Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ON yıllardır her seçimde gündeme gelen, ancak 2017’den bu yana Türkiye’nin gündeminden çıkan başörtüsü konusu çok değil, en geç bir ay içinde Anayasa’nın güvencesi altına girer.

        “Neo klasik ekonomi düşüncesinin epistemolojik kopuşu” konusunda tartışma sürerken, dün itibarıyla “CHP’nin paradigma kopuşu” gerçekleşti.

        Eğitim ve kamu kurumlarında başörtüsü yasağının devamı konusunda 2008’deki Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı direnişini, bizzat lideri Kemal Kılıçdaroğlu eliyle terk ederken CHP, dün itibarıyla Anayasal güvence altına alınmasının da yolunu açtı.

        Anayasa değişikliği de bundan böyle uzun sürmez; kısa vadede gündeme gelir ve başörtüsü konusu veya diğer adıyla kamuda giyim kuşam özgürlüğü Anayasa güvencesinde bir madde haline dönüşür.

        Bu da Anayasa’nın 10’uncu maddesindeki “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (….) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” hükmünün parantez içindeki noktalı bölüme “…ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanmasında” ibaresi eklenerek sağlanır.

        Ayrıca Anayasa’nın Eğitim ve Öğrenim Hakkı ile ilgili 42’nci maddesine de kimsenin yükseköğrenim hakkını kullanmaktan alıkonulamayacağına yönelik 2008 hükmü yeniden eklenir.

        Bunun yanı sıra çalışma özgürlüğünü düzenleyen maddelerinde de benzer düzenleme sağlanır.

        Hiç kimsenin giyim kuşamından ötürü çalışma özgürlüğünün kısıtlanamayacağı garanti altına alınır.

        İÇ YÖNETİM KARARI

        CHP yöneticilerine dün, 2008’de Meclis’te 411 oyla kabul edilen düzenlemenin iptalini sağlayıp, 14 yıl aradan sonra 180 derece farklı noktaya gelmesinin gerisindeki nedeni sordum.

        Aktardıklarına göre bu ataklarının gerisinde yatan neden AK Parti’nin bu yönde bir hazırlık yaptığına ilişkin duyumları...

        Bir anlamda ön kesme çabası…

        Hemen belirteyim ki CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Grup Başkanvekillerinin hepsinin düzenlemeden haberi yoktu.

        Anlaşılan o ki, birkaç olayda da yaşandığı gibi Kılıçdaroğlu’nun iç kabinesinin kararı…

        İddialarına göre 2 aya yakın süredir de üzerinde çalışıyorlarmış.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarın Cem Evi ziyaretinde yapacağı açılımla birlikte başörtüsü konusunu da gündeme getireceğinden haberdar olunca ön almak istemişler.

        CHP’NİN ÜÇ GEREKÇESİ

        Bu konuda parti içinden yükselen eleştirilere, “CHP liderinin de benzer görüşe sahip olduğunun” altı çizilerek şu üç ana başlıkta yanıt veriliyor:

        1- Kanun teklifi atağımızla Türkiye’de başörtüsü sorununu AKP’nin çözmediğini, sorunun bitmediğini gösterdik. Demek ki Erdoğan 20 yıldır bu sorunu çözmemiş, kullanmış.

        2- Kanun teklifiyle sorunun çözümünün CHP’de olduğunu ortaya koyduk..

        3- CHP’nin fiili girişimi ile (de-facto) Erdoğan’ın bu gerçeği kabul etmek zorunda kaldığını da kamuoyu önünde sergiledik.

        CHP kendi içinde bu savunmayı yapabilir, ancak toplumun gündeminden çıkmış, yasa ve Anayasa sorunu olmayan, daha da ilerisi AK Parti’nin en güçlü olduğu konu CHP eliyle gündeme geldi.

        Üstelik Anayasa değişikliğine dönüştü; hayata geçmemesinin de bir engeli yok.

        Nitekim dün CHP yönetiminden kiminle konuşsam tek başına başörtüsü ve inanç özgürlüğü ile ilgili düzenleme gelmesi halinde Anayasa değişikliğine destek vereceklerini söyledi.

        Nitekim Kılıçdaroğlu da sosyal medya hesabından “eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa…” diyerek konunun sadece başörtüsü ve Alevi vatandaşların hak ve özgürlüklerini kapsaması halinde destek vermeye hazır olduklarını açıkladı…

        MASADA GÜNDEME GELMEDİ

        Sadece CHP de değil, bundan böyle geçmişte de değişikliğe oy veren HDP ile TBMM’deki merkez sağ partilerin hiç biri destek vermemezlik yapamaz.

        Konunun CHP yönü böyle olmakla birlikte, gelinen noktaya 6’lı masa bileşenlerinin tepkili olduğunu belirteyim.

        Özellikle de İYİ Parti’de milletvekilinden, parti yöneticisine kadar kiminle konuştuysam CHP yönetimini eleştirmekten geri durmadı.

        Grup toplantısı sonrası yapılan Başkanlık Divanı toplantısında da sert eleştiriler yapıldığını gizlemedi.

        Aktardıklarına göre, 6’lı masanın hafta sonu yapılan toplantısında konu hiç gündeme gelmemiş.

        6’lı masanın bu ayki toplantısına ev sahipliği yapan Kılıçdaroğlu’nun liderler turu sırasındaki ikili görüşmelerinde ele alınıp alınmadığı konusu bilinmiyor.

        Söyledikleri tek cümle var:

        “Kendisi Başkanlık Divanımızda da açıkladı; Kemal Bey (Kılıçdaroğlu), Meral Hanım’la (Akşener) ne ikili görüşmesinde, ne de masada dile getirmiş…”

        İYİ PARTİ’NİN SİTEMİ

        Bir süredir “bize parmak sallanarak dayatmada bulunuluyor” diye CHP’ye eleştiri getiren İYİ Parti’nin sitemi bu gelişmeyle birlikte biraz daha yükselmiş bulunuyor.

        Masada “ortak hareket etme” kararı alınmasına rağmen, haberleri olmadan CHP’nin yasa teklifinde bulunmasına tepkililer.

        Ekonomi ve demokratikleşme gibi konular varken, başörtüsünü gündeme getirerek Erdoğan’ın eline koz verildiği görüşündeler.

        Anayasa değişikliği geldiğinde oy vermekten başka bir çarelerinin olmadığının da bilincindeler.

        Şurası açık ki, 6’lı masada yakın geçmişte ortaya çıkan sorun tam giderildi sanılırken yeni bir tepkiye neden oldu…

        Dolayısıyla zaten kırılgan yapıda olan masa, ortaya çıkan yeni çatlakla daha kırılgan hale geldi…

        Diğer Yazılar