Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Elon Musk bir Bond filminde dünyayı ele geçirmek isteyen kötü adam mı yoksa sınırsız ifade özgürlüğünün garantisi bir kahraman mı? Kendisini sunuş biçimine bakılırsa ikincisi. Teknoloji dünyasının ve basının bir bölümüne göreyse hiçbir adımı önceden tahmin edilemez olduğundan niyetinin iyiliği hakkında da şüphe duymak yerinde. Öyle ya da böyle, dünyayı çok fazla oyaladığı ve insanların kafasını karıştırdığı ortada. Bir yanda neredeyse bir tarikat lideri gibi ağzının içine bakan takipçileri var, tam karşısındaysa kontrolsüz güçle nasıl baş edileceğini bilmeyen diğerleri. O diğerlerinden biri bir süredir Twitter. Sosyal medya platformunun ciddi bir Elon Musk problemi var. Önce şirketin gizlice hisselerini almaya başladı, ardından yönetim kuruluna girip uslu uslu oturmaya ve görüşlerini şirketle paylaşmaya razı oldu, sonra bütün bunlardan vazgeçip tamamına talip oldu. Parası var alır; gerçi o parayı nereden bulacağı problemli. Dünyanın en zengin insanı ama parasının çoğu Tesla hisselerinde, bu hisseleri bozdurması şirketin değerini düşürecek ve yönetim kurulunun hoşuna gitmeyecek. Dahası Twitter kendi şirketinin hisselerini sayısını artırarak “zehirli hap” denen yöntemi uyguladı ve şimdilik Musk’ın satın almasını engelledi gibi gözüküyor. Yine de inatla, ısrarla Twitter’a talip olması sadece parasıyla ortama meydan okumak değil.

        KAMUSAL ALAN DEĞİL

        Elon Musk için Twitter günümüzün defacto kamusal alanı ve buna göre davranması gerekiyor. Kamusal alan, tıpkı Hyde Park’taki kürsü gibi, her önüne gelenin her istediğini söylemesine imkân tanıyabiliyor. Elbette kamusal alanda söyledikleriniz de yasalar çerçevesinde denetlenebilir, her aklınıza gelen bir başkasının güvenliğine tehdit oluşturuyorsa yaptırımla uygulanabilir. Yine de Musk’ın anladığı tanımıyla kamusal alan denetimsiz bir ortam. Oysa denetimsizlik ancak sahipsizlikle mümkün olabilir.

        Başta Twitter hesabının geri verilmesini isteyen Trump yandaşları olmak üzere Musk’ın ifade özgürlüğü bayraktarlığına inananların gözden kaçırdığı nokta bütün sosyal medya platformlarının özel birer şirket olduğu. Sahipleri, yöneticileri, yönetim kurulları belli. Özel şirketlerin de istediğini işe alıp almama gibi dilediğine söz verme hakları da var. Apple’ın işletim sistemi ya da donanımında kullanıcıların değişiklik yapmamasının bir nedeni var: Apple öyle istiyor, beğenmeyen almasın diyor.

        Aslında 2016’ya kadar sosyal medya platformlarının sahipleri dünyanın ciddi meselesi değildi. Ancak Mark Zuckerberg’in Facebook’ta denetimsizliğe izin vermesi Amerikan seçimlerinin kaderini etkilediğinden beri Silikon Vadisi’ne yönelik kuşkular artmaya başladı. Facebook ya da Twitter çıktığında pek çoğumuz hiç sorgulamadan kişisel verilerimizi paylaştık, içimizden geleni yazdık, özel fotoğraflarımızı yükledik ve bunun bir gün aleyhimize dönebileceğine ihtimal vermedik. Yazılım şık, işleyiş de kusursuz olduğu için bu teknoloji şirketlerine güvendik. Hatta çoğumuz devletlere güvendiğimizden daha çok güvendik.

        Ancak bir süre sonra devletlerden daha büyük birer güç olmaya başladı bu şirketler. Verilerimiz sadece şirket patronlarını zengin etmeye yaramadı, aynı zamanda da beynimizin yıkanmasını, güç odakları tarafından manipüle olmamızı da sağladı. Rus hacker’ların seçim müdahalesi ABD’de cahil sosyal medya okurunun oyunu değiştirdi. Türkiye’de henüz demokratik işleyişe bu kadar örgütlü bir saldırı ortaya çıkmadı, ama sağda ya da solda yer alan seçmenin inandığı yalanlara bakarsanız kaynağının sosyal medya olduğunu göreceksiniz. Yakın arkadaş ve akrabalarınız hala bazı yalanlara din gibi inanıyor.

        Donald Trump’tan sonra sosyal medya şirketleri kendilerine çeki düzen vermek zorunda kaldılar çünkü her isteyenin ağzına geleni söylediği kamusal alan onları zor durumda bırakmaya başladı. Dünyayı daha yaşanılabilir bir yer yapmak gibi ulvi bir amaçları da yoktu, ama para kaybetmeye başladılar. Büyük şirketler Facebook’tan reklamlarını çekti, kullanıcılar hesaplarını kapattı. Twitter ve Facebok krizi kontrol etmek uğruna kısıtlamalara mecbur kaldılar. Başta Trump olmak üzere aşırı sağın komplo teorisyenlerinin sesi kısıldı, hesapları iptal edildi. Musk’un görünürde itirazı da buna. Bırakın herkes konuşsun, diyor. İş o kadar kolay olsa keşke. Zira henüz sosyal medyada herkes konuştuğu zaman yalanın yayılmasının önüne geçilecek sihirli formül bulunamadı.

        Kim bilir, belki Musk’ın niyeti gerçekten iyidir. Her fikir konuşulduğunda doğrunun er geç kazanacağını umut ediyordur. Ama ben o kadar iyi niyetli değilim. Bana kalırsa Elon Musk’ın Twitter’a sahip olma isteğinin asıl nedeni çok tanıdık.

        BAŞKA YERDE YAZAMAZDIM

        Bundan sonrasını bir başka yayın organında bu kadar rahat yazamayabilirim. Ama devletten ihale almayan bir iş adamının sahibi olduğu medya kuruluşunda rahatlıkla söyleyebilirim. Medya patronları neden para kaybetmesine rağmen medyada kalmakta ısrar ediyorsa Elon Musk da bu yüzden sosyal medya şirketi almak istiyor. Rupert Murdoch’ın Avustralya ve İngiltere’nin her başbakanını atama ya da 90'lardaki gibi Türkiye’deki pek çok medya patronunun gazetelerini kullanarak banka sahibi olma, ihale alma isteğinden farklı değil.

        Twitter’ı sahiden de yüzlerce milyon kişilik bir kamusal alan olarak görüyor ve buraya hükmetmek istiyor. Jeff Bezos’un Washington Post’u alması sürekli onunla rekabet halindeki Elon Musk’ı kesmiyor; geleneksel medya—en azından ABD’de—teamüllerle yürüyor hala, silaha döndürmek o kadar kolay değil. Ama Musk sahibi olduktan sonra Twitter’la istediğini yaptırabilecek ciddi bir güç sahibi olabileceğini biliyor.

        Tarikat lideri benzetmem boşuna değil: Onun her dediğine körü körüne inanan milyonlarca insan var. Bu insanları hareketlendirip bir kamuoyu baskısı oluşturmak, siyaseti yönlendirmek, yeni Amerikan başkanını seçmek ya da halihazırdakini görevden almak, dünyayı alt-üst etmek, dünyanın hakimi olmak Elon Musk zekasında birisi için hiç zor olmasa gerek.

        Diğer Yazılar