Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇOK iyi oldu bize. Müstahak bize. Belki Ezgi Asaroğlu'nun çok canı yandı, kadınlık onuru yerle bir oldu ama bize ders oldu. Bana da büyük ders oldu. Çok ciddiye aldığım, insan sevgisiyle dolu olduğunu düşündüğüm, sosyalizme inanıp adalet, vicdan, eşitlik gibi konulardaki büyük cümlelerine gözlerim kamaşarak baktığım insanların gerçek yüzüyle bir kez daha buluştum.

        Bir kadın, çalıştığı bir dizinin setinde detayları kimse tarafından yalanlanmayan korkunçlukta bir şiddet eylemine maruz kaldı. Bugün üzerinden beş gün geçti, kimseden çıt yok. Ne Eflatun Film kimi ne şekilde cezalandırdığını açıkladı, ne de Cihangir'de akşama kadar memleketi kurtaran, devrime inancını içtikçe güzelleşip daha da anlatan arkadaşlardan tek bir ses çıktı.

        Çok değil 15 gün önce Oyuncular Sendikası kuruldu. Başına da her fırsatta emeğe, insan haklarına, güzel günlere inancını dile getirmeyi seven Memet Ali Alabora getirildi. Yaptığı konuşmanın metnini sitelerine koymamışlar ama eminim esmiş coşmuştur kürsüde. Oyuncu hakları, çalışma şartları, emeğin sömürüsü gibi konulara değinmiştir. Güzel de yapar bu konuşmaları. Ama şimdi görüyorum ki Oyuncular Sendikası Başkanı olarak sert bir tavır koymaktan da, fikirlerini en net şekilde açıklamaktan da aciz.

        Ataerkil düzenin "Aman susalım, görmemiş gibi yapalım, hatta hiçbir şey yapmayıp sadece mış gibi yapalım" anlayışı onu da esir almış belli ki. Kendisini Twitter'dan takip ediyorum. Benim dün Twitter'dan yaptığım "Sendika nerede" çağrısının ardından bir arkadaşına, "Olay yargıya intikal etti. @oyuncusendika olarak olayı takip ediyoruz" yazmakla yetinebilmiş sadece. Tüm iyi niyetimle sendikanın hesabına girdim, onlar da dün "2012'de TV'leri bekleyen tehlike-Dizi, maç çok, reklam geliri az" diye bir köşe yazısını paylaşmış takipçileriyle. Yani dertleri, kafası kaldırıma bastırılıp boğazı sıkılmış bir meslektaşları değil.

        Kanalların reklam pastasından alacağı pay! Dizilerden kazanacağımız para düşecek mi acep diye hayıflanıyorlar belli ki. Yazıklar olsun! Hepsine tek tek yazıklar olsun! Hele dün, "Ama o benim hakkımda neler neler söylemiş" tadında bir açıklama yapıp eski erkek arkadaşının şiddet eylemi arkasında duran Beste Bereket'e ayrıca yazıklar olsun!

        Sendikanızı da alın başınıza çalın. Yakında güzel bir ofis de tutar, akşamları buluşup güzel güzel demlenirsiniz, birbirinize devrimci nutuklar atarsınız. Devrimci şarkılar dinleyip gözünüzün kenarında özenle tuttuğunuz minik bir gözyaşı damlasıyla dostlarınızı hoş tutarsınız. Hem artık muhafazakâr belediye sizi sokağa da çıkarmıyor, hem Cihangir barlarında çok geçiriyorlarmış hesaba, daha da ucuza gelir sendikada takılmak!

        Oysa devrim, şiddet mağduru bir kadına sahip çıkmakla, ezber bozmakla başlayabilir. Yazımın sonuna Memet Ali Alabora'nın Twitter'da paylaştığı Meltem Arıkan'a ait bir metnin son satırlarını iliştirdim. "Hey, ataerkil erkek" diye başlayan satırlar belki Alabora'ya ve sessizce olayı izleyen meslektaşlarına bazı gerçekleri anımsatır.

        "...Eski okul yöntemlerine takılıp kalma.

        Kaba kuvveti bir kenara bırak, dijital dünyada senin aklına ihtiyacımız olacak.

        Cinselliğimizi yaşayalım, bütünleşelim ve dijital dünyayı ortak bir bilinçle kuralım.

        Toplumların, kadınlarla erkeklerin, ırkların ve dinlerin arasına korku sınırları koymayı bırak.

        Dijital dünyada kadınlar ve erkekler korku sınırlarını birlikte aşacaklar. Akıllı ol, bu sınırları kadınlarla birlikte kaldır.

        Değişim çoktan başladı; en iyisi buna katıl.

        Senin bize, bizim de sana ihtiyacımız var!"

        ***

        Yasa, polisle dalga geçiyor

        HABER zaten çok vahim. Bir üniversite öğrencisi kızı üç adam yolda durdurup kendilerinin polis olduğunu belirterek kimlik soruyorlar. Kızcağız kimliğini gösteriyor. Sonra gideceği yere bırakmayı teklif ediyorlar. Kızcağız polise güvendiğinden kabul ediyor.

        Sonra ona otomobilde ilaçlı içecek verip bayıltıyorlar. 18 yaşındaki kız uyandığında kendini bir otel odasında üç erkek tarafından tecavüze uğramış olarak buluyor. Sonra yardım çağırıyor. Polis mükemmel çalışıp zanlıları yakalıyor.

        Unvan gasbı, kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakmak ve tabii ki rıza dışı ilişki suçlarıyla adliyeye sevk ediliyorlar. Ve hayır, biri kızla aynı odada yakalanan üç zanlı tutuklanmıyor. Aksine ifadeleri alınıp serbest bırakılıyor. Bu ne ki şimdi? Birileri görevini tam yapan polisle dalga mı geçiyor?

        Böyle haberler insana, "İyi ki suçlu peşinde koşan polis değilim" dedirtiyor. Adam her suçu işlesin, yakala, sonra serbest bırakılsın. Vallahi psikolojim bozulurdu. Hayattan, meslekten soğurdum. Sayın Fatma Şahin, çok iş düşüyor size çook!

        Diğer Yazılar