Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İman gücüyle ekonomi düzelmeyeceği gibi kulaktan duyma yanlış bilgi kırıntılarıyla tartışma da yapılamaz.

        Denilen lafın biraz içeriği dolsun diye Amerika’nın mayıs ayından sonra Türkiye’ye getirmeye hazırlandığı "ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası"nın (CAATSA), okunması ömür törpüleyici düzeyde, son derce sıkıcı olan tüm metnini dikkatlice inceledim. New York ve Washington’da konunun uzmanlarıyla da konuştum.

        Gördüm ki Amerika istediği takdirde mayıs ayından sonra Türkiye ekonomisine yıkıcı bir kasırga estirme imkanına sahip. Yaptırımların dayandırılacağı söylenen o yasa ABD’ye bu gücü veriyor.

        Bu tür yaptırımları koordine eden ABD Hazinesi'nin OFAC (Office of Foreign Assets Control) birimi ve Washington güç hiyerarşisinin esas oyuncuları olan Hazine Bakanı Mnuchin ve Trump’ın sözünün dışına çıkmadığı Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Amerika’nın Türkiye’ye yönelik bu gücünü kullanmasını istiyorlar.

        "Bu işleri Trump isterse engeller" diye de düşünülmesin çünkü engelleme gücü yok. Bahsettiğim yukardaki oyuncular Amerikan Kongresi’ndeki havayı da iyi kullanıyorlar ve orada da hava Türkiye'ye karşı durumda.

        Zaten Trump’ın da Türkiye’yi ekonomik yıkımla tehdit eden açıklaması da kayıtlara geçmiş durumda.

        RUS OYUNU

        Bütün bu süreci haziran ayından itibaren devreye sokmayı düşünüyorlar. Çünkü Türkiye’yi batıdan kopartarak kendisine göre büyük zafer kazanacak olan Rusya, Türkiye’ye olabileceklere hiç aldırmadan S-400 füzelerinin Türkiye’ye gönderilmesine haziran sonundan itibaren başlayabileceği sinyalini veriyor. Putin hem Trump hem Türkiye ile oynamaya başladı.

        İşte bu yüzden eğer Türkiye yaptırımlar başlamadan bir şeyler yapmaya niyetliyse mayıs ayı kritik bir tarih olarak öne çıkıyor.

        EKONOMİK YAPTIRIMLAR

        "ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası" Türkiye’ye yönelik devreye sokulduğunda 12 adet yaptırım çeşidi var ve başkandan bunlar arasından en azından 5 tanesini mutlaka uygulaması zorunlu tutuluyor.

        Yasanın 231 ve 235’inci bölümlerini okuduğunuzda başkana tanınan ekonomik yaptırım gücünün Türkiye açısından ne kadar da kötü olabileceğini içiniz titreyerek görüyorsunuz.

        Örneğin ABD’nin Türkiye’ye yönelik IMF, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşlardaki tüm oy haklarını askıya alma girişimi söz konusu olabilir hatta ABD, Türkiye’ye yönelik kredi, hibe ve teknik yardım gibi tüm işlemleri durdurma yolunda adım atabilir.

        Bu yüzden diyorum ki bıçak kemiğe dayamadan önlem almak gerekir.

        Diğer Yazılar