Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Balat'taki Plato Meslek Yüksekokulu bünyesinde faaliyet gösteren Plato Sanat, güncel sergilere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Yaklaşık iki senedir Marcus Graf küratörlüğünde, çeşitli grup sergileriyle karşımıza çıkan Plato'da, ilk kez kişisel bir sergiye yer veriliyor. "Portfolyo Serisi 1" başlığı altında sunulan Şakir Gökçebağ'ın sergisi, bundan sonra burada gerçekleştirilecek mini retrospektif niteliğindeki sergi dizisinin ilki olma özelliğini taşıyor. Gökçebağ'ın en eskisi 1999 yılına ait olan farklı yapım tarihli üretimlerimleri bir araya getirilirken, sanatçının zamanla evrilen çalışmalarını yakından gözlemleyebilmek mümkün oluyor.

        İŞLEVSELLİKLERİNDEN ARINDIRILAN OBJELER

        Eserlerinde, gündelik hayatta kullandığımız alelade nesneler üzerinden görme ve algılama biçimlerimizi alaşağı eden Şakir Gökçebağ, izleyiciye türlü bakış açıları sunuyor. Ayakkabıdan tuvalet kağıdına, tesbihten mandala, metreden kemere birçok basit malzemeyle oluşturulan yerleştirmeler, sıra dışı bir görsellikle hayatı deneyimleme şeklimizi sorgulayabileceğimiz alanlar da yaratıyor. Çoğaltılmış ya da yapı bozuma uğratılmış halleriyle meydana getirilen çoğu düzenleme, absürt bir dünyanın kapısını aralıyor.

        Sergileme mekânına girer girmez, misinalarla sarkıtılmış saatler dikkat çekiyor. Kırmızı mercimeklerle bezeli, desenli paspasın yanı başında ise bisküvilerle kaplanmış bir masa var. Sıra sıra dizilmiş tesbihler estetize edilerek duvarda yükselen bir merdivene dönüşürken, tuvalet kağıtları da zerafetle kurgulanmış bir enstalasyonu şekillendiriyor. Ayakkabılar da tıpkı tuvalet kağıtları gibi, sanatçının işlerinde kullanımına sıkça başvurduğu objelerden biri. Hem merdiven hem duvar hem de yerde oluşturulan ayakkabılı üç ayrı düzenleme, serginin en ilgi çekici yapıtları arasında yer alıyor.

        Gökçebağ'ın kavramsal meselelere yaklaşımı ise gayet net. "Ben kendimi hiç kategorize etme taraftarı olmadım. Ekspresyonizm, soyut ekspresyonizm, minimalizm, sürrealizm, hazır nesne, dada, fluksus... hepsinden bende biraz var. Doğu'dan ornamentalizm, kaligrafi, Batı'dan Bauhaus, kavramsallık. Önemli olan kendin olmak."

        1994'ten bugüne yaşamını Almanya'da sürdüren Şakir Gökçebağ, son yıllarda Galeri Apel'deki "Salı Pazarı" ve "Bıyıkaltı" başlıklı sergileriyle İstanbullu sanatseverle buluşmuştu. Geçtiğimiz sene Berlin, Tanas'ta gerçekleştirdiği kapsamlı serginin ardından, önceki dönemlerinden örnekler sunan bu sergisiyle 12 Mayıs'a kadar Plato Sanat'ta izlenebilecek.

        Diğer Yazılar