Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GÜNÜBİRLİK çok vaka, daha yerleşik hikâyelerin parçası. İsrail devletinin “geleneksel” hali; ABD’nin “geleneksel” İsrail kollaması dışında, bir de “özellikler” mevcut.

        Başbakan Netanyahu, 14 yıl önce ABD’de “çok özel” bir ekipten telkin almıştı. Clinton döneminde, 1996’da; henüz iktidarda olmayan bu ekip Netanyahu’ya “İsrail’in yeni yol haritası” denen bir plan verdi.

        PLAN

        Ekip başta Perle, Feith; “İsrail sağının kankası neo muhafazakârlar”dan oluşuyordu..

        “Sürekli savaş” kusan plan şöyleydi:

        1. Rabin’in barış süreci terk edilmeli. (Rabin aşırı sağcı katile kurban gitmişti zaten!)

        2. Üç devleti de tehdit edenleri tecrit ve istikrarsızlaştırmak için Ürdün ve Türkiye ile hareket etmeli.

        3. Filistin toprağında her yerde sıcak takip yapabilmeli; Arafat çökertilmeli.

        4. Saddam indirilmeli; Suriye, Filistin yalnızlığa itilmeli.

        ANLAŞMA

        Tarihe dikkat buyurursanız, “sacayağı Türkiye”nin Erbakan hükümeti ile “topallaşma” riskinin, 28 Şubat süreci ile “balans ayarı”na alındığı dönem!

        1994’te DYP-SHP (Çillerİnönü) hükümetinin İsrail’le “Güvenlik Anlaşması” ardından, 1996’da DYP-CHP (Çiller-Baykal) hükümetinin “Askeri İşbirliği”ni, hatta 28 Şubat gölgesinde RP-DYP (ErbakanÇiller) hükümetinin “Savunma Sanayii İşbirliği”ni imzaladığı

        dönem!

        Sonradan “tank ihalesi”ni İsrail’e veren Ecevit-Bahçeli-Yılmaz koalisyonu Savunma Bakanı Çakmakoğlu’nun “İsrail’le anlaşmalar gizlilik dereceli olduğundan TBMM onayına sunulmadı” dediği süreç!

        O ekip ABD yönetiminde olmasa bile; çok sayıda Türk politikacı, gazeteci, işadamı ve askeri etkileyen “düşünce merkezleri” nde, “ağlarda” güçlüydü. Bush’la, ABD yönetiminin kalbine, beynine oturdular. 11 Eylül sonrası “plan” başladı!

        ANLAŞILAN

        Sonrası “bence” biraz şöyle gelişti:

        1. Ekip, AKP gelince tereddüde düştü; AKP’nin tüm şirinliklerine rağmen.

        2. Türkiye’nin savaşa girmesi ve karışması ihtimallerine karşılık (bence bu ekip gölgesinde) “askeri müdahale” planları yapıldı.

        3. Tezkerenin kabul edilmemesi bu ekibi çıldırttı.

        4. Muhtemelen, sonraki kimi “darbe tasavvuru” bu ekiple de bağlantılıydı.

        5. Sağdan sola, Batı’dan Doğu’ya; halkın işgale ve “Bush ABD’si”ne tepkisi ekibin öfkesini katladı.

        6. Kimi önemli cinayet ile “terörün hortlaması”; halkın “işgale ve ABD’ye karşı ortak hissiyat”ının kırılıp cepheleşmenin şiddetlenmesi bu dönemin “tesadüfleri”.

        7. O günler ekibin, Ankara Büyükelçisi Edelman’ın “organize, senkronize” ettiği temasları ilginçti. ABD’deki “İsrail kankası, sağcı merkezler”e gidenler, oradan “fikren” beslenenler; buraya davet edilip Genelkurmay’da dahi kabul görenler; “solcu” sanılan kimi gazetecinin dahi bu ekibi referans alması çok çok ilginçti!

        ANLAŞILMAYAN

        Hoş, uzun süre paniğe gerek yoktu; çünkü şu son döneme kadar AKP de İsrail’le askeri ihale, tatbikat, arazi, aport sermaye ilişkisini sürdürüyordu; Gazze katliamı sonrası süreç tuz biber ekse de. Bence, AKP “darbe tasavvurları” ardında bu ABD’li ekip ile İsrail’i (kendince) tespit etti! Hükümetin (muhtemelen Genelkurmay’la) Türkiye’ye biçtiği yeni bölgesel rol; Erdoğan’ın kendine biçtiği “küresel misyon”; “hayati denklemi”nde Türkiye ayağı ve sigortası sakatlanan İsrail sağını çıldırttı! Hem de hedefteki Suriye, İran’la yakınlaşmış, öyle böyle baş olmak isteyen bir “ayak”!

        Tabii ki başka “yakın tarih” çeviri ve yorumları da var. Benimkisi, elbet kabaca, epeydir ve şimdilik böyle!

        Diğer Yazılar