ediyor.

        CHP MESAJI ALDI

        Mesajlar CHP’de de aynı netlikte alınmış.

        Ancak Akşener’in yayını süresinde İYİ Parti içinden gelen CHP karşıtı söylemleri köpürten mesajlar da rahatsız etmiş.

        Bunu hayıflanma konusu yapmamakta da kararlılar.

        “Bize ters yaptı; ama bunu sorun haline getirmektense, nasıl toparlarız ona yoğunlaşmalıyız” yaklaşımına sahipler.

        Tartışmanın devamı halinde sadece Cumhurbaşkanlığı değil, milletvekili seçiminin de etkileneceğinden endişeliler.

        Özellikle de 41 yer haricinde partilerin liste ittifakı yapmasından söz edildiği bir dönemde bu tartışmanın gelmesinin parti tabanlarında işbirliği yerine, çekişmeyi körüklediği görüşündeler.

        Ayrıca bu konuda geçmiş deneyimlerine de güveniyorlar.

        Sözünü ettikleri CHP ve İYİ Parti arasında 2019 yerel seçiminde Balıkesir ve Mersin seçimlerinde yaşananlar.

        O süreçte CHP Balıkesir’de kazanabilme olasılığı olan adayından feragat edip ittifakı bozmaktan kurtardı; ortak aday gösterilen İYİ Parti’den İsmail Ok da seçilemedi; sonrasında AK Parti’ye geçti.

        VEKALET SÖYLEMCİLERİ

        CHP meseleyi sakinleştirme çabasında olsa da bu noktaya gelmesinde kendilerinin de payı var...

        Meseleyi İYİ Parti ile karşılıklı konuşmak yerine, aracılar ve vekalet söylemcileri aracılığıyla çözmeye çalıştı…

        O da gerilimi arttırdı; Akşener de durumu lehine çevirmek için iyi bir fırsat yakaladı.

        Bu arada masanın asıl hedefi olan parlamenter sistem konusu unutuldu...

        OLMAZSA NE OLUR?

        Asıl soru da burada başlıyor; Akşener’in istedikleri olmazsa ne olur?

        Masanın diğer bileşenleri ile yaptığım sohbetlerden gördüm ki süreci noktalama, işbirliğini bitirme niyeti hiçbirinde yok.

        Ancak gelinen noktadan da hoşnut değiller.

        Varsayalım ki yaşanan sorun aşılamadı, Kılıçdaroğlu da adaylık konusundaki kararlılığını devam ettirdi...

        Hatta dün DP'den Cemal Enginyurt'un twitter hesabından da bir örneğini sergilediği gibi masadaki partilerin ağırlıklı desteğini alıp kararlılığını sürdürdü.

        Bu durumda ne olacak?

        Akşener kararında ısrar eder mi?

        Veya aday göstermek istediği kişi veya kişiler böyle bir sürecin aktörü olmak ister mi?

        Her şey Kılıçdaroğlu’nun Akşener’i bugünkü ziyareti sonrasında şekillenir, Pazar günü de kesinleşir…

        Uyuyan hücreydiler, cesaret hapı aldılar…

        Uyuyan hücreydiler, cesaret hapı aldılar…
        0:00 / 0:00

        MERSİN’de karakol saldırısını gerçekleştiren terör örgütü mensubu kadınların eylemine ilişkin önceden bir istihbarat söz konusu muydu?

        Güvenlik birimlerinin konuyla ilgili isimleriyle sohbetimde gördüm ki eyleme yönelik herhangi bir bilgi öncesinde yer almamış.

        Buna neden geriye doğru gidilip, kamera kayıtları da incelendiğinde karşılaşılan veriler de geçmişe dönük önemli bilgilerin edinilmesini sağlamış.

        UYUYAN HÜCRE ELEMANI

        Eylemi yapan terörist kadınlar dün Milli Savunma Bakanı Akar’ın da belirttiği gibi bir süre Suriye sahasında kalmış ve orada eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye sokulmuş.

        Eğitim aldıkları alan da PKK/YPG’nin etkin olduğu Tel Rifat bölgesi.

        Türkiye’ye girişleri de çok yakın bir geçmişe sahip değil.

        Bir süre yerleştikleri yerde uyuyan hücre olarak yaşam sürmüş, herhangi bir şekilde şüpheli tutum sergilememiş.

        Gelen bir talimat üzerine silahları sakladıkları yerden alıp harekete geçmiş.

        EYLEMİN FARKI

        Güvenlik birimlerinin üzerinde durduğu bu tür eylemlerin yapılış biçiminin bu kez farklı olması...

        Bugüne kadar görülen yöntemde bir kişi adres sorma bahanesiyle karakola yaklaşıp sırtında bulunan çantayı patlatmış.

        Ancak video kayıtlarında da görüldüğü gibi bu kez hem tabanca, ardından da uzun namlulu silahla çatışma yoluna gitmiş.

        Bu tutum teröristlerin intihar eyleminden korkup gerçekleştirdiği kendi tercihi mi, yoksa yeni bir eylem tarzı mı dün bunu tartışıyorlardı.

        Elde edilen bir diğer veri ise oldukça dikkat çekici; intihar eden ve vurularak öldürülen teröristlerin laboratuvar incelemesi göstermiş ki eylem öncesi cesaret hapı almışlar...

        İSPANYA ÖRNEĞİNİ UNUTTUK

        Uzun süre eylemsiz kalan PKK’nın Mersin’de böyle bir eyleme hem de kadınlar üzerinden geçmesinin nedenine ilişkin de bazı tahminleri var.

        Onlara göre eylem yapamaz hale geldiğine yönelik algıyı kırmak…

        Bunun için kadınları tercih etmesinin nedeni daha fazla konuşulmasını sağlamak mı yoksa elinde kullanacak canlı bombanın kalmaması mı?

        Bu konuda farklı görüşler var.

        Bütün bunlar bir yana eğer PKK böyle bir eylemi yaparak algıyı kırmak istiyorsa eylemi yapan teröristlerin video görüntülerini dakikalarca izleterek bunu başardık.

        Oysa İspanya’daki tren ve İngiltere’deki metro saldırıları sonrası verilen görüntülerin terörle mücadelede ne denli etkili olduğunu çok çabuk unuttuk.

        Tren kazası sonrası sadece arkada enkaz ve polisin yaralılara müdahalesinin görüntüsü vardı.

        Türkiye’nin de bu hassasiyeti göstermesinin üzerinde duruldu.

        Ancak son eylem gösterdi ki yine unutmuşuz; video görüntüleri ilk dakikadan itibaren sosyal medyaya çoktan yayılmıştı.

        Diğer Yazılar