Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meğer yeni çıkmamış, bu virüs aslında hep varmış. İlk kez 2003 yılında uluslararası acil durum ilanına kadar giden bir salgının ana etkeni olmuş, ardından Suudi Arabistan orijinli MERS-CoV ve nihayetinde de SARS ile daha önce de dünya gündemine oturmuş. Bu seferki de Çin kaynaklı ve hızla yayılıyor. Hafta başı itibari ile vaka sayısı 3000’i, ölenler ise 180’i geçmiş durumda.

        Sevgili arkadaşım Dr. Zeki Hozer, konuyla ilgili önemli bir yazı kaleme aldı. Virüsün gelişiminden yayılımına ve alınması gereken önlemlere kadar pek çok noktaya değindi. Onun verdiği bu bilgilerden bazılarını sizlere de aktarmak istiyorum.

        Dr. Hozer, öncelikle virüsü şu şekilde tarif ediyor: Coronavirüsler tek zincirli RNA virüsleridir ve yüzeylerindeki çubuksu uzantıları ve çıkıntıları taç şeklinde olduğu için ‘taç’ ın Latince karşılığı olan ‘corona’dan ismini alır. İnsan, yarasa, kedi, domuz ve yılan gibi sürüngenlerde izole edilmektedir.

        Corona virüsü (CoV) hep vardı. Tıp dünyasında, soğuk algınlığından Ortadoğu solunum (MERS-CoV) ve şiddetli akut solunum sendromuna (SARs-CoV) kadar çok ciddi hastalıklara yol açan büyük bir virüs ailesi olarak biliniyor.

        TEDAVİSİ BİLİNMİYOR

        İzlediğimiz kadarıyla, bu seferki virüs bulaşıcı özelliğini giderek arttırıyor. Hastalığın inkübasyon süreci denilen ve virüs alınmasına rağmen hiçbir belirtinin olmadığı 1-14 günlük dönemde bile etrafındaki insanlara geçebildiği tespit edildi.

        Bu önemli, çünkü daha önce de ölümcül bir salgın olarak hatırlarda olan SARS ve EBOLA benzeri Corona Virüs enfeksiyonlarında, hastalık tüm belirtileri ile ortaya çıkınca bulaşma özelliği kazanıyordu.

        Virüs, aralık ayında görüldü ve şimdilik 2019–CoV ismi verildi. Halihazırda bir tedavisi bilinmiyor ve Çin dahil 14 ülkede tanımlanmış durumda.

        Corona ile ilgili olarak tüm sağlık otoriteleri endişeli, çünkü 2002 yılında yine Çin kaynaklı bir başka Corona virüsünün yol açtığı SARS (Akut Solunum Yolu Enfeksiyonu) ile hastalanan 8098 kişinin 774’ü vefat etmişti. Her ne kadar WHO (Dünya Sağlık Örgütü), salgına bağlı küresel bir acil durum ilanı gerçekleştirmese de, araştırmalarını sıkı tutuyor.

        Bazı bilim adamları da iyimser beyanlar dile getiriyor. Örneğin Edinburgh Üniversitesi’nden Profesör Doktor Mark Woolhouse’a göre, bu virüs soğuk algınlığı benzeri bulgular yol açıyor ve SARS kadar ciddi bir profil göstermiyor. Bu konuda bilim çevrelerinde spekülatif yorumlar da yok değil. Laboratuvar ortamında genetik manipülasyonlarla ortaya çıkarılan bir virüs olduğu, birkaç haftaya kadar da stoklanan yeni ilaçların satışa sunulacağına kadar!

        NASIL ÖNLEM ALMALI

        Ortadaki klinik durum ise, yüksek ateş ve kuru öksürük ile başlayan hastalık olduğu, yaklaşık bir hafta sonra nefes darlığı ile dramatik hale geldiği, bunların üzerine eklenen böbrek yetmezliği ve ishal ile hastalar haftalarca tedavi altında kalmak zorunda kaldıkları şeklinde.

        Dr. Zeki Hozer, virüse karşı kişisel koruyucu önlemler alınmasının önemi değiniyor. Mesela, elleri sabun, su ve alkol bazlı ıslak mendiller ile temizlemek gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, el ile burun ve göz temasından kaçınılmalıdır diye de ekliyor. Genel olarak bir çok bulaşıcı hastalıkta olduğu gibi el hijyeni uygulanmasının üzerinde duruluyor. Aynı şekilde, öksüren ya da aksıran insanların ağız ve burunlarını bir mendille kapatması ve ya kol dirsek bölümünü ağıza yaklaştırarak damlacık enfeksiyonu şeklinde ortama yaymamaları gerekiyor.

        2019 CoV, bir zoonoz yani hayvandan (olasılıkla yılan ve yarasa) kaynak aldığı düşünüldüğünden çiftlik hayvanları ya da yabani hayvanlarla temasın, koruyucu tedbir ve ekipman kullanmadanyapılmaması da öneriler arasında.

        Yumurta ve et gibi hayvan orijinli ürünler de çok iyi pişirilmeli. Ama en önemlisi el hijyeni ile grip benzeri belirtiler gösteren insanlardan uzak kalmak şeklinde özetlenebilir. Bu kapsamda, gerekmedikçe toplu yerlerde bulunulmaması hastalık tespiti yapılan ülke ve lokalizasyonlara ziyaretin yapılmaması, toplu ya da kuşkulu alanlarda maske kullanılması da tavsiyeler arasında.

        Diğer Yazılar