Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kaz Dağları içimizin yarası.. Kanadalı madencilik şirketi Alamos tarafından yapılan doğa katliamına hepimiz üzgünüz ve öfkeliyiz. Bu çarpıcı duruma karşı koyabilmek ve katliamı durdurabilmek için pek çok kurum bir araya geldi, toplumsal bir tepki oluştu. Alamos'a karşı mücadeleye son olarak İzmir Barosu da var gücüyle katıldı. İzmir Barosu, söz konusu çevre katliamına karşı birlikte çalışmak için Kanada baroları ve hukuk örgütleri ile başta Kanada Başbakanı Justin Trudeau olmak üzere siyasi parti temsilciliklerine birer mektup gönderdi.

        Kanada Barosu, Ontario Barosu, Quebec Barosu, Toronto Avukatlar Örgütü, Ottawa Barosu, Montreal Barosu, Kanada Çevre Hakları Örgütü, İnsan Hakları İçin Kanadalı Avukatlar Örgütü ile başta Kanada Başbakanı Justin Trudeau olmak üzere mecliste temsil edilen siyasi parti ve temsilcilerine yollanan mektupta, Kaz Dağları’nda yaşanan çevre katliamına karşı hem Kanada’da hem de Türkiye’de ortak bir hukuk mücadelesi yapma çağrısında bulunuldu.

        Duyarlı girişiminden dolayı İzmir Barosu'nu kutluyorum. Keşke diğer barolarımız da aynı duyarlılığı gösterse de, dünyayı ayağa kaldırsalar.

        Peki, mektup bir işe yarar mı?

        En azından şu işe yarar:

        - Kanada ve Türkiye’de başlatılması hedeflenen hukuki ve toplumsal mücadele, bölge insanının sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının korunmasına yardım eder.

        - Bu işbirliği aynı zamanda Kanada ve Türk halkları arasında sonsuza dek sürecek kopmaz bir bağ kurulmasını sağlar.

        İzmir Barosu'nun yolladığı mektubun içeriğini aşağıda sizlere de aynen sunuyorum. Umuyorum ki, tüm bu ulusal ve uluslararası çabalar en kısa zamanda amaca ulaşır ve Kaz Dağları'ndaki vahşilik bir an evvel son bulur.

        İŞTE BARO'NUN MEKTUBU

        "Muhtemelen bilginiz olduğu üzere Kanadalı bir şirket olan Alamos Altıncılık A.Ş. Türkiye’nin batısında yer alan Kaz Dağları bölgesinde üç farklı alanda altın madeni çıkarma hakkını almıştır. Alamos Altıncılık A.Ş. ilk çalışma sahası olarak belirlediği Kirazlı bölgesinde madencilik faaliyetlerine başlamış bulunmaktadır.

        Merkezi hükümetin desteğiyle ve devam etmekte olan hukuki sürece rağmen Alamos Altıncılık, bölgedeki çalışmalarını sürdürmektedir. Binlerce insan her gün Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetini protesto ederek toplumun hemen her kesiminden insanların katılımı ile “Su ve Vicdan Nöbeti” adında bir eylem başlatmıştır. Çevre hakları alanında çalışan STK’ler, insan hakları örgütleri, siyasal partiler, barolar ve diğer hukuk kurumları altın madenciliğine karşı Kaz Dağları bölgesinde ve mahkemeler önünde yasal mücadelelerini sürdürmektedir.

        Alamos altın madeni sahası, antik Truva Kenti’ne yakın bir alanda bulunmakta ve yüzlerce endemik bitki ve hayvanın yaşadığı bir doğal miras olan Kaz Dağları üzerinde geniş bir alanı kaplamaktadır. Halihazırda sadece Kirazlı’da bulunan tek bir maden sahasında 195.000 ağacın kesildiği ifade edilmektedir. Ancak, altın madenlerinin yaratacağı zararın bundan çok daha büyük olacağı ve tarım arazileri ile tüm bölgenin su havzalarının da geri dönülmez şekilde altın madeni projesinden etkileneceği beklenmektedir.

        KISA SÜREDE GÖRÜŞELİM

        İzmir Barosu, 10.000 üyesiyle ve Türkiye ile tüm Ege coğrafyasının en eski ve en prestijli resmi hukuk kurumlarından biri olarak 111 yıldır demokrasi ve insan hakları alanında çalışmalarını sürdürmektedir. İzmir Barosu, Avukatlık Kanunu ile kendisine verilen insan haklarını savunmak görevi uyarınca Kaz Dağları’nda devam etmekte olan büyük çevre hakkı ihlalini durdurmak için üzerine düşen sorumluluğu bir görev olarak üstlenmiştir.

        Biz bu vesile ile sizleri Alamos Altıncılık A.Ş tarafından Kaz Dağları’nda insan yaşamına, hayvan ve bitkilerin hayatına ve bölgemizin sonraki nesillerinin geleceğine karşı sürdürülmekte olan madencilik faaliyetlerine karşı birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Çok güçlü şekilde inanıyoruz ki, sizinle birlikte Kanada ve Türkiye’de başlatmayı hedeflediğimiz hukuki ve toplumsal mücadele, bölge insanının sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını korumamıza yardım edecek ve bu işbirliği aynı zamanda Kanada ve Türk halkları arasında sonsuza dek sürecek kopmaz bir bağ kurmamızı sağlayacaktır.

        Hukuk ve çevre mücadelemize vereceğiniz katkıları konuşmak üzere sizlerle kısa sürede görüşmeyi dileriz.

        Saygılarımızla.."

        Diğer Yazılar