Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kültürel ve siyasi açıdan bölünmüş toplumlarda bir yeni ve daha büyük bölünme alanı maske konusunda yaşanmaya başlandı.

        Amerika maske takma konusunda global düzeyde en büyük toplumsal bölünmeyi yaşamaya doğru gidiyor.

        Toplumun bir bölümü maskeyi katlanılması küçük bir rahatsızlık olarak görüyor ve kurallara uyuyor.

        Ancak sayıları hayli fazla olan bir başka grup da var; onlar maske takmaya zorlanmalarını kendi bireysel özgürlük alanlarına devletin bir müdahalesi olarak görüyorlar.

        Ve onlar yapılan tüm uyarılara rağmen kamusal alanlarda maskesiz dolaşmayı devletin zorlamalarına karşı bir siyasi tavır koyma olarak anlatıyorlar.

        *

        "Bunu yapanlar marjinal insanlar, bunlardan her toplumda olabilir, istisnalar kuralları bozmaz" diyerek küçümsemeyin bunu lütfen.

        Amerikan kültürel ve siyasi geleneğinde bu tür bireysel özgürlükçü ve devletin her türlü kurallar getirme girişimine karşı çıkan güçlü bir damar da var.

        *

        Bir toplumda bu tür insanların var olması bireysel özgürlükler açısından olumlu sonuçlar da doğurabilir. Örneğin bugün Amerika’da cinsel tercihlerin bu kadar özgürce yaşanabilmesi ve eşcinsel evliklerinin kolay kabul edilmesi de bir tarafıyla bu tür "Benim ne tercih ettiğime karışmaya hakkınız yok" diyen özgürlükçü insanların da aktif katkılarıyla olabilmiştir.

        Ancak bu özgürlükçü (Liberterian) akımların bazen topluma yararı değil kötülüğü dokunabilen yanları da olabiliyor.

        Örneğin "Her yerde her zaman istediğim gibi silah taşıyabilirim buna kimse karışamaz bu da benim tercihim" diyebilen insanların bu tavrını bu toplum ancak insanlar o taşıdıkları silahları kullanmaya başladıklarından sonra tartışabiliyorlar.

        REKLAM

        *

        Şimdi aynı özgürlükçü tavır maske takmaya karşıtlık olarak da ortaya çıktı.

        "Devlet benim ne yapacağımı söyleyemez ben maskeyi takmak istemiyorsam takmam" diyen zihniyet nerdeyse isyanda bugün Amerika’da.

        Ve bunun sonuçlarını maalesef New York gibi şehirlerin dışındaki artan hasta insan sayısında bütün Amerika’da görüyoruz.

        Ancak "Kurallara uyulmadığında senin hareketin yüzünden salgın da artıyor" argümanı bile bu insanları etkilemiyor, bu bile davranışlarını değiştirmeye yetemiyor.

        Bu defa da "Devletin beni almayı tercih ettiğim risklerden korumaya hakkı yok, risk almak istiyorsam alırım" diyebiliyorlar.

        *

        Bu 'extreme libertarianism' (aşırı özgürlükçü) tavırlar Amerikan toplumunun genlerinde var.

        Pozitif kurallara daima uyduğum halde bana bile güzel gelebilen bazı tavırlar alabiliyorlar bu insanlar. Örneğin düşünce, ifade özgürlüğü konularında aşırı özgürlükçü tavırlar hoş olabiliyor.

        *

        Ancak maske takıp takmamayı da bir ifade özgürlüğü gibi tanımlamaya çalışmanın doğru olup olmadığına bakmak lazım.

        Mesele halk sağlığı ile ilgili olduğundan işin içinde sadece sağlık değil aynı zamanda halk da olduğundan bu alanda da siyasetin de bir şekilde olması belki kaçınılmazdır.

        *

        Tamam ben maske takmamanın temelde bir bireysel tercih ve ifade özgürlüğü olabileceğini kabul edebilirim.

        Ama ben aynı zamanda maske takmanın da bir ifade ve tercih özgürlüğü olduğunu da kabul etmiş durumdayım.

        Ve tercihini maske takmama yönünde alanlar benim özgürlük alanıma tecavüz ediyorlarsa ve benim hayatımı riske atıyorlarsa onlara güçlü biçimde "Maskelerinizi takın" diye seslenme hakkım da doğuyor bence.

        Çünkü sizin ifade ve tercih özgürlüğü diyerek maske takmamanız bizlerin tercih ve ifade özgürlüklerimizi kısıtlıyor ve aslında bu sizlerin inandığınızı söylediğiniz tüm aşırı özgürlükçü ilkelere de aykırı bir şey.

        *

        Madem maske konusu bir ifade özgürlüğü çerçevesinde siyasi bir tavır o zaman da ben maske takmaya karşı çıkanlara "Madem siyasi bir tavır almak istiyorsunuz o zaman bunu maskenizi takarak da yapabilirsiniz" diyorum.

        Herkes kendi maskesini kendi tasarımlayabilir. O maskeler yüzünüzde hayata dair düşüncelerinizin ve tavırlarınızın ilan edildiği panolara dönüşebilir. İlla da maskeyle tavır sergilemek isteyen varsa bunu maskeyi çene altında veya elinde sallayarak değil o maskeyi doğru takarak tavrını sergileyebilir.

        Amerika’da şu anda birçok insan "Siyah yaşamlar önemlidir" sloganlı maskelerle geziyorlar etrafta.

        Benim en çok sevdiğim tavırlı maskede ise zorunlu maske takmaya karşı olduğu sloganıyla dolaşıyordu kadın sokaklarda. Bunu çok sevdim çünkü ilke olarak karşı olduğu bir şeyi sadece halk sağlığı için yapmayı tercih etmişti o kadın ve bunu maskesinden ilan ediyordu.

        Bence zamanımızın ruhuna çok uygundu onun bu davranış biçimi.

        Ben maskemin üzerine bir slogan yazacak olsaydım bu ‘SAKİN DÜŞÜNELİM’ olurdu. Böyle bir şey yapmayacağım tabii ki çünkü ben sloganlarla mesajlar vermeyi anlamsız bir zevksizlik olarak görürüm.

        Diğer Yazılar