Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        -PARİS-

        “Fransa’da doğdu… Beşiktaşlı oldu…”

        Tribünler, “Helal olsun sana, Pascal Nouma…” diye devam ediyordu.

        Yazının konusu şahsiyet ise şöyle oldu:

        “İspanya’da doğdu… Fransız oldu… Fransa’ya başbakan oldu… Barselona’ya da belediye başkan adayı”

        Daha ayrıntılı ifadeyle, Fransa’ya yerleşmiş bir Katalan baba ile İsviçreli İtalyan bir annenin isteğiyle Barcelona’da bir Katalan, bir İspanyol olarak doğdu…

        Fransa’da büyüdü, okudu… O sıra Sosyalist Parti’de politika yapmaya başlamıştı ama partinin Mitterrand ile iktidarı aldığı 1981 seçimlerinde oy verme hakkı bile yoktu.

        Ancak bir yıl sonra, 20 yaşında Fransa vatandaşı olabildi.

        Sonra şunlar oldu:

        Belediye başkanı, milletvekili, içişleri bakanı ve başbakan. Fransa’da doğmamış, sonradan “natüralize” olmuş yani vatandaşlığa (hem de 20 yaşında) alınmış ilk Fransa başbakanı.

        BİTMİŞKEN

        Manuel Valls ya da artık ön plana çıkardığı tam adıyla Manuel Carlos Valls Galletti, şimdi de mayıstaki seçimlerde Barselona Belediye Başkanlığı'na aday oldu.

        Fransızca, İspanyolca, Katalanca “Barselona’nın yeni belediye başkanı olmak istiyorum” diyerek.

        Esasen, 56 yaşında Fransa’nın en silik, en bitik, en yenik politikacılarından biri haline gelmişken, şimdi ülkesini, yerel yönetimdeki yerini ve milletvekilliğini bırakarak doğduğu ama hiç yaşamadığı kentine gidiyor.

        (Tersine, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo da bir İspanyol.)

        AYRILIKÇILIĞA KARŞI

        Esasen Sosyalist Parti kökenli, kendini “soldan” diye tanımlayan Valls’ı, solcuların ciddi kısmı “sağcı” olarak sınıflıyor: “Yeni muhafazakar… Sosyal muhafazakar.”

        Katalanlar arasındaki ilk destekçisi ise, ayrılıkçılara, bağımsızlıkçılara karşı olan, İspanya’nın birliğinden yana merkez sağ “Ciudadanos” partisi.

        Aylardır İspanya’nın birliği yönünde propaganda yapan Valls belki de akıllı bir hamleyle partiden değil, bağımsız aday. Ve yine ayrılıkçı karşıtı sosyalistlerin oylarını da almayı planlıyor. Fransa Cumhurbaşkanı da onu destekliyor.

        Buna karşılık, başta ayrılıkçı Katalanlar ve birçok sol siyasi oluşum onun adaylığını “Paraşütçülük… Ne o Barselona’yı tanır, ne Barselona onu!” diye aşağıladılar.

        Fransa’daki “mülteci karşıtı, Müslüman karşıtı, İsrail yanlısı” tavırlarına, Kosovalı bir kızın sınırdışı edilişindeki rolüne dikkat çekildi hemen.

        Valls, Macron
        Valls, Macron

        Eriyen Fransız Sosyalist Partisi’nde bile son başkan adaylığı seçimlerini kaybettiğine, ardından Macron’u destekleyip partisinden istifa ettiğine de.

        Kimine göre, iki ülkeye de “ihanet” ediyordu!

        YENİ SEVGİLİ

        Valls’ın büyükbabası, bir Katalan bankasının kurucusu ve gazete yazarıydı. Asıl ününü, bir Katolik olarak, İç Savaş’ta rahipleri “Troçkistlerden gizlemesi”yle yapmıştı. Babası ressam, anne tarafı heykeltıraştı. Paris’teki evlerinden Vladimir Jankeleviç, Hugo Pratt gibi isimler geçmişti.

        Dört çocuğunun annesi ilk eşi öğretmen, ikinci ünlü bir viyolonistti. Sonra ilk kadın arkadaşı şu andaki iktidardan bir milletvekili oldu… Ve yeni dönemin habercisi ise, yeni sevgilisiydi: Büyük bir ilaç şirketinin mirasçısı, zengin Barselonalı Susana Gallardo.

        Susana Gallardo, Manuel Valls
        Susana Gallardo, Manuel Valls

        Valls’ın onunla aynı adı taşıyan bir yakını, Manuel Valls I Gonna ise Barcelona takımının marşını yapan kişi olarak tanınıyor.

        VATANDAŞ DEĞİL

        Valls İspanya vatandaşı bile değil! Çifte vatandaşlığı yok. Fransa vatandaşı.

        Avrupa Birliği’nin Maasstricht Sözleşmesi'nin, bir AB vatandaşının esas vatandaşı olmadığı bir üye ülkede de yerel seçimlerde aday olabileceğine dair hükmünü kullanıyor.

        Böylece “Avrupa vatandaşlığı”nın çarpıcı bir uygulaması, bir ülkenin (bir devletin) başbakanının bir başka ülkede belediye başkanı adayı (belki başkan) olabilmesiyle tarih yazıyor!

        BİR DE BÖYLE BİR ŞEY

        Fransa’nın bir önceki iktidarının başbakanı, ki şimdiki Cumhurbaşkanı Macron onun hükümetinde bakandı, Barselona belediyesine giderken, şimdiki İçişleri Bakanı Collomb da bakanlığı bırakıp Lyon belediye başkanlığına aday olma kararında.

        Gitmeden, son büyük tepkilerinden biri “Fransa vatandaşı” siyahi bir Rap şarkıcısına oldu.

         Nick Conrad
        Nick Conrad

        Pek şöhreti olmayan Nick Conrad, son klibini Youtube’a koyunca, önce Fransa sağı ayaklandı; sonra iktidar. Youtube videoyu sildi. Ama ilgi daha da büyüdü.

        Çünkü parçanın adı “Beyazları Asın”dı ve sözleri arasında “Kreşteki beyaz bebekleri öldürüp ailelerini asmak” vardı.

        Ona göre, “Beyazların siyahlara yaptıklarına dikkat çekmek için”di; devlete, savcılığa ve sağ partilere göre “ırkçılık, nefret ve şiddet çağrısı”ydı.

        Avrupa’nın bir yüzü bir başbakanı alıp başka yere belediye başkan adayı yapabilen ülkeden ülkeye sınırsızlık ise…

        Bir yüzü de aynı ülke içindeki “duvalar”dı; düşmanlık, korku, nefret ve bir çok ülkede büyüyen ırkçılık vesaire!

        Diğer Yazılar