Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Büyük ve sorunlu şehirlerimizde "Kentsel Dönüşüm ve Kentsel Yenileme" birinci ve acil konu olarak gündemimize bir kez daha oturdu.

        Oturdu oturmasına ama, bu dönüşümün tam olarak netleşmiş bir planı, kısa, orta ve uzun vadeli bir programı bulunmuyor.

        Her ne kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yerel yönetimler çeşitli hamlelerden bahsetseler, hatta bazı yerlerde harekete geçmiş olsalar da, aslında hangi şehrin nasıl dönüşmesi gerektiğine dair ortak bir yol haritaları yok.

        Oysa olması lazım.

        Her adımın bilinçli, amaçlı ve bütünlük içinde atılması gerekir.

        Mesela, aynı sıkıntıları yaşayan Barselona kenti bunun planını, programını çıkardı bile.

        Özellikle İzmir ile Barselona her zaman kıyaslanır, aralarında büyük benzerlikler olduğu vurgulanır.

        Madem öyle bir benzerlik var, o zaman Barselona'nın ortaya koyduğu yeni kentsel dönüşüm yönteminden de yararlanabiliriz diye düşündüğüm için, onların neler yapmayı hedeflediklerini aktarayım istedim.

        *

        Sözünü ettiğim kentsel dönüşüm ve yenileme planının adı, Barselona Kent Konseyi'nin 2016 yılında oluşturduğu "Superillas" çalışmasının bir uzantısı.

        Superillas, Barselona’da trafiği azaltmak, daha çok kamusal alan yaratmak ve şehrin kirlilik sorununu çözmek için tasarlanmış alanlar olarak tanımlanıyor.

        Konsey, son dört yılda araba kaynaklı emisyonlardan oluşan zararlı azot dioksit seviyelerinde yüzde 33’e varan azalma sağlanan 6 Superilla yaratıldığını açıkladı.

        Ancak, kent genelinde azot dioksit seviyelerinin hala AB ve Dünya Sağlık Örgütü’nün sınırlarını aştığını belirtti.

        Eixample bölgesinin ise, şehirdeki tüm ilçeler arasında en yüksek kirlilik düzeyine sahip olduğunu duyurdu.

        *

        Gidenler, görenler belki hatırlar.

        Eixample, geniş bulvarlarla birbirinden ayrılan karakteristik sekizgen bloklarıyla, çoğumuzun Barselona dendiğinde görsel hafızasında belirir.

        19. yüzyılda şehir plancısı Ildefons Cerdà tarafından planlanan Eixample, o dönemde doğal ışığı, havalandırmayı ve ulaşımı göz önünde bulundurması ve sokakların her kavşakta genişleyerek daha fazla alanı açması bakımdan dönemin vizyoner tasarımlarından kabul edildi.

        Günümüzde ise yoğun nüfusu ve artan hareketliliğiyle farklı problemleri var.

        Kent konseyi; yoğunluğu, trafik ve kirlilik seviyeleri nedeniyle "şehrin geri kalanında çok yüksek bir potansiyel etkiye sahip olduğu” için bölgeyi dönüşüm konusunda önceliklendirdi.

        10 yıl sürmesi beklenen dönüşümle, şehirdeki aşırı kirliliğin azalması ve bölgede daha sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturulması hedefliyor.

        Plan, Eixample’nin sokaklarının üçte birini parklara ve meydanlara dönüştürmeyi, yerel halkın evinin 200 metre yakınında güvenli bir açık alan sağlamayı ve toplu taşımaya erişimin daha çok teşvik edilmesini, bisiklet ve yaya yollarının arttırılmasını amaçlıyor.

        *

        Böyle planlar, artık tüm özelliğini yitirmiş, karmaşık yapılaşma yüzünden içinden çıkılmaz hale gelmiş İstanbul için belki çok zor görünebilir.

        Fakat İzmir ve Ankara gibi daha derli toplu şehirlerimiz için hala uygulanabilme olanağı bulunuyor.

        Özellikle, Ekim depreminden sonra kentsel dönüşüm ve kent yenileme programını hızla öne çeken İzmir'in "Superillas" planından ciddi biçimde faydalanabileceğini düşünüyorum.

        Tabii, kentleri yönetenler ne düşünürler, orasını bilemem.

        Önermesi benden, karar vermesi onlardan..

        Diğer Yazılar