Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bunca yıldan sonra CHP’nin liderine bir tavsiye yazısı yazacağımı ve bir seçimi bu kadar şahsileştireceğimi hiç düşünmezdim.

        Ama görüyorum ki önümüzdeki birkaç yıl içinde bir yanlış yapmaması için Kemal Bey'in ‘arkadaşça’ tavsiyeye ihtiyacı bulunuyor.

        Ben 1955, Kemal bey ise 1948 doğumlu aramızda 7 yaş var sadece, dolayısıyla tavsiyeme ‘arkadaşça’ dememi mazur görür inşallah. İnşallah beni de devlet adamlarıyla arkadaşlık ilişkisi kurmaya çalışan gazetecilerden görmeye başlamaz. Bu tavsiye girişimim 30 küsur yıllık her düzeyinde yapmış olduğum gazetecilik nedeniyle Türkiye’de politikacı olmanın dayanılmaz ağırlığını bilen ve kendi 67 yılının deneyimlerini kendisine yakın gibi hissettiği bir insan ile paylaşma arzusudur.

        Deniz Baykal CHP başkanıyken makam odasında yaptığımız bir sohbette "Son analizde seninle ben aynı hayat tarzını yaşayıp paylaşıyoruz" demişti. Sonra bu lafın üzerinde düşündüğümde benim CHP’ye ve onun liderlerine yaklaşımımı belirleyen asıl konunun da bu paylaştığımız hayat tarzımız olduğunu fark etmiştim. Atatürkçü düşünceye saygımız, bu düşünceyi hayatımızın belirleyeni yapmamız, laikliğimiz, kadınlarla ilişkimiz, hayatın önemli olabilecek konularına modern yaklaşımımız paylaştığımız bu hayat tarzının belirleyeniydiler.

        İşte bu nedenle bugün de Kemal Bey'e bir, belki de istemeyeceği bir tavsiye verirken çıkış noktam bu ortak arkadaşlık duygumun bir sonucu.

        Ha bir de yanlış anlamayın bu yazı sadece bir gazeteciden bir siyasi lidere şahsi meselelere değinen mektuptan ibaret değil. Aksine ülkenin önemli yakıcı meselesi olan Cumhurbaşkanlığı konusunda şahsi bir yaklaşım ortaya koymak amacı da taşıyor.

        Asıl konuyu açmadan önce bu yaklaşımımın ana noktalarını da netleştireyim de sonradan istenmedik sorun çıkmasın istedim.

        Kemal Bey'in yaşamı

        Kemal Bey'in yaşamı
        0:00 / 0:00

        Dedim ya Kemal Bey ile aramızda sadece 7 yaş fark var. O biraz daha büyüğüm olmasına rağmen ikimizin de aynı olmasa da benzer varoluşsal sorunları paylaşıyor olmamız lazım diye düşünüyorum.

        İkimizde aslında varoluşsal sorunlarımız, hayat deneyimimiz, yaşamın dehşet verebilecekkısalığı ve bizim yaşımızdakiler içinyaklaşanların korkunçluğu üzerine düşünüp biraz kendi içimize çekilip felsefe yapacak yaştayız.

        Üstelik ben bunu yazarlık gibi insanın kendi içine çekilmesine izin veren ve hatta bunu yapılan mesleğin ön koşulu bile sayabilecek bir meslekteyken bunu söylüyorsam, Kemal Bey ise bence aslında ihtiyacı olduğu hayatın korkunç biçimde dışında bir yaşama zorlandığı bir meslek içinde. Düşünsenize her Allah'ın günü bir dizi insanın bitip tükenmek bilmeyen sorunu ile uğraşacaksın. CHP gibi bir partinin dedikodularının baş hedefi olabilecek bir koltuğunda oturacaksın, bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de hayatında hiç de arzu edilemeyecek bir Recep Tayyip Erdoğan meselen de devamlı olacak.

        Daha onun hayatının birçok burada anlatmadığım sorunlu yanları da var ama bu söylediklerim bile bizim yaşımızdaki insanlara uygun bir yaşamı olmadığını göstermeye yeter Kemal Bey'in.

        Yazarlık mesleği aslında normal bir insanı kısa sürede çıldırtabilecek kadar sıkıcı ve durağan bir yaşam gerektirir ama ben bu yaşamıma rağmen daha sakin daha felsefi düşünceye uygun ortama ihtiyaç duyabiliyorsam Kemal Bey'in bu tür bir hayatın özlemini daha fazla hissediyor olması gerekiyor.

        Yaşadıklarını düşünüp hayat deneyimlerini aktaracak eserler vereceğine, belki de yıllardır okumak isteyip de fırsat bulamadığı kitapları okuyup sakin, eylemsiz düşünecek, fiziksel aktivite gerektiğinde ise sadece bahçesinde çalışmak yerine o şimdi ne yapmak zorunda kalıyor? Bu yaşında sıcak altında İstanbul’dan Ankara'ya kadar bile yürümek zorunda kaldı, şimdi iktidar işleri düzgün yürütmüyor diye hemen her gün 19 yaşındaki delikanlılar gibi bazı kurumların merkezini filan basıyor. İktidar nerdeyse hiçbir işi düzgün yapmadığından CHP liderinin basıp kapısına dayanmak zorunda olduğu listesinde daha en azından bin ayrı kurum daha olmalı, 74 yalında bir kişinin yaşamak isteyebileceği bir hayat kesin olmamalı bu.

        Bu noktaya kadar bir durum tespiti yaptım şimdi bu olup bittiğini sandığım şahsi problemlerin cumhurbaşkanlığı seçimi ile alakasını ortaya koyacağım.

        Cumhurbaşkanı kim olacak

        Cumhurbaşkanı kim olacak
        0:00 / 0:00

        Hemen her gece aynı konuların aynı kişilerce içinde insanı şaşırtan düşünceler katiyen olmayan biçimde tartışıldığı bazı kanalların konuşma programlarında Kemal Bey'in cumhurbaşkanlığına aday olacağı veya cumhurbaşkanı olmak istediği söyleniyor.

        Buna itirazım yok. O, bu konuda henüz net bir şey söylememiş olsa dahi gerçekten de o görevi istiyormuş gibi davranıyor.

        Bu tamam da, göreve yakışır da ama bunu neden isteyebileceğini hiç düşündünüz mü, buraya kadar söylediğim bir sürü lüzumsuz gibi gelebilecek lafı işte bunu farklı biçimde düşünebilmemiz için yazdım aslında.

        Cumhurbaşkanlığını neden istediği Süleyman Demirel’e sorulduğunda o evet, "Bu istenmeyecek bir görev değil" diye cevap vermişti ve hatta ölümünden birkaç ay önce onunla bir gece yarısı yaptığımız telefon konuşmasında cumhurbaşkanlığını hala daha arzuladığını ima etmişti.. O gece yarısı benim o gün yayınlanan kendisini cumhurbaşkanlığı görevine davet eden yazım üzerine aramıştı sayın Demirel beni.

        Ama deneyimli tecrübeli Demirel’in o görevi istediği tarihteki yaşının kaç olduğuna bir bakarsanız konuyu daha net anlarsınız.

        Meseleyi cumhurbaşkanlığına uygun yaş nedir çerçevesinde alırsanız o gün Demirel kesin göreve uygundu bugün Kemal Kılıçdaroğlu da göreve yaş nedeniyle ve yukarda anlattıklarım nedeniyle çok uygun. Bunca yıl mücadeleden sonra artık nispeten daha rahat daha sakin bir görevi kesin hak etmiş durumda.

        Ama bunun önkoşulu hem CHP’nin hem de altılı masanın istediği biçimde sistemi güçlendirilmiş parlamenter sistem haline getirdikten sonra uygun o göreve Kemal Bey. Çünkü CHP veya altılı masa dediğini yaparsa cumhurbaşkanlığı, güçlendirilmiş parlamenter sistemde ağırlıklı olarak sembolik görevleri olan ve sorumluluk yükü fazla olmayan hale getirilecek. Yani aslında Demirel’in görevi istediği günlerdeki durumuna tekrar getirilecek güçlendirilmiş parlamenter sistemde cumhurbaşkanlığı.

        Yani benim yukarıda üstünde durmaya çalıştığım hayat gerçeğini, varoluşsal sorunu Kemal Bey de görmüş olmalı ve kendisine cumhurbaşkanlığı görevine çekilip daha rahat, daha sakin bir görev istiyor olabilir getirilecek yeni sistemde.

        Meral Hanım benden bir yaş küçük 1956 doğumlu yani cumhurbaşkanlığına uygun yaş skalasında olmasına rağmen içinde hala daha enerji olduğunu hissettiğinden olsa gerek o da yeni sistemdeki başbakanlığı istediğini deklare etmiş durumda.

        İstediği gibi o başbakan olsun ve Kemal Bey de eğer denildiği gibi istiyorsa cumhurbaşkanı olsun, ikisi de görevlerine uygun ve bu Türkiye için belki ideal bir çözüm bile olabilir.

        Ekrem İmamoğlu meselesi

        Ekrem İmamoğlu meselesi
        0:00 / 0:00

        Tabii meseleye yaşa uygunluk açsından bakarken bir de Ekrem İmamoğlu meselesi var. Açıkçası ben henüz 52 yaşında olan ve bizim gibi cumhurbaşkanlığına uygun yaş grubunda olanlarca dünkü çocuk olarak bile tanımlanabilecek bir yaştaki insanın o yaşta kendisinin siyaseten fiilen emekli olması anlamına gelebilecek güçlendirilmiş parlamenter sistemdeki cumhurbaşkanlığını neden isteyebileceğini anlayamıyorum. O eğer gözü yiyorsa o sistemdeki başbakanlığı koltuğuna belki ilerde yakışabilir. Ama o koltuğu kapmak tahmin edildiğinden daha zorlu olabilir benden söylemesi.

        Özetle eğer denildiği gibi sistem yine değişecekse güçlendirilmiş parlamenter sistem getirilecekse bir kişinin neden o sistemde cumhurbaşkanı olmak isteyebileceğini düşünmesi gerekiyor bir an önce.

        Dediğim gibi Kemal Bey'in o görevi istemesi için mantıki varoluşsal haklı nedenleri olabilir.

        Meral Hanım yaşına güveniyor ve cumhurbaşkanlığını istemiyor.

        Ekrem Bey ise emekli olamayacak yaşta. Başbakan olabilmesi için ise bence daha çok erken.

        Eğer illa da bir belediye başkanının cumhurbaşkanı olması gerekecekse buna benimle aynı yaştaki Mansur Bey daha uygun geliyor bana.

        Diğer Yazılar