Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Biliyorsunuz, 30 Ekim 2020 tarihinde Seferihisar açıklarında gerçekleşen deprem sebebiyle yıkılan binalarda 117 insanımız hayatını kaybetti ve pek çok bina hasar aldı.

        Yaşanan bu vahim depremde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, İzmir il sınırları içerisinde 79 bin 272 adet bağımsız bölüm ağır, orta ve az düzeyde hasar gördü.

        Yıkılan veya hasar alan bu binaların önemli bir kısmı depremde en çok yarayı alan Bayraklı ilçesi sınırları içerisindeydi.

        Ayrıca bütün ilçelerde hasarlı binalar mevcut.

        *

        Ama gelin görün ki, aradan geçen 27 ayda depremzedeler sorunlarıyla tamamen baş başa bırakıldılar.

        Oysa, dirençli bir kentin inşası için hasar alan binaların dönüşümü elzem.

        Ülke olarak içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ise ortada.

        Evlerini kaybeden, ortada bırakılan ve borçlanmak zorunda kalan depremzedeler ise, ekonomik krizden çok daha fazla etkileniyorlar.

        Halbuki, İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği, sorunların çözümü için bugüne kadar birçok talepte bulundu ve yetkililere yol gösterici oldu.

        Sorunların çözümü için hep iki önemli noktaya işaret etti.

        Biri depremzedelere sağlanacak olan sıfır faizli ve uzun vadeli kredi imkanı..

        Diğeri de depremden hasar görmüş alanlara sağlanacak olan emsal artışı..

        *

        Emsal artışını büyük uğraşlar sonucunda almayı başardılar.

        Her ne kadar beklentileri tamamen karşılamasa da, piyasa koşullarına göre daha düşük bir faizle, kredi kullanımının yolunu açtılar.

        Ancak, emsal artışı verildiğinden bu yana karşılarına sürpriz bir şekilde Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) dikildi.

        TMMOB emsal artışına itiraz edip, konuyu mahkemeye taşıdı.

        İlgili imar planının iptali talebiyle hukuki süreç başlattı.

        Mahkemenin talebiyle hazırlanan bilirkişi raporu da depremzedeleri ayrıca hayrete düşürdü.

        İlgili plan notunun bir kamu yararı oluşturmadığını ifade eden bu bilirkişi raporu, depremzedeler tarafından kınandı ve reddedildi.

        Bugün evlerin dönüşümü için ortalama 600 bin lira ödemek gerekirken, emsal artışının olmadığı senaryoda bu rakam 1 milyon lirayı aşıyor.

        Depremzedelerin böyle bir borç altına girmesinin imkanı yok.

        Bu plan notu iptal edilirse, bölge halkı arsa olan hisselerini yok paraya satacak, demografik yapı değişime uğrayacak, insanlar zorunlu bir göçe maruz kalacaklar.

        *

        Şimdi sorarım TMMOB’a, kamu yararı bunun neresinde?

        Bölgede yüzlerce metre uzunluğunda, onlarca gökdelen yapılırken TMMOB neredeydi?

        Tam 2 yıl 3 aydır sorunlarla boğuşan, hiçbir problemleri çözülmeyen depremzedeler, önlerine çıkarılan engellere artık isyan ediyorlar haklı olarak.

        Tüm sivil toplum kuruluşlarını, İzmirlileri, davaya müdahil olmaya, bu garabetin karşısında durmaya davet ediyorlar.

        Halen heyetin depremzedelerimizin faydasına, yani kamu yararını gözeten bir karar alacağını umuyorlar.

        Dilerim öyle olur.

        Aksi taktirde bunun hesabını depremzedeye kim verecek?

        Evi yapılsın diye 27 aydır beklerken hayatını kaybeden 14 canın hesabını kim verecek?

        Bu karar ortaya çıktığında üzüntüden kalp krizi geçiren depremzedelerimizin hesabını kim verece?

        Kim, kim?

        Diğer Yazılar