Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Pazar gecesi basket maçı bitince yaşamakta olduğum siteden Türkiye’nin şampiyonluğunu kutlama seslerini bekledim.

        Bir futbol şampiyonluğu söz konusu olsaydı sitemiz bayram yerine dönerdi.

        Bunun en son örneğini Beşiktaş’ın şampiyon olduğu gece yaşadık. O maç biter bitmez tezahüratlar, ışıklı gösteriler havai fişekler ile sloganlar başladı. Güzel bir sona yakışan güzel bir kutlamaydı.

        Şampiyon Galatasaray veya Fenerbahçe olsaydı yine aynı manzarayla karşılaşacağımızı biliyorum çünkü geçmiş deneyimlerim bunu göstermişti. Bu durumda milli takımımızın Avrupa şampiyonluğu söz konusu olsaydı neler olabileceğini hiç düşünebiliyor musunuz?

        DOĞRUSU ÜZÜLDÜM

        Anadolu Efes’in basketbolda Avrupa’nın en büyük kupasını kazanmasından sonra açıkçası üzüldüm.

        Futbol söz konusu olsaydı ortalığın çınlayacağı sitede tam bir sessizlik hüküm sürüyordu.

        Ben ortalık çılgınca kutlama ile inlese bile öyle fazla bağırıp çağırabilen bir insan değilim. Bu durumları duygusal bir sessizlik içinde en fazla alkışlayarak katılmakla geçiştiririm. Bu halimle övünmüyorum ama ne yapayım karakterim böyle

        REKLAM

        Ama Anadolu Efes’in bu başarısına sitede yapılan büyük haksızlığa dayanamadım ve maçın bitiş düdüğü çalınca balkona fırlayıp ‘Türkiye, Türkiye’ diye var gücümle bağırmaya başladım. Umudum bir amigo gibi bir hareketlilik başlatmak mıydı bilemiyorum ama bu kendi geleneksel çizgime hiç uymayan davranışım bile karım ve çocuğumda hayret dolu bakışların oluşmasına neden olmaya yetmişti.

        Başka iki evin de balkonundan da ‘kırmızı’ sloganları yükseldi ona da sadece yan komşuları ‘beyaz’ diye cevap verdi ama hiç bir tezahürat yaygınlaşıp ortalığı hak ettiği gibi bayram yerine dönüştüremedi.

        TAMAM FUTBOL BAŞKA DA...

        Hayalci değilim basketbolun futbol gibi bu ülkede duyguları coşturamadığını biliyorum.

        Futbol takımlarının geleneksel coşku oluşturma gücünü, çocukluğumuzdan bu yana takım tutma geleneğimizi ve bunun getirebildiği coşkuları tabii ki biliyorum. Coşkulu değilim dediysem o kadar da zombi durumunda değilim tabii ki.

        İlkokuldayken babam beni Ankara’da Galatasaray’ın kampına götürdüğünde Metin Oktay ve Turgay Şeren’in elini öptüğüm günden bu yana Galatasaraylıyım.

        Belki de bu yüzden olsa gerek hiçbir basketbol maçı beni de futbol maçı gibi heyecanlandırmaz.

        TED KOLEJİ BASKET EKOLÜ

        Futbolun dalgalandırabildiği duyguları anlıyorum. Üstelik ben TED Ankara Kolejli olduğumdan bir basketbol kültürü içinde de yetiştim.

        Hem lisemizin basket takımı hem de lisemiz ile aynı adı taşıyan profesyonel basket takımı maçlarını yıllarca heyecanla takip ettim.

        Bu kültürümün olmasına rağmen basketbol yıllar içinde hep futbolun gölgesinde kaldı benim açımdan.

        Yani anlayacağınız toplumda futbolun yarattığı duygusallık ve coşku beni şaşırtmasa da yine de Anadolu Efes’in şampiyonluğu sonrasında yaşanan sessizliği çok yadırgıyorum.

        Üstelik toplum olarak bu tür başarı haberlerine çok aç olduğumuz bir dönemde basket şampiyonluğunun neden o coşkuyu yaratamadığını gerçekten de anlamıyorum.

        REKLAM

        Acaba toplum olarak sorunlarımızın ağırlığından, kötü haber bombardımanından dolayı çok mu bunalmış durumdayız da artık mutluluk duyamaz hale mi geldik diye bile düşündüm bir ara.

        Eğer birkaç hafta içinde bu duruma düşmeseydik bu da olamazdı çünkü dediğim gibi futbol ligi sonlandığı gece sitede her türlü coşku fazlasıyla vardı.

        O günden bu yana Türkiye’de değişen tek şey Sedat Peker’in açıklamalarıydı. Duyduklarımız her ne kadar hoş olmasa da bunların bu derece toplumsal depresyon yaratması da pek mümkün değildi.

        Basket sadece yine üvey evlat muamelesi görüyordu getirdiği muhteşem şampiyonluğuna, bunu hiç hak etmemesine rağmen.

        Ergin Ataman ve öğrencilerine Türkiye kocaman bir özür borçlu. Bu yazı ise benim şahsen özür dileme girişimimden ibaret.

        Diğer Yazılar