Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Halbuki başlangıç noktasında tamamen farklı şeyler düşünüyordum.

        Ben hala daha Ertuğrul abinin yolladığı futbol sahasına inen kadın fotoğraflarına bakmaktaydım. Yani siyasetinuzağından bile geçmiyordum.

        Bu kadın ile ilgili sosyal medyada esen fırtınayı da takip etmekteydim.

        Ertuğrul abinin dediğine göre bu fotoyu görünce öfkelenen bir kesim varmış.

        Tek elini kullanarak sosyal medya trolcülüğü yapmakta olan insanlardır mutlaka bunlar.

        Olabilir her toplumda makul insanların yanı sıra bir kısım aptal ya da deliler olması gerekiyor ki toplumda bir denge kurulabilsin.

        Makul insanlar aleyhine denge istikrarlı ve kararlı biçimde bozulduğundan bu yana Türkiye çöküşe girdi.

        Allah'tan hala daha gülmeyi ve daha da önemlisi zihinsel yaramazlık yapmayı bilen insanlarımız var.

        REKLAM

        ***

        Örneğin şu mizah duygusunu henüz yitirmemiş arkadaşın sosyal medyada paylaştığı nota bakın.

        El oğlunda sahaya girenlerin o kadın gibi olduğunu bizde ise girenlerin buna benzediklerinisöylüyor ve coğrafyanın bir kader olduğuna bağlıyor işi.

        REKLAM

        ***

        Ben de coğrafyanın bir kader olduğuna dahası bizlerin coğrafyamızın bir mahkumu olduğumuza inanıyorum

        Tim Marshall’ın ‘Prisoners of Geography: Ten Maps that Explan Everything About the World’ adlı kitabınıokuduğumdan bu yana buna daha da inanmaktayım.

        REKLAM

        ***

        Kitabı önerirdim ama ne yazık ki bu çalışmanın 140 karakterle özetlenmiş bir versiyonu bulunmamakta.

        Dinlemekte olduğu her neyse ona bir süreliğine ara vermeyi kabul edecekler için audiobook versiyonu var ama haritalara bakmak büyük ihtimalle bundan da pek mümkün değil.

        Onun için okuması yazması olanlardan dinlemekzorundasınız coğrafyanın hepimizi nasıl bir mahkuma dönüştürdüğünü.

        REKLAM

        ***

        Gerçi coğrafyanın bir kader olduğunu sadece komşularımıza bakarak değil iç siyasete de bakarak görebiliriz.

        Ahmet Davutoğlu’nun sadece var olması bile bu coğrafyanın bir kader olduğunun ve bizlerin de onun mahkûmuolduğumuzun açık bir delilidir.

        Örneğin Ahmet Davutoğlu gibi bir kişinin İsviçre veya Norveç’te var olup politika yapması bence mümkün olamazdı. Kazayla oralarda doğmuş olsaydı mutlaka büyüyünce Türkiye'ye göç ederdi.

        O tamamen bu topraklara ait olan bir oluşum.

        REKLAM

        ***

        Yeni bir parti kurmakta olduğunu şu cümleler ile anlattı: "Yeni hal ile hallenelim." Ve sonra şunu da ekledi: "Ya yeni bir hal ya da izmihlal."

        Konya’da onu dinlemek için toplanmış olanların onu net anladığına eminim ama ben hiç bir şey anlamadım.

        Zaten benim Davutoğlu’nun hedef kitlesinde olduğumu sanmıyorum. Eğer olsaydım kendimle epey bir sorun yaşardım. Varoluşsal krizler, intihar fikirleri falan filan... Ama bunlar olmayacak çünkü ben ve benim gibi insanları hiç aklına getirdiğini sanmıyorum onun.

        REKLAM

        ***

        Adamın ne dediğini anlamak için son günlerde bir dilbilimci gibi yazan Oray Eğin’e danışayım diye bile düşündüm.

        Biliyorsunuz o hayli öfkeli bir yazı yazdı ve Nihal Bengisu’nun yazılarına gelen okuyucu notlarında, Bengisu’nun yazılarında kullanılan dili ağdalı bulanlara duyduğu kızgınlığı ifade etti.

        Olabilir beni ilgilendiren bir boyut yok burada, ama Oray, Davutoğlu’nun konuşmalarını da anlıyordur diye düşündüm.

        Kendisi konuştuğunda TürkçeyiABD dışişleri bakanlığındaki diplomatlara verilen hızlandırılmış Türkçe kursundan mezun bir Amerikalı gibi konuşan bir insan nasıl bu hale gelebildi diye bayağı hüzünlendim.

        REKLAM

        ***

        Nasıl ki bizde sahaya inenlerin o adam gibi başka ülkelerde sahaya inenin o kadın gibi olmasının da gösterdiği gibi, Davutoğlu’nun sadece konuşmasında kullandığı kelimeler de başımızdaki coğrafya belasının bir tezahürüdür.

        Ne demek istediğini sonradan çözümledim tabii ki.

        Hayır anlatmayacağım onun fikirlerinin anlaşılmasına ve yayılmasına yardımcı olmayacağım.

        REKLAM

        ***

        Ona baktığımda beni hayli ürküten bir hava da hissediyorum.

        Dedikleri de bunu doğruluyor.

        Anladığım kadarıyla Davutoğlu yine Türkiye hakkında teorik ve derin düşünmeye başlamış.

        Onun son olarak ülke hakkında teorik ve derin düşündüğünde nelerin olduğunu bir hatırlarsanız bunun tekrar olmaması gerektiğini anlarsınız. Çünkü tekrar olursa bu, Türkiye’nin şu haliyle, kaldırabileceği bir badire olamaz. Bu yükü hiç birimiz taşıyamayız.

        REKLAM

        ***

        Bırakın teorik ve derin düşünmesinibir yana, bir de komşularımızla sıfır sorunlu olmak gibi bir hedef de koymuştu.

        Bunu duyduğumda ondan son umudumu da kesmiştim. O ana kadar teorisine derin fikirlerine katılmasam da, en azından onun rasyonel düşünen bir insan olduğunu düşünüyordum.

        Ya Allah'ınızıseverseniz komşuları İran, Irak, Suriye olan bir ülkenin bunlarla sıfır sorun diye bir hedefi olamayacağını yemin ediyorum ki 6 yaşındaki çocuklar bile bilir.

        Nitekim bu komşularla sıfır sorun politikası ortaya atıldığından iki yıl bile geçmedi Türkiye komşularıyla, bırakın komşularını, tüm dünyayla sorunlu birülke haline geldi.

        Başka gezegenlerde yaşayanlar olsaydı onlarla bile sorun yaşamaya kararlıydık.

        REKLAM

        ***

        Olan bitenler, gelinen bu nokta makul insanlar açısından bir sürpriz değil çünkü bunu bekliyorduk, nitekim oldu da.

        Şimdi ise mizah yapmamız veya sahaya inen kadın konusunda düşünceler paylaşmamız da "Eh yetti artık biz oynamıyoruz" dememizin bir sonucudur.

        Diğer Yazılar