Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu bunaltıcı günlerde hepimizin buzdolabını açıp kapama miktarı muhakkak arttı. Ben bizim buzdolabına her yaklaştığımda, üzerindeki manyetik tutturuculara asılmış notlara, mönülere ve manyetik tutturucuların güzelliğine her defasında şaşırıyorum. İspanya'da aldığımız "paella" şeklindeki manyetik süs, benim iştahımı daha da artırıyor. Hayatın her alanından yazı konusu çıkarmak zorunda olduğumdan, bu sefer de mutfaktaki "kitsch" olarak nitelendirdiğim buzdolabı üzerine yapıştırılan manyetik tutturuculara taktım. Ve bunların popüler kültürümüz içindeki yerini ve tarihini araştırdım. Hem bunun çok sıcak yaz aylarımıza da uygun düşeceğini düşünüyorum.

        NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI

        Manyetik süsler, buzdolabının tarihi kadar eski olabilir, ancak yaygın şekilde piyasaya sürülmeleri 1964'te oldu. Bu tarihte Jonh Anaso ile karısı Arlene, evlerde duvarlara asmak için dekoratif askılar icat etti. "Bunlar buzdolabına da asılabilse" diye düşünmeye başlayınca, onları buzdolabına asmanın en iyi yolunun manyetik yapıştırıcılar koymak olduğu düşünüldü ve ileride çok para kazandıracak müthiş bir yeni işkolu ortaya çıktı. New Jersey Eyaleti'nde yaşayan bu çift, evlerinin oturma odasında çalışarak "Arjon Manufacturing Company"yi kurdular ve bir süre sonra, bir çaydanlık şeklinde olan, ucunda minik çıngırak da bulunan ilk manyetik dekoratif askıyı yarattılar. Bu toplum tarafından ilgi görünce ardından akla gelebilecek her değişik şekilde manyetik tutturucu piyasaya sürüldü.

        KAPİTALİZM GÖREV BAŞINDA

        Tutturucuların tüm aile fert leri tarafından buzdolabını her açtıklarında görüleceğini ve misafirlerin de bunlara bakacağını düşünen şirketler, en iyi reklamın bu tutturucular sayesinde yapılacağını anladılar. İlk başta Coke ve çikolata üreticisi Hershey's, manyetik tutturucular üzerine kendi markalarını yazdırdılar ve karı-koca yatırımcılar bu marka işbirliğinden büyük paralar kazandılar. Biliyor olmalısınız, Amerika bu tür hikâyeler nedeniyle "fırsatlar ülkesi" diye adlandırılmaya hak kazandı.

        AİLE BİRLİĞİ Mİ?

        Amerikan reklamcılığında buzdolabı, daima mutlu ailenin sembolü olarak kullanılmıştır. Birçok reklamda ev kadını rolündeki tipik Amerikan görünümlü kadın, buzdolabının önünde durarak satmakta olduğu malın diğer ailelere tanıtımını yapar. Buzdolabı sanki aile birliğinin ve mutluluğun garantisi gibidir. Buzdolabı, sanki birlikte yenilen aile yemeklerini çağrıştırmaktadır.

        Buzdolabı üstü süsler de bu imajı kullandı ve Amerikan ailesinin bilincinde kendisine kolay yer edindi. Aile fertleri bu süsleri, birbirleriyle haberleşme notlarını iliştirmek için de kullanmaya başlayınca yeni bir iletişim veya iletişimsizlik biçimi doğdu. Eve gelenin yaptığı ilk iş, "Acaba önemli bir not var mı" diyerek buzdolabını kontrol etmek oldu ve bu iletişim de aile birliği ideolojisini güçlendiren bir reklam unsuru olarak kullanıldı.

        DERGİLERE BİLE KONU OLDU

        Bunların sosyolojik, kültürel bir vakıa olmalarıyla birlikte basının da konuya ilgisi arttı. Örneğin, Newsweek Dergisi, 1989'da "Mutfak kitsch'i statü kazanıyor. Bununla birlikte 1978 yılında 1 dolar 25 sent verilerek satın alınmış ve artık az bulunan bir manyetik süs, on yıl sonra 150 dolardan alıcı bulabiliyor" diye yazarak kapitalizmde her türlü çılgınlığın mümkün olabileceğini ortaya koydu.

        MUTFAK KITSCH’İNİN ANDY WARHOL’Ü

        Bütün bu abuklukların çok eskilerde filan olduğunu sanmayın. 1991 yılında New York'ta Loren ve Pere galerisi "Marilou'nun manyetikleri" adını verdiği bir sergi açtı ve çok da ilgi gördü. Bu manyetik süslerin diğer pop sanat ürünleri gibi bir piyasası oluşmuştu. New York'taki galerinin sahibi, Marilou'yu Andy Warhol'ün devamı olarak adlandırdı. Kadının bir aşamada tam tamına 2 bin 200 parçadan oluşan bir koleksiyonu oluşmuştu, bayağı da iyi para kazandı bu işten. Her ihtiyacı olduğunda bir kısmını piyasada satıyordu ve her defasında alıcı da buluyordu. Bazı manyetik süsler, piyasadaki değerinin yüz misli fiyata satılabiliyordu.

        UZMANLAR UYARIYOR

        Antika uzmanı olan yazar Harry Rinker, "Bir manyetik süsün kıymetli olabilmesi için hiçbir insanın buzdolabında bulunmamış olması gerekiyor. Eğer süs şimdi bir insanın buzdolabını süslüyorsa koleksiyoner açısından kıymeti sıfırdır" diye yazdı. Rinker'a göre bu süslerin koleksiyonunu yapmak için onları üretildiği an piyasadan toplamak ve hiçbir evin mutfağına girmeden ortadan kaldırmak gerekir. Bu hayli absürd bir uğraş tabii ama bunu da yapanlar gayet tabii ki var.

        Diğer Yazılar